Mikroplastikler, modern çağın en sinsi çevresel tehditlerinden biri olarak hem doğayı hem de insan sağlığını tehdit ediyor. Çapı 5 milimetreden küçük olan bu plastik parçacıkları, besin zincirine sızarak ekosistemi zehirliyor ve ciddi sağlık sorunlarına yol açtı.
Bilimsel araştırmalar ve uzmanlar, mikroplastik kirliliğinin boyutlarını ve alınması gereken acil önlemleri vurguladı.
BESİN ZİNCİRİNDEKİ ZEHİRLİ DÖNGÜ
Mikroplastikler, günlük hayatta kullandığımız ürünlerden çevreye salınıyor: Şampuanlar, diş macunları, plastik ambalajlar, sentetik kıyafetler, araba lastikleri ve hatta kozmetik ürünler bu parçacıkların başlıca kaynakları arasında.
Uzmanlar, mikroplastiklerin tarım, hayvancılık ve balıkçılık ürünleriyle insan vücuduna kolaylıkla geçtiğini belirterek, "Planktonlardan balıklara, oradan insanlara uzanan bir döngü var. Mikroplastikler, su ekosistemlerinde birikerek besin zincirinin her aşamasını kirletiyor" dedi.
Çukurova Üniversitesi ve Greenpeace Akdeniz'in ortak çalışması, Türkiye'de satılan midye dolmalarda her bir dolma başına ortalama 0,6 mikroplastik parçacığı tespit etti.
Singapur Ulusal Üniversitesi'nden Dr. Emily Curren, mikroplastiklerin denizlerdeki mikroorganizmalar yoluyla taşındığını ve bazılarının insan sağlığına zararlı patojenler içerdiğini vurgulayarak, "Deniz canlıları bu parçacıkları yiyecek sanarak yutuyor ve bu, besin zinciri yoluyla doğrudan insanlara ulaşıyor" dedi.
İNSAN SAĞLIĞINA CİDDİ TEHDİT
Mikroplastiklerin insan sağlığı üzerindeki etkileri, bilim dünyasında endişe verici bir tablo ortaya koydu.
Kardiyoloji uzmanları, mikroplastiklerin kan dolaşımına karışarak damar iç yüzeyinde iltihaplanmaya ve damar sertliğine yol açabileceğini belirterek, "2023'te The Lancet'te yayımlanan bir çalışma, kalp damarlarında mikroplastik tespit edilen hastaların daha kötü klinik sonuçlara sahip olduğunu gösterdi" dedi.
Portsmouth Üniversitesi Devrim Plastikleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Dr. Cressida Bowyer, "Plastiğin insan sağlığı için ciddi riskler oluşturduğuna dair kanıtlar artıyor. Ancak bu tehdide karşı küresel sağlık önlemleri hâlâ yetersiz" dedi.
Mikroplastiklerin endokrin sistem üzerindeki etkileri de dikkat çekti.
ÇEVRESEL FELAKET VE KÜRESEL KRİZ
Mikroplastik kirliliği, yalnızca insan sağlığını değil, tüm ekosistemi tehdit ediyor. Pasifik Okyanusu'nda biriken "Büyük Pasifik Çöp Yığını", 1,8 trilyon plastik parça içeriyor ve bu parçaların çoğu mikroplastiğe dönüşüyor.
Avustralya'daki Wollongong Üniversitesi'nin raporuna göre, plastik kirliliğinin küresel ekonomik maliyeti 2030'a kadar 229 milyar dolara ulaşabilir.
Ulusal Oşinografi Merkezi'nden Dr. Alison Horton, "Mikroplastikler birikince enflamasyon, hücre hasarı ve hormonal değişiklikler görülüyor. Bu, hayvanları zayıflatıyor ve ölüme yol açıyor" dedi.
ÇÖZÜM ARAYIŞLARI VE BİREYSEL ÖNLEMLER
Uzmanlar, mikroplastik kirliliğini azaltmak için hem bireysel hem de toplumsal adımların şart olduğunu vurguladı.
Uzmanlar, plastik kullanımının azaltılması, geri dönüşümün yaygınlaştırılması ve sanayi atıklarının daha sıkı denetlenmesi gerektiğini belirterek, "Biyolojik olarak parçalanabilen malzemeler geliştirilmeli ve çevre farkındalığı artırılmalı" dedi.
Bireyler de bu mücadelede rol oynayabilir. Tek kullanımlık plastiklerden kaçınmak, cam veya metal alternatifler kullanmak, musluk suyu için kaliteli filtreler tercih etmek ve mikroplastik salınımını azaltan çamaşır torbaları kullanmak önerilen adımlar arasında.
Bilim insanları, bu sorunun çözümü için küresel işbirliği ve bireysel farkındalığın kritik olduğunu vurguladı.
Uzmanlar net çağrısı, "Bu görünmez düşmana karşı harekete geçme zamanı geldi." Sözlerini kullandı.
Haber: Mehmet Köpüklü / Haber Merkezi