Tarih: 08.08.2025 00:43

İzleniyorsunuz! Bu haklara dikkat edin

Facebook Twitter Linked-in

Güvenlik kameraları hayatımızın her alanında yanımızda. Sürekli bir yerlerde tercihen ve değil kayıt altına alınıyoruz. Peki bu görüntülerin kullanımı ve paylaşımı konusunda haklarımız neler? Uzmanlar bu konuda dikkat edilmesi gerekenlere dikkat çekiyor.

Sokağa çıktığınızda, apartman girişinde, markette, hatta çalıştığınız iş yerinde… Artık neredeyse her yerde bir güvenlik kamerası var.

Güvenlik gerekçesiyle kullanılan bu sistemler, gerçekten de hırsızlık, zarar verme gibi olumsuzluklara karşı caydırıcı bir rol üstlense bu kayıtların kullanımı, paylaşımı ve yayınlanması konusunda ciddi hukuki sınırlar da söz konusu.

Uzmanlar her görüntünün kayıt altına alınmasının hukuka uygun olmadığının altını çizerken güvenliği sağlamanın yanında kişisel hakların, mahremiyetin ve özel hayatın korunmasına da dikkat çekiyor.

kamera1.jpg

Güvenlik kameraları ile ilgili pek çoğumuzun kafasını karıştıran hukuki detayları Yeniçağ Gazetesi okurları için Avukat Beril Dilek'e sorduk…

KAMERAYLA İZLEME YAPILAN ALANLARDA BİLGİLENDİRME ZORUNLULUĞU VAR MI?

Bugün bir apartmana giriyorsunuz, ya da bir iş yerinde oturuyorsunuz ve etrafınızda kameralar var ama siz hiç farkında bile değilsiniz. İşte burada hukuk "dur" diyor. Eğer bir apartmanda, sitede ya da iş yerinde kamera varsa, o alanda kamerayla izleme yapıldığı açıkça belirtilmelidir.

Bu bilgilendirme yazılı bir levha ile yapılmalı; levhada izleme amacı, kayıtların kim tarafından tutulduğu gibi bilgiler yer almalıdır. "Bu alan güvenlik kamerası ile izlenmektedir." uyarısı görünür bir yere asılmalıdır. Aksi halde, kişinin haberi olmadan alınan görüntüler özel hayatın gizliliğini ihlal eder. Yargıtay kararlarında da, bu bilgilendirme yapılmadan alınan görüntülerin hukuka aykırı olduğu ve yargılamada delil olarak kullanılamayacağı açıkça belirtilmiştir. Kısacası, izliyorsan önce bilgilendir.

whatsapp-gorsel-2025-08-07-saat-18-40-46-dd787e69.jpg

KAMERA KAYDI SOSYAL MEDYADA PAYLAŞILABİLİR Mİ?

Bir gün bir video düşüyor sosyal medyaya… Bir kavgada, bir olayda, bir tartışmada siz de oradasınız. Belki sadece oradan geçiyorsunuz, belki bir kenarda oturuyorsunuz. Ama ne olduysa o kayıt "viral" oldu. Binlerce kişi izliyor. Peki ama siz bu kaydın orada yayınlanmasına izin verdiniz mi? İşte asıl mesele de bu: İzin vermediyseniz, bu paylaşım hukuka aykırıdır. Kamera kayıtları, ister güvenlik kamerası olsun ister cep telefonu kamerası; eğer içinde yüzünüz, sesiniz ya da kimliğinizi ortaya koyacak bir şey varsa, bu görüntü kişisel verinizdir.

Ve sizin izniniz olmadan sosyal medyada paylaşılması, özel hayatın gizliliğini ihlal eder. Bu da ciddi bir suçtur.

İZİNSİZ GÖRÜNTÜ PAYLAŞMAK...

Bu görüntüleri, ilgili kişinin izni olmadan sosyal medyada paylaşmak; özel hayatın gizliliğini ihlal etmek anlamına gelir ve cezai sorumluluk doğurur.

Türk Ceza Kanunu'na göre, bir kişinin görüntüsünü rızası olmadan paylaşmak 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılabilir .

kamerahaberibir.jpg

PEKİ BÖYLE BİR DURUM YAŞANDI VATANDAŞ NE YAPABİLİR?

Öncelikle paylaşımı yapan kişiden kaldırmasını talep edebilir tabi bu durum kişinin kendi inisiyatifine kalmıştır aksi halde doğrudan savcılığa suç duyurusunda bulunabilir. Kısacası: Her görüntü herkese ait değildir. Sizin görüntünüz sizin izniniz olmadan yayılamaz. Sessiz kalmayın, hakkınızı arayın.

guvenlikkamerasiii.jpg

İŞ YERLERİNDE PERSONEL İZLENEBİLİR Mİ?

Son yıllarda birçok iş yerinde "güvenlik" bahanesiyle her hareket kameraya alınıyor. Peki bu yasal mı? İşverenin böyle bir hakkı var mı? Ya da bunun bir sınırı yok mu? Cevap: Evet, sınır var! Hem de çok net! İşveren elbette iş yerinde güvenlik için kamera koyabilir. Ama bu, çalışanı gözetlemek, takip etmek, baskı kurmak için kullanılamaz. Kısacası kamera, işçinin arkasından gizlice değil; önceden bilgilendirilerek kullanılabilir.

İşte yasal sınırlar :

Öncelikle kamerayla izleme önceden bildirilmelidir. Yani siz o iş yerinde çalışmaya başlarken, "şu alanlarda kamera var" denmiş olmalı. Kamera sadece güvenlik amacıyla kullanılmalıdır. Performans değerlendirmesi ya da işçiyi baskı altına almak için kullanılamaz. Özel alanlara kamera konulamaz. Tuvalet, soyunma odası, dinlenme alanı gibi yerlerde kamera kesinlikle yasaktır. Ses kaydı yapılıyorsa ayrıca belirtilmelidir. Kamera sadece görüntü değil, ses de kaydediyorsa bu da açıkça söylenmelidir. İşçi olmak, her an gözetlenmek anlamına gelmez. Kamera varsa, şeffaflık da olmalı. Herkesin mahremiyeti ve hakları vardır, iş yeri bile olsa!

KAMERA KAYITLARI NE KADAR SÜREYLE SAKLANABİLİR?

Ses veya görüntü kayıtlarının ne kadar süre ile saklanması gerektiği hususunda açık ve net bir kanuni düzenleme bulunmamakta olup bu konuda yasal düzenleme eksikliği olduğunu belirtmek gerekir.

Bu kayıtların saklama süreleri ve koşulları ile ilgili detaylı yasal düzenlemeye gidilmesi gerektiği tartışmasızdır. Fakat genel olarak güvenlik kameralarından alınan kayıtlarda süresiz arşivleme yapılmamalı ve bir süre sonra ya kendiliğinden silinmeli ya da imha edilmelidir. Bu saklamalar; hukuki bir sorun, olay veya şikayet yoksa keyfi olarak uzatılamaz. Süresiz arşivleme yapmak, kişisel verilerin korunmasına aykırılık teşkil edebilir.

POLİS İSTEDİĞİNDE KAMERA KAYITLARINI VERMEK ZORUNDA MIYIZ?

Hemen hemen her yerde bir kamera var artık. Evimizin önü, apartman girişleri, dükkanlar, kafeler, iş yerleri… Her şey kayıt altında. Peki diyelim ki bir gün polis geldi ve "şu saatlerdeki kamera kayıtlarını bize verin" dedi. Ne yapmalı? Hemen verilmeli mi? Hukuk bu konuda ne diyor? Önce şunu bilmemiz gerekiyor: Kamera kayıtları öyle sıradan bilgi değil. Bu görüntülerin içinde insanların yüzleri, davranışları, özel halleri olabilir. Yani bu kayıtlar aslında "kişisel veri" sayılıyor. Hal böyleyken, isteyen herkes bu kayıtları alıp kullanamaz. Hatta polis bile! Şimdi gelelim asıl soruya: Polis kamera kayıtlarını istediğinde hemen vermek zorunda mıyız?

Cevap net: Hayır, her zaman değil. Eğer ortada bir savcılık kararı, resmi yazı ya da tutanak yoksa, bu kayıtları vermek zorunda değilsiniz. Polis sadece "sözlü olarak" gelip istediğinde, sizden beklenen şey hemen teslim etmek değil; "Buyurun, resmi yazıyla talep edin" demek olmalı. Elbette bazı istisnalar var. Örneğin ortada ciddi bir olay, sıcak bir suç takibi varsa ve polis de görevli olduğunu resmi olarak belirtiyorsa, bu durumda kayıtlar sınırlı şekilde verilebilir. Ama yine de mümkünse teslim tutanağı düzenlenmeli, kopyası alınmalı. Eğer kayıtlar size değil, yöneticiye ya da işyeri sahibine aitse, o kişinin de izni ya da kararı gereklidir. Unutmayalım, her kamera görüntüsü birilerinin özel hayatına dair izler taşır. Gelişi güzel paylaşmak da, sorumluluk almamak da bizi zor durumda bırakabilir. Haklarınızı bilmek sadece bir ayrıcalık değil, aynı zamanda bir güvenlik tedbiridir. Bilinçli olun, ihlallere sessiz kalmayın.

 

 

 

Haber: Nurşen İlhan / Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —