Vücudumuzun yaklaşık %60'ı sudan oluşuyor, ancak beynimiz için bu oran %75'e ulaşıyor. Yeterli su tüketimi, yalnızca fiziksel sağlığımız için değil, zihinsel ve duygusal dengemiz için de kritik bir rol oynadı.
Son bilimsel araştırmalar, susuz kalan beynin stres hormonu kortizol üretimini artırdığını ve mutluluk hormonlarının sentezini baskıladığını ortaya koydu. Bu durum, kaygı, sinirlilik ve hatta depresyon riskini artırıyor. Uzmanlar, günlük su tüketimine dikkat etmenin zihinsel sağlığı korumanın en basit yollarından biri olduğunu vurguladı.
Erkeklerin günde yaklaşık 2,5 litre, kadınların ise 2 litre su tüketmesi gerektiğini ekledi.
İngiltere'de yapılan bir araştırma, susuzluğun beyin üzerindeki etkilerini çarpıcı bir şekilde ortaya koydu.
Londra Üniversitesi'nde gerçekleştirilen çalışmada, yeterince su içmeyen bireylerin stresli durumlara daha abartılı biyolojik tepkiler verdiği gözlemlendi.
Araştırmanın baş yazarı Dr. Susan Shirreffs, "Dehidrasyon, vücudun stresle başa çıkma mekanizmasını bozuyor. Az su tüketen kişilerde kortizol seviyeleri daha yüksek, bu da zihinsel performansı ve ruh halini olumsuz etkiliyor" dedi.
Araştırma, düzenli su tüketiminin stres hormonlarını dengeleyerek uzun vadeli sağlık yararları sağladığını gösterdi.
ABD'deki Tufts Üniversitesi'nden nörobilimci Dr. Lisa Feldman Barrett, dehidrasyonun bilişsel süreçler üzerindeki etkilerine dikkat çekti:
"Susuzluk, elektrolit dengesini bozarak dikkat, hafıza ve karar verme gibi bilişsel işlevleri zayıflatıyor. Beyin, enerji üretiminde suya bağımlıdır. Yeterli su olmadığında, glikoz enerjiye dönüşemiyor ve 'beyin sisi' olarak bilinen zihinsel bulanıklık ortaya çıkıyor."
Barrett, özellikle yoğun zihinsel çalışma gerektiren işlerde veya uzun süre ekran başında kalan bireylerin su tüketimine daha fazla özen göstermesi gerektiğini vurguladı.
Yayımlanan bir meta-analiz, susuzluğun yalnızca fiziksel değil, zihinsel sağlığı da derinden etkilediğini doğruladı.
Connecticut Üniversitesi'nde yapılan bu çalışma, hafif dehidrasyonun bile dikkat dağınıklığı, unutkanlık ve ruh hali bozukluklarına yol açtığını gösterdi.
Araştırmacılar, susuz kalan beyin hücrelerinin büzüşerek iletişimde aksamalara neden olduğunu, bu durumun da düşünme hızını ve bilgi işleme kapasitesini azalttığını belirtti.
Uzmanlar, susuzluğun "savaş ya da kaç" tepkisini tetikleyerek vücudun stres yanıtını güçlendirdiğini de ifade etti.
Kronik kortizol artışı, kalp hastalığı, diyabet ve depresyon gibi ciddi sağlık sorunlarına zemin hazırlayabilir.
Dr. Budagova, "Su tüketimi doğrudan stres yaratmaz, ancak hormonal dengeyi bozarak strese verilen tepkiyi artırır. Stresli dönemlerde yanınızda bir su şişesi bulundurmak, hem anlık hem de uzun vadeli sağlık için faydalıdır" dedi.
PEKİ, NE YAPMALI?
Uzmanlar, su tüketimini artırmak için pratik öneriler sundu. Gün içinde su içmeyi hatırlatıcı uygulamalar kullanmak, masada veya çantada bir su şişesi bulundurmak ve su oranı yüksek meyve-sebzeler (karpuz, salatalık, portakal gibi) tüketmek. Ayrıca, sabah uyanır uyanmaz bir bardak su içmek, gün boyu zihinsel berraklığı destekledi.
Haber: Bedirhan Altundağ / Haber Merkezi