"Türk gençleri uyuşturucu ve sistem boşluğu arasında yalnız bırakıldı"
Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcüsü Şeymanur Aklan, madde bağımlılığı, üniversitelerdeki kadrolaşma ve güvenlik zafiyetlerine ilişkin ağır iddialarla hükümeti, yargı mekanizmasını ve devlet kurumlarını hedef aldı. Aklan, "Uyuşturucu ölümleri üç kat arttı, gençlik sahipsiz. Zehir tacirlerinin değil, Türk gençliğinin yanında olacağız" dedi.
Zafer Partisi Gençlik Kolları Sözcüsü Şeymanur Aklan, partinin gençlik gündemine ilişkin haftalık basın toplantısında yaptığı açıklamalarda Türkiye'de uyuşturucu kullanımındaki artıştan üniversitelerdeki kadrolaşma iddialarına, KYK yurtlarındaki güvenlik açıklarından milli egemenliğe yönelik tartışmalara kadar birçok başlıkta sert değerlendirmelerde bulundu. Aklan'ın konuşmasında özellikle uyuşturucuya bağlı genç ölümlerindeki artış ve devlet politikalarındaki yetersizlik vurgusu öne çıktı.
Aklan, konuşmasının girişinde Türk gençlerinin geleceğe umutla bakabilmesi için kararlı olduklarını ancak mevcut tabloyun karanlık olduğunu ifade etti. "Yönetilemeyen bir ülke ve sahipsiz bırakılan bir gençlik gerçeğiyle karşı karşıyayız. Umudu yok etmek için çalışan güçler bilsin ki bu tabloyu dağıtacak olan yine Atatürk'ün emanetine sahip çıkan Türk gençleridir" dedi.
Aklan, Türkiye'de uyuşturucuya bağlı ölümlerle ilgili son verilerin alarm verdiğini belirterek, özellikle sentetik uyuşturucu bonzai kullanımına bağlı ölümlerde bir yıl içinde neredeyse üç kat artış yaşandığını söyledi. Bu durumun yalnızca bir sağlık problemi olmadığını ifade eden Aklan, "Türkiye'nin genç nüfusuna yönelik açık bir tehdit ve milli güvenlik sorunu ile karşı karşıyayız. Devletin görevi tabut saymak değil, bu ölümleri durduracak etkin politikalar geliştirmektir. Gençler sokakta zehir tacirleriyle baş başa bırakılmıştır" diye konuştu.
Konuşmasında hukuk sistemine yönelik eleştirilerini de dile getiren Aklan, Konya'da bir avukata ait çiftlikte Hintkeneviri bulunmasına rağmen çiftlik sahibinin delil yetersizliği nedeniyle beraat etmesini örnek göstererek "Sadece bireylerde değil, sistemde de çürüme var. Adalet terazisi güçlüyü koruyorsa hiçbir mücadele gerçek değildir" ifadelerini kullandı.
Adana'da iki cinayet, dolandırıcılık ve uyuşturucu suçlarından hükümlü bir firarinin sahte kimlikle kitaplar yazıp konferanslara katılması ise Aklan'ın konuşmasında dikkat çeken bir diğer başlık oldu. Aklan bu olayı, "Bu yalnızca güvenlik zaafı değil; dijital mecraların, eğitim kurumlarının ve denetim mekanizmalarının çöküşüdür. Uyuşturucu artık sokak köşesinde değil ekranlarda pazarlanıyor" sözleriyle değerlendirdi.
Şeymanur Aklan, üniversitelerdeki liyakat ve kadrolaşma konusunu da gündemine taşıdı. Şırnak Üniversitesi Rektörü'nün bölgesel Kürt yönetimi hakkında övgü dolu sözler söylemesini eleştiren Aklan, aynı rektörün kardeşinin üniversiteye özel ilanla alındığını iddia eden paylaşımları hatırlattı. "Üniversiteler bilim yuvasıdır, ideolojik kamp ya da aile şirketi değil" diyen Aklan, dijital oynama iddialarına verilen savunmayı "kamu aklına hakaret" olarak tanımladı.
Munzur Üniversitesi'nde öğrencilere yönelik tehdit ve cinsel zorlamayla anılan bir ismin TBMM'de danışmanlık yaptığı iddiasının da Meclis'te yanıtsız kalmasını eleştiren Aklan, "Bu zihniyet gençliğin üzerine koruma kalkanı olarak örülemez. Kabul etmeyeceğiz" şeklinde konuştu.
Aklan, Ege Üniversitesi'nde yıllar önce öldürülen Fırat Yılmaz Çakıroğlu'na ilişkin karar mekanizmasının bugün hâlâ tartışma oluşturduğunu belirterek, "Fırat'a disiplin cezası verip katiline ceza çıkarmayan imzanın sahibi profesör utanmadan rektörlüğe aday oluyor. Açılım sürecinin mirasçısı olan bu zihniyet Türk milletinin iradesini temsil edemez" ifadelerini kullandı.
Samsun'da bir KYK kız yurduna reşit olmayan ve zihinsel sorunları bulunan bir erkek şahsın kolayca girmesi, odalara kadar ilerlemesi ise Aklan'ın "kan dondurucu" sözleriyle tanımladığı olay oldu. Gençlik teşkilatlarının güvenlik açıklarını tespit ettiğini söyleyen Aklan, "Kız öğrenciler odalarında korkuyla yatıyor. Bu ihmaller zincirinin takipçisiyiz" diyerek sorumluların hesap vermesini istedi.
Konuşmasında ekonomik tabloya da değinen Aklan, Türkiye ekonomisinin dünya sıralamasında 16. sıradan 23. sıraya gerilediğini vurguladı ve "Türk milleti artık masal dinlemiyor. Gençler yurtdışına kaçış yolları ararken başarı hikayesi yazılamaz" dedi.
Cizre'de yabancı bir yöneticiye bağlı silahlı koruma unsurlarının sokaklarda uzun namlulu silahlarla görüntülenmesini ise "egemenliğe hakaret" olarak değerlendiren Aklan hükümete şu çağrıyı yaptı: "Bu görüntüleri unutmuyoruz. Türk gençliği açıklama ve sorumluluk bekliyor."
Aklan, Gençlik Kolları teşkilatlarının Mersin, Adana ve Osmaniye'de saha çalışmaları yürüttüğünü, teşkilat yapılarına ilişkin istişarelerin devam ettiğini belirterek Zafer Kuşağı platformu üzerinden gençlerin sesini duyurmaya devam edeceklerini söyledi.
"Uyuşturucu bataklığına, terör işbirlikçilerine, liyakatsizliğe ve gençliğin yok sayıldığı düzene karşı mücadelemiz sürecek. Türk genci için, Türk genciyle beraber kazanacağız" ifadeleriyle açıklamasını sonlandırdı.
Haber Merkezi