Tarih: 08.08.2025 12:22

"Süreç bıçağın ucunda!" Suriye'de işler yolunda gitmiyor

Facebook Twitter Linked-in

Gazeteci Ardan Zentürk, YouTube kanalında yaptığı değerlendirmede, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Şam ziyareti ve Milli Savunma Bakanlığı'nın açıklamaları üzerinden Türkiye'nin Suriye politikasındaki yeni gelişmeleri mercek altına alarak PKK/YPG'nin silahsızlandırılması sürecinin gerçekçi olmadığını belirtti.

Gazeteci Ardan Zentürk, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Suriye ziyareti ve Milli Savunma Bakanlığı'nın açıklamaları üzerine yaptığı değerlendirmede, PKK/YPG'nin silahsızlandırılması sürecinin gerçekçi olmadığını savundu.

ardan-zenturk.jpg

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları tarafından PKK/YPG (SDG)'nin 10 Mart 2025'te Şam yönetimiyle imzaladığı mutabakata uymadığını ve sahada çatışmaların sürdüğünün açıklandığını ve Türkiye'nin Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edeceği ve Suriye ordusuna teknik destek sağlayacağının vurgulandığını belirten Zentürk şöyle konuştu:

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Suriye'nin toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edeceğini ve nihayet Ankara, Suriye Demokratik Güçlerinin (PKK- YPG) terör örgütü olduğunu yaklaşık 3 aylık bir aradan sonra tekrar ifade etmeye başladı.

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, "Suriye Demokratik Güçleri terör örgütünün 10 Mart 2025 tarihinde Suriye hükümetiyle imzaladığı mutabakata uygun hareket etmediği sahada görülmektedir." diyor. Kaynaklar, "Suriye hükümeti ile Suriye Demokratik Güçleri arasında yaşanan çatışmalara ilişkin Suriye Demokratik Güçleri terör örgütünün 10 Mart 2025 tarihinde Suriye hükümeti ile imzaladığı mutabakata uygun hareket etmediği sahada görülmektedir. Suriye'nin güneyinde meydana gelen çatışmalardan güç alarak terör örgütü SDG'nin de son dönemde sesinin gür çıktığı dikkatlerden kaçmamaktadır. SDG ile Suriye hükümeti arasında Münbiç ve Halep kırsalında yaşanan çatışmaların ülkenin siyasi birliği ve toprak bütünlüğüne zarar verdiğini" vurguluyor.

TEKNİK DESTEK ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRMEYE DEVAM EDECEĞİZ

Milli Savunma Bakanlığı kaynakları Türkiye'nin tavrına ilişkin, "Türkiye, Suriye'nin siyasi birliğini ve toprak bütünlüğünü desteklemeye devam edecek. Bu doğrultuda Suriye yönetiminin terör örgütleriyle mücadelesini desteklemeye, savunma ve güvenlik kapasitesini arttırmak için talep ettiği eğitim, danışmanlık ve teknik destek çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğiz." diyor.

Sayın Yaşar Güler. Bu eksik. Yani bu adamlara güvenerek Teşrin Barajı ve Karakozak Köprüsü'nde Suriye Milli Ordusunu bizim eğitip donattığımız orduyu geri çektiniz ve adamlar Fırat'ın batısında kaldılar. Yaptıkları her şey ortada. Baştan beri söylüyorum. Asla silah bırakmayacaklar. Silah bırakmak demek kurulmakta olan Amerika Birleşik Devletleri'nin kendilerine vermiş olduğu hava savunma sistemleri, antidrone sistemleri, omuzdan atmalı tank füze sistemleri, roket atar sistemleri, zırhlı araçları ve tanklarını Suriye Ordusuna teslim etmeleri gerekiyor. Bu kendilerinin kullanmayacağını belirterek teslim etmeleri yahut da Türk Silahlı Kuvvetlerine bunu teslim etmeleri gerekiyor. Amerika Birleşik Devletleri buna izin verir mi yahu? Ayrıca bir parantez daha açacağım. Karaşnikov yaktılar. O aldatmaca bir şey. Aynı silah sistemlerinin hepsi Kandil'de var. Ağır silahlarla donatılmış ordular var çevremizde ve biz bunlarla uğraşıyoruz.

fidan.webp

BU İŞİN SONU KÖTÜ

Nitekim Hakan Fidan bir anda Suriye'de karşımıza çıktı. Şam'da Ahmed Şara ve Dışişleri Bakanı Şeybani ile görüştü. Neyi görüştüğünü adım gibi biliyorum. "Bunlarla ne yapacağız?" Daha önce yayınladığım haberde PYD'li İlham Ahmed'in şu sözleri vardı, "Bu konu entegrasyon, tartışmaya açık. Görüşmeler başladığında hangi şekilde anlaşacağımız esas alınacak. Gelip silahlarınızı teslim edin veya elinizdeki tüm savaşçıları getirin, transfer edin ve hoşça kalın, sizin için bitti diyemezler. Mesele öyle değil. Bahsettiğimiz entegrasyon farklı. Geçici hükümetin buradaki halkın iradesini tanıması gerektiğini söylüyoruz" diyor.

Yani daha başlamamış görüşmeler ve İlham Ahmed bambaşka bir öyküden bahsediyor. Bu kişi İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar'ın telefon arkadaşı. O silahları orada yaratılmış 100.000 kişilik İsrail'in istediği zaman kontrol edebileceği gücü İsrail yarın size teslim edecek mi zannediyorsunuz? O yüzden bu işin sonu kötü.

ilham-ahmed-001.webpİlham Ahmed

İŞİN SONUNDA ASKERİ HAREKAT VARSA KOMİSYONU NİYE KURDUK

Şam zaten Paris'te Dışişleri Bakanı Şeybani İsrail'in Güvenlik Başdanışmanı Ron Dermer ve Thomas Barrack oturdular hikayeyi bitirdiler ve o hikayenin içinde Mazlum Abdi de var. Kimsenin yani Şam'a bağlı güçlerin Mazlum Abdiye karşı büyük bir savaş başlatma kabiliyeti yok. Bunu yapacaksak biz yapacağız. O zaman işin sonunda askeri harekat varsa komisyonu niye kurduk?

Suriye'deki Barzani hareketinin Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) açıklama yapmış ve "Şam hükümeti Kürt heyetiyle ciddi ve sorumlu bir diyaloğa girmek zorundadır." diyor. Daha o diyalog başlamamış. Biz diyor mektup yazdık diyor. Hem PYD hem ENKS ortak bir delegasyonla ki ona da Rojava delegasyonu diyorlar. O zaman ben PKK'lı Murat Karasu'nun komisyonun süresinin daha uzun süreli olsun telaşını anladım. Çünkü uzayacak bu iş yani uzun bir iş. Olmayacak bir işi uzatacaklar. O yüzden uzatın ki biz de rahat rahat hareket edelim diyor. Açık ve net söylüyorum işler iyi gitmiyor.

 

 

 

 

Kaynak: Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —