Türkiye'nin Tarihsel Dönüm Noktasında: Türk ve Türkiye Yüzyılına Yürüyüş
Tarih, bazı anlarda toplumları beklenmedik bir kavşakta buluşturur; kritik eşikler, dönüşü olmayan yollar ve kırılgan bağlantı hatları üzerine oturtur. Türkiye, 22 Ekim 2024 sonrasında yeni bir döneme adım attı. Bu dönüm noktası, bir liderin vizyonunun, sadece Türkiye’nin değil, dünya siyasetine etki edecek bir değişim dalgasını başlattığı tarih olarak hatırlanacak.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim’deki açıklaması, mevcut siyasi dengeleri altüst eden ve Türk milletinin rotasını kendi potansiyeline uygun bir yola çeviren güçlü bir çağrıdır. Bahçeli, “Akıl ile duygumuzun mutabakat çemberinde, şuur ile heyecanımızın muhassala ekseninde Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşüne hız vermenin zamanıdır,” derken sadece bir siyasi söylemde bulunmuyor; aksine, Türkiye’nin geleceğe taşınması gereken özgüven dolu bir yolda yürüme kararlılığını da ortaya koyuyor.
Bu tarihi kırılmayı analiz ederken, Doç. Dr. Mehmet Halit Yıldırım, bu büyük dönüşümün Türkiye’nin sadece iç politikasını değil, aynı zamanda dünya siyasetini de şekillendirecek bir dönüm noktası olduğuna işaret ediyor. “Belki bugünden sonra Türkiye’nin prangaları tamamıyla kırılacaktır,” diyerek bu dönemi işaret eden Yıldırım, Türkiye’nin köklü reformlarla uluslararası arenada bağımsız bir aktör olarak öne çıkabileceği yeni bir döneme adım attığını vurguluyor.
Kritik Eşik: Türkiye’nin Bağımsız Yolu
Bahçeli’nin ifadeleri, Türkiye’nin emperyalist baskılara karşı koyarak kendine bağımsız bir yol çizme kararlılığını ortaya koymaktadır. Özellikle bölgesel güvenlik, ekonomi ve milli güvenlik konularında tavizsiz bir duruş sergileyen Türkiye, bu yeni dönemde yerel hassasiyetleri ve milli öncelikleri ön plana alan bir politika benimsemiştir.
Bu politikanın temel dayanağı, Türk milletinin tarihsel bağlarını ve özgün kültürünü küresel etkilere karşı koruyarak, küresel çerçevede güçlü bir varlık sergilemektir. Yıldırım, bu yaklaşımı “emperyal siyasal kafaların hesaplarını bozmak” olarak tanımlarken, Bahçeli’nin başlattığı bu sürecin Türkiye’yi başka bir lige taşıyacağını öngörüyor. Belki de bugünden sonra Türkiye’nin iç ve dış siyaseti, diğer ülkelerin hesaplarını yeniden gözden geçirmesine neden olacak şekilde şekillenecek.
Akıl ve Şuur Ekseninde Türk Milleti’nin Yürüyüşü
Doç. Dr. Mehmet Halit Yıldırım, Türkiye’nin prangalarını kırarak dünyaya kendi şartlarıyla entegre olacağı bir dönemi işaret ederken, bu süreçte akıl ve duygunun dengeli bir uyum içinde hareket etmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Yıldırım’a göre, Türk milleti, kendi tarihsel hafızası ve kadim bilgelik ışığında bu yeni dönemin gereksinimlerini yerine getirebilir. “Akıl ile duygumuzun mutabakat çemberinde, şuur ile heyecanımızın muhassala ekseninde” bir yürüyüşten bahseden Bahçeli, aslında Türk milletine tarihsel bir görevi hatırlatıyor: İstiklal ve istikbal yürüyüşü.
Bu dönemde, yalnızca siyasi figürler değil, halkın her bireyi, Türkiye’nin güçlenmesi için özveride bulunmak, el birliğiyle bağımsız bir Türkiye vizyonuna sahip çıkmak durumundadır. Bahçeli’nin açtığı kapı, yalnızca Türkiye’ye değil, Türkiye’yi bağımsız bir güç olarak görmek isteyen mazlum milletlere de bir umut olma potansiyeli taşıyor.
Yeni Bir Dünya Düzenine Doğru: Emperyalist Hesapların Bozulması
Yıldırım’a göre, Bahçeli’nin sözleri, emperyalist odakların Türkiye üzerindeki stratejik hamlelerini ve hesaplarını boşa çıkaracak nitelikte. Türkiye, bölgesel dengelerin belirleyici ülkesi olarak, kendi kararlarını bağımsız bir şekilde alıp uygulayarak, küresel hesapları altüst edebilir. Dünya düzeninde yeniden kartların dağıtıldığı bu dönemde, Türkiye’nin bu sürece milli çıkarlarını göz önünde bulundurarak yön vermesi, gelecekte de tarih sahnesinde güçlü bir yer edinmesini sağlayacak.
Bahçeli’nin ifadeleri, bir nevi “Bismillah” diyerek başlatılan bu yeni yolculukta, Türkiye’nin prangalarından kurtulacağına olan inancı yansıtıyor. Türkiye’yi bağımlılıktan kurtarmak adına atılan bu adımlar, geleceğe kalıcı bir miras bırakacak nitelikte.
Siyasette Ezber Bozulan Bir Dönem: 22 Ekim 2024 Öncesi ve Sonrası
Siyasetin seyrini değiştiren bu tarihi açıklama, pek çok kişiyi düşündürmüş ve kimi ezberleri bozmuş durumda. Doç. Dr. Mehmet Halit Yıldırım, Bahçeli’nin sözlerinin, siyasette artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ilan ettiğini dile getirirken, bu sürecin Türkiye’nin geleceğine şekil verecek yeni bir vizyonun doğuşunu müjdeliyor. Bu çerçevede, Türkiye’nin yeni bir döneme girdiği açıkça görülüyor: Karar alırken dış baskılara boyun eğmeyen, milli menfaatlerini ön planda tutan bir Türkiye.
Bu açıklama, içeride ve dışarıda Türkiye’ye dair ezberlerin bozulduğunu gösteren bir mesajdır. Siyasi arenada kimin “ofsayta düşeceği” de belirsizliğini korumaktadır. Ancak, Bahçeli’nin işaret ettiği bu bağımsızlık yürüyüşü, milli bilincin uyandığı ve Türk milletinin öz değerleriyle buluştuğu yepyeni bir dönemi işaret ediyor.
Türkiye’nin Geleceğine Açılan Kapı
Son olarak, Doç. Dr. Mehmet Halit Yıldırım’ın kaleminden dökülen sözlerle ifade edecek olursak, Türkiye bugün tarihsel bir dönemeçte, kendi geleceğini yeniden yazmak için kararlılıkla yürüyen bir ülke. “Hadi Bismillah” diyerek açılan bu kapı, yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da siyasi ve ekonomik dengelerini etkileme potansiyeline sahip bir dönemin başlangıcına işaret ediyor.
Bu yürüyüşte, milletin her bir ferdinin katkısıyla Türkiye’nin istiklal ve istikbal yolunda daha güçlü adımlarla ilerlemesi mümkündür. Türkiye, Türk ve Türkiye Yüzyılı’na giden bu yolda, yalnızca kendi yolunu değil, pek çok milletin umudunu da aydınlatacaktır.