Terör örgütü PKK'nın yayın organında silah bırakma süreci ile ilgili açıklamalarda bulunan örgüt mensubu Cemil Bayık "Eğer silahlı mücadeleyi ortaya çıkaran altyapıyı ortadan kaldırmazsanız, PKK silah bırakır ama yarın başkası silahlanır" dedi. Bayık'ın dün gerçekleştirdiği bu konuşmanın ardından Usta Gazeteci Ardan Zentürk açıklama ile ilgili kritik analizler içeren bir değerlendirmede bulundu.
Zentürk, Bayık'ın yaptığı açıklamayı şu sözlerle değerlendirdi, "Cemal Bayık'ın açıklamasının içinde öne çıkan cümle şu: Eğer silahlı mücadeleyi ortaya çıkaran altyapıyı ortadan kaldırmazsanız PKK silah bırakır ama yarın başkası silahlanır. Yani diyor ki topyekün değişmezseniz ve bizim arzu ettiğimiz noktalarda ağırlık veren bir yasal ve hukuki düzenleme yapmazsanız biz gitmiş oluruz ama birileri var onlar gelir. Bu çok net bir mesaj. Bu çok net mesaj. Niye? Çünkü memnun değiller. Süreçten memnun değiller. Daha doğrusu şöyle kendi kamuoyuyla yürütülmüş olan pazarlıklar arasında sıkışıp kalmış bir hükümetin hareketsizliğinden rahatsızlar. Hareket olsa bu kadar konuşmayacak,bereket var diyecek. Ama sonuç itibariyle Türk kamuoyunun büyük bir kısmı,bu olaya karşı ne oluyor ya burada? Biz savaş mı kaybettik? düşüncesiyle yaklaşınca siyaset tıkandı. Birileri bir şey anlatacak ama anlatacak zaman zemin değil."
Bayık'ın yaptığı açıklamada, ''Eğer Türkiye rehber Apo'nun koşullarında değişiklik yapar, tecridi kaldırır, özgürlük yasalarını geliştirirse, demokratik entegre yasaları getirilir, geliştirilirse o zaman zemin yaratılır ve biz de silahları bırakabiliriz. Böyle olmadığı sürece kimse bizden silah bırakmamızı isteyemez" dediğine dikkat çeken Zentürk, değerlendirmesinin devamında şunları söyledi, "Demek ki o tören tamamen bir tiyatro. Ben baştan dedim zaten tiyatro. Kimse inanmadı ki o törene. Tamamen sembolik bir tiyatro.'' Ne diyor adam?'' Biz diyor silah bırakmadık diyor. Bu bunun okunuş şekli o. Ne diyor? Demokratik entegre yasaları neyse o, geliştirilirse o zaman zemin yaratılır ve biz de silahları bırakabiliriz. Böyle olmadığı sürece kimse bizden silah bırakmamızı isteyemez.'' diyor.
''İDDİALARIN GERÇEK OLMADIĞINI BELİRTİYOR''
Belli ki bir şey biliyor; PKK Erbil'de ya da Duhok'ta silah bırakacak yönündeki haberleri yalandır. Bu iddiaların gerçekle ilgisi olmadığını belirtiyor. Bunlar tamamen boş konuşmalardır. Kimse bu şekilde bize baskı yapamaz, algı yaratamaz. Bahsettiğimiz koşullar oluşmadıkça yeni bir grupta göndermeyiz. Bu mümkün değil. '' diyor.
Buyurun Türkiye'de kurulması planlanan komisyona da değinmiş Bayık; Komisyon dağda kalanların cezasını belirleyip ona göre adım atmak istiyor. Bu meseleyi sadece silah bırakma üzerinden ele almaktır. Halbuki mesele çok daha derindir. Kürtlerin inkarı, asimilasyonu ve baskıya maruz kalması nedeniyle silahlı mücadele çıktı ortaya. Silahlı mücadele bir sonuçtur, sebep değil. Bu altyapı değişmediği sürece PKK silah bırakır ama başkası silahlanır ve Kürt sorunun çözümünde yalnızca silahların bırakılmasıyla mümkün olmadığını belirtiyor. hala terör yasalarını uyguluyorlar. Komisyon özgürlük yasalarını geliştirmedikçe, demokratik entegrasyon yasalarını oluşturmadıkça çözüm olmaz. diyor.
CHP'ye de sözleri var. Komisyonun geniş tabanlı ve kapsayıcı olmadığını vurgulayan Bayık, CHP'ye yönelik operasyonlara dikkat çekmiş. Bir yandan komisyon kuracağız diyorlar. Diğer yandan CHP'ye operasyon yapıyorlar. CHP lideri Özgür Özel bu yüzden komisyona katılımı durdurdu.
''BÖYLE BİR ŞANTAJ VAR MI YA DÜNYA ÜZERİNDE?
E CHP olmazsa bu komisyon hangi sorunları nasıl çözecek? Doğru. Ama Tuncar Bakıran'da bir laf etmiş. Demiş ki; ''Ekrem İmamoğlu'nun dışarı çıkmasını istiyorsan komisyona katılacaksın'' Böyle bir şantaj var mı ya dünya üzerinde? Cumhuriyet Halk Partisi'nin gerçek tabanı. Gerçek tabanı.. Akrabalarımdan biliyorum Külliyen bu komisyona karşılar hiç ve vermeyecekler oyu. Özgür Özel'e de söylüyorum; Eğer komisyona girerse, Sana gidecek olan oylar ya İYİ Parti'ye gidecek ya Zafer Partisi'ne gidecek.Açık ve net söylüyorum.
''ORTAYA TÜRK SORUNU ÇIKARACAK''
Diyor ki Kürt devletin Kürt sorununu adını koymadan sadece terörsüz Türkiye söylemi üzerinden ele aldındı. Kürtçe konuşma hakkı dahil gündemlerinde yok. Sorunun adını koymadan nasıl çözecekler? Adı Kürt sorunudur. He bitti. Bu taraf diyor ki terörsüz Türkiye. Bu taraf diyor ki ben onu anlamadım. Burası Kürt sorunu. Bu tarafın bunun dediklerine evet demesi ortaya bayağı büyük bir Türk sorunu çıkaracak. Bir de böyle bir denklem var.
''PKK'NIN İSTEDİKLERİNE CEVAP VERMEZSENİZ BU NE SİLAH BIRAKIR NE DAĞDAN İNER''
Belediye başkanlarının tutuklanması ve muhalefete baskının komisyon öncesine denk getirilmesini eleştirmiş. Sorunu çözmek isteyen biri böyle adımlar atmaz. Bu yaklaşımı çözüm değil. çözümsüzlük üretir demiş ve Erdoğan'ın yaptığı konuşmanın bazı kesimlerce olumlu karşılandığını ancak birçok açıdan eksik kaldığını söylemiş. 2009'da yapılan açıklamalardan çok da farklı olmadığını belirtmiş. AK Parti MHP DEM olarak sorunu çözeceğiz diyerek çözüm konusunda herkesi kapsayan bir yaklaşım yerine yalnızca belirli çevrelere işaret ettiğini ifade etmiş. Kürt, Arap, Türk ittifakından bahsetti ama diğer halklar yok sayıldı. Kürt sorununu çözümüne dair açık ve somut bir söylem ortaya konmadı diyor ve Öcalan'ın inisiyatifiyle gerçekleşmiş bir durumdur. Ne AKP ne devlet herhangi bir adım atmadı. Tek taraflı gelişti. Rehber Apo bu çıkışı Türkiye'yi ve halkları tehlikeden kurtarmak için yaptı diye laflarını bağlamış.
Efendim sürecin ruhuna elfatiha. Çünkü ben ben tahmin ediyordum zaten. belirli noktalarda siz net olarak PKK'nın istediklerine cevap vermezseniz bu ne silah bırakır ne dağdan iner.
Çok doğal bir şey bu. Ama eğer bir süreçten bahsediliyorsa efendim pazarlıksız süreç yapıyoruz. Yok böyle bir cümle. Siyasette böyle şeyler olmaz. Siyasette bir süreç başlatırsan pazarlıkda başlamış demektir. Hikaye bu.
Kaynak: Haber Merkezi