Türkiye'de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarının artışı, kene popülasyonunu kontrol altına alma yöntemlerini yeniden gündeme getirdi.
Halk arasında "kene avcısı" olarak görülen kekliklerin bu soruna çözüm olup olmadığı merak konusu oldu.
Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, kekliklerin kene yediği yönündeki yaygın inanışın bir efsaneden ibaret olduğunu ortaya koydu.
Üstelik, kekliklerin keneleri taşıyarak hastalıkların yayılmasını artırabileceği uyarısı yapılıyor.
KEKLİKLERİN BESLENME ALIŞKANLIKLARI VE KENE GERÇEĞİ
Keklikler, Türkiye'nin tarım alanlarında ve dağlık bölgelerinde yaygın olarak bulunan omnivor kuşlar.
Kınalı keklik, çil keklik ve dağ kekliği gibi türler, genellikle tohumlar, bitkisel materyaller ve böceklerle besleniyor. Ancak, kenelerin keklik diyetindeki yeri tartışmalı.
İngiltere'deki Nottingham Üniversitesi'nden ekoloji uzmanı Prof. Dr. Sarah Blagden, kekliklerin kene tüketiminin nadiren gerçekleştiğini ve popülasyon kontrolü için yeterli olmadığını belirtti:
"Keklikler, böceklerle beslenirken tesadüfen kene yiyebilir, ancak bu davranış kene popülasyonunu anlamlı şekilde azaltmaz."
Benzer şekilde, ABD'deki Cornell Üniversitesi Ornitoloji Laboratuvarı'ndan Dr. Amanda Rodewald, kekliklerin kene larvalarını tüketebileceğini, ancak bunun kene popülasyonunu kontrol edecek düzeyde olmadığını vurguladı:
"Keklikler keneleri doğrudan hedef almaz. Böcek avcılığı sırasında kene tüketimi olsa bile, bu strateji kene mücadelesinde etkili değil."
BİLİMSEL VERİLER NE DİYOR?
Uluslararası Parazitoloji Dergisi'nde (International Journal of Parasitology) yayımlanan bir makale, kuş türlerinin kene tüketiminin ekosistemdeki diğer faktörlere bağlı olduğunu ve kekliklerin bu konuda belirleyici bir rol oynamadığını ortaya koydu.
Araştırmalar, kekliklerin özellikle palaz döneminde (yavru kekliklikten ergenliğe geçiş süreci) protein ihtiyacı nedeniyle kene yiyebileceğini gösterse de, bu tüketimin kene popülasyonunu azaltacak düzeyde olmadığını vurguladı.
TÜBİTAK destekli bir çalışmada ise Doğu Anadolu'da KKKA riskinin arttığı ve Sivas'taki kenelerin yüzde 10'unun virüslü olduğu belirtildi.
Uzmanlar, kekliklerin kene yemediği ve hatta virüsleri yayabileceği uyarısında bulundu.
KEKLİK AVI VE EKOSİSTEM DENGESİ
Kekliklerin kene popülasyonu üzerindeki etkisi tartışmalı olsa da, uzmanlar doğal dengenin korunmasının önemine dikkat çekti.
Keklik avının artması, doğal ekosistemin bozulmasına yol açarak dolaylı yoldan kene popülasyonunun çoğalmasına katkı sağlayabilir.
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın keklik ve sülün avını üç yıl süreyle yasaklama kararı, bu türlerin korunması ve ekosistem dengesine katkısı açısından olumlu bir adım olarak görüldü.
KENELERDEN KORUNMANIN YOLLARI
Uzmanlar, kene mücadelesinde kekliklere bel bağlamak yerine daha etkili yöntemlere odaklanılmasını önerdi.
Uzmamlar, kenelerden korunmak için şu tavsiyelerde bulundu:
"Kırsal alanlarda açık renkli kıyafetler giyin, pantolon paçalarını çorap içine sokun, kene kovucu sprey kullanın ve çalılıklardan uzak durun. Eve döndüğünüzde vücudunuzu, özellikle koltuk altı, kulak arkası ve saç diplerini kontrol edin."
EFSANE Mİ, GERÇEK Mİ?
Kekliklerin kene yediği yönündeki halk inanışı, bilimsel verilerle desteklenmedi. Uzmanlar, kekliklerin kene popülasyonunu kontrol etmede sınırlı bir etkisi olduğunu, hatta keneleri taşıyarak hastalıkların yayılmasını artırabileceğini belirtti.
Kene mücadelesinde entegre zararlı yönetimi, biyolojik kontrol yöntemleri ve bilinçlendirme kampanyaları gibi bilimsel temelli stratejilere odaklanılması gerektiği vurgulandı.
Haber: Nurşen İlhan / Haber Merkezi