Tarih: 08.09.2025 07:35

“Türkiye açısından çıkmaz sokağa dönüştü”

Facebook Twitter Linked-in

Gazeteci Ardan Zentürk, YouTube kanalında Suriye'nin kuzeydoğusunda yaşanan gelişmelerin Türkiye açısından ciddi bir çıkmaza dönüştüğünü söyledi.

Gazeteci Ardan Zentürk, YouTube kanalında yaptığı açıklamada Suriye'nin kuzeydoğusunda son günlerde yaşanan gelişmelerin Türkiye açısından stratejik bir çıkmaza dönüştüğünü belirtti. Zentürk, Türkiye'nin küresel sistem tarafından iki seçeneğe zorlandığını ifade ederek "Ya sessiz kal ve kaderine razı ol, ya da harekat yap ama bunun bir bedeli var deniyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız." dedi.

Zentürk, Salih Müslim ve İlham Ahmed gibi Kürt siyasi aktörlerin açıklamalarında sergilenen özgüvenin, Batı'nın bölgedeki Kürt askeri varlığını stratejik bir unsur olarak gördüğünü gösterdiğini söyledi. Paris'te Peşmerge Caddesi açılışında Mesut Barzani'nin devlet başkanı gibi karşılanmasının bu yaklaşımın sembolü olduğunu belirtti.

ardan-zenturk.jpg

Zentürk, Kobani çatışmalarının yaşandığı 2014 sürecinde Türkiye'nin müdahale fırsatını kaçırdığını ve Salih Müslim'in "Kürtler birleşti, Kobani bir başlangıçtı" sözlerine dikkat çekti. Zentürk ayrıca, Kürtlerin Suriye'nin ortağı olarak kabul edilmesini talep ettiğini ve özerk yönetim modelinin anayasal düzeyde önerildiğini aktardı. Uluslararası garantörlük taleplerinin ise Amerika, Fransa ve İngiltere gibi ülkeleri kapsadığını belirterek, bu durumun Batı'nın bölgeden çekilme niyeti olmadığını gösterdiğini söyledi.

Türkiye'nin bu süreçte sınırlı hareket kabiliyeti olduğunu savunan Zentürk, "Küresel sistem adamların bizimle barış yapmasına izin vermiyor" diyerek şöyle konuştu:

Suriye'den son 3-4 gündür haberler akıyor. Bu bölgenin, özellikle Suriye'nin kuzeydoğusunu Türkiye açısından giderek tam bir çıkmaz sokağa dönüştüğünü gösteriyor. Şimdi Türkiye'yi küresel sistem, özellikle Amerika-İsrail ittifakı ve bunun içindeki Fransız kimliği şöyle bir seçeneğe doğru sürüklüyorlar. Bir, sessiz kal ve kaderine razı ol. İki, istersen harekat yapabilirsin ama bunun bir bedeli var. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Çünkü karşımızdaki muhatap gerek o örgütün başındaki şahıs olarak adlandırılan Mazlum Abdi gerek sivil kanattan biraz sonra sizlere aktaracağım Salih Müslim'in İlham Ahmed'in açıklamaları olağanüstü bir güven içinde devam ediyor.

"BİZ KÜRTLER SURİYE'NİN ORTAĞIYIZ"

Büyük bir Amerikan İsrail planlamasıyla devam eden bir süreçle karşı karşıyayız ve gördüğümüz kadarıyla çok büyük bir hareket kabiliyetimizde yok gibi gözüküyor. Salih Müslim, Rudaw'a verdiği bir söyleşisinde "Biz Kürtler Suriye'nin ortağıyız. İster özerk yönetimde olsun, ister başka bir yerde bu ülkeye ortağız. Biz olmadan hiçbir şey yapılmamalı. Seçim yaparsanız biz de varız. Anayasa yazarsanız biz de varız. Hükümet kurarsanız biz de varız ve daha önce de söylediğimiz gibi Ademi merkeziyetçi bir sistem. Zaten özerk yönetim bunu toplumsal sözleşmesinde bulunduruyor ve Suriye anayasasına da önerdi. Suriye Demokratik Konseyi de onayladı. Yayınladıkları Anayasa bildirgesinde Suriye Demokratik Konseyi de alternatifini yayınladı. Kalıcı anayasa tartışıldı. Tek başınıza bunu gerçekleştireceğim diyemezsiniz. Başkalarıyla oturmalısınız. Kabullenmelisiniz. Çünkü Şam, tek başına bir taraf değil. Başka bir taraf da var ama bazı şeyler var. 10 yıldır bu sistem içinde yaşıyoruz. Kurumlarımız var. Toplumsal kurumlarımız oluşturuldu. Kadın meselesi var. Kadınlar her alanda yanımızda, eş başkanlık sistemini kurduk. Bu yüzden bir ayrıcalığımız var. İster Rajova, ister kuzey ve doğu Suriye olsun bölgelerimizde oluşturulan yönetimimizin kabul edilmesini istiyoruz. Belki bazı ayarlamalar yaparız. Ancak kendimizi diğer taraflara göre ayarlamıyoruz" diyor. Yani bizi kabul edeceksiniz diyor ve bu sözü sadece Şam'a değil Türkiye'yi yöneten kadroya da söylüyor.

salih-muslim.jpgSalih Müslim

"GARANTÖRLERİN HAZIR BULUNMASINI İSTİYORUZ"

Ayrıca Müslim, "Sadece Şam'a güvenmiyoruz. Şam bugün bir şey söylüyor, sonra başka bir şey söylüyor. Birbirimize söz verdik. Ertesi gün başka bir şey söylediler. Bu yüzden aramızda başka bir parti istiyoruz. Bir taraf. Mesela şimdiye kadar 10 Mart anlaşmasını iptal edeceklerini söylemediler. Neden? Çünkü o anlaşmada Amerikalılar da vardı. Oturup imzaladığımız doğru ama bu Amerikan desteğiyle oldu ve yarın kendilerini bundan ve Amman'daki toplantıdan uzaklaştıramazlar. Tom Barrack o anlaşmanın uygulanması gerektiğini söyledi. Ayrıca garantörlerin hazır bulunmasını istiyoruz. Kalıcı olmasını ve kalmasını istediğimiz şeyler için garantörlere ihtiyacımız var. Bunlar, ABD ve Fransa bir de İngiltere" diyor. Bu şu demek, hem kalıyor. Hem ordusunu bırakmıyor hem idari yapısını bırakmıyor. Ayrıca uluslararası garanti istiyor. Amerika, Fransa, İngiltere'de olsa iyi olur diyor. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. Hala komisyon İmralı'ya gidip adamın ayağına kadar gidip onunla konuşacağı söyleniyor. Bu hikaye burada bitti. Küresel sistem adamların bizimle barış yapmasına izin vermiyor. Bu kadar net. Ben bunu görüyorsam herhalde Ankara'da görüyordur. Savaş çıkarsa ne yaparsınız sorusuna ise "Yüzde 100 teslim olmayacağız. Yeteneklerimize göre hazırız. Bakın şimdi saldırı tehlikesi yok diyemeyiz. Ortadoğu'nun şu an içinde bulunduğu durumda her şeyin değişmesi mümkün. Her ihtimal mevcut. Bir tarafta Tom Barrack'ın arın ne karar vereceğini kimse bilmiyor. Diğer tarafta Recep Tayyip Erdoğan'ın ne yapacağı belirsiz. Diğer tarafta Ahmet eş-Şara var. Böyle bir durumda her zaman kendini korumaya hazır olmak zorundasın" diyor. Adam silah da bırakmıyor.

 

 

 

Kaynak: Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —