Dervişoğlu: Bütün sistem tarladan saraya, sofradan saraya...

Toprağına zincir vurulan çiftçi, bize göre hür değildir

GÜNDEM 20.09.2024 21:08:00
Dervişoğlu: Bütün sistem tarladan saraya, sofradan saraya...

İYİ PARTİ GENEL BAŞKANI SN. D. MÜSAVAT DERVİŞOĞLU BASIN AÇIKLAMASI

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Sakarya programı kapsamında, Ferizli Belediye Başkanı Mehmet Ata’yı belediye binasındaki makamında ziyaret etti. Dervişoğlu, ziyaret sonrası Ferizli Tarım Fuarı’nın açılışını gerçekleştirdi.

Açılış töreni öncesi konuşan Dervişoğlu, Sakarya'daki makarna fabrikasında yaşanan yangına dair, “Sakarya’da yaşanan üzücü bir olayın derin acısını paylaşıyoruz. Bir makarna fabrikasında çıkan yangında 1 işçi kardeşimizi kaybettik, 30 işçi arkadaşımız da yaralandı. Hayatını kaybeden kardeşimize Cenabı Allah'tan rahmet kederli ailesine ve sevenlerine başsağlığı diliyorum. Yaralı kardeşlerimize de Cenabıhak'tan acil şifalar temenni ediyorum. Bu tür acı olayların bir daha yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması en büyük temennimizdir, onu da buradan sizlerle paylaşıyorum” dedi.

“BÜTÜN SİSTEM TARLADAN SARAYA, SOFRADAN SARAYA…

Ülkemizdeki tarımın, iktidarın yanlış politikaları sebebiyle bitme noktasına geldiğini söyleyen Dervişoğlu, “Bugün hangi çiftçiye dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. Tarım sektörü plansız ve günübirlik politikalarla yönetiliyor. Tarlanın da tadını kaçırdılar, mecranın da tadını kaçırdılar, tabiri mazur görün ahırın da tadını kaçırdılar. Yetersiz destekleme politikaları, artan girdi maliyetleri ve üreticiyi terbiye edeceğiz diye utanmadan sürekli kullandıkları ithalat uygulamaları tarımımızı çıkmaza sokmuştur. Öyle ki Türkiye gibi verimli toprakları olan bir ülke, bugün tahıl ve baklagil ithal etmek zorunda kalıyor. Kafasına göre süt fiyatı belirleyenler yüzünden, bu gidişle ülkede anaç hayvan kalmayacak. Tuttukları yol, yol değil ama farkında değiller. Saraylarda yaşıyorlar ve bu gerçekleri görmüyorlar. Ankara'da mevzu tarım olduğunda, o kapalı toplantılarda ‘tarladan sofraya’, ‘tarladan çatala’ gibi havalı sözler dolanır durur. Ancak benim Ankara’da, Sakarya’da, Ordu’da, İzmir'de, Bursa'da gördüğüm bir gerçek var ki; o da bütün sistemin ‘tarladan saraya’, ‘sofradan saraya’ şeklinde gerçekleştiğidir. Ne bu toprakların sahibi saraydır, ne de sizin emeğiniz alın teriniz saraylarda oturanların doyurmak ve ihya etmek içindir. Elbet bu düzeni, ‘saraydan tarlaya’ şeklinde yeniden inşa etmeyi de her sofrayı bir saray kılmayı da el birliğiyle başaracağız” dedi.

“ADALET, HÜRRİYET VE EŞİTLİK ÖZLEMİMİZ VE İHTİYACIMIZ VAR”

Türkiye’de yaşanan tüm problemlerin adalet, hürriyet ve eşitlik eksikliğinden kaynaklandığını dile getiren Dervişoğlu,

“Sadece tarım için değil, her alanda ülkemizin içinde bulunduğu şartlara baktığımda 3 şeyin eksikliğini görüyorum. Bunlar benim Ferizli’ye de ülkenin her karışına da bir sözümdür ve bunu duyurmak bir vazifemdir. Adalet, hürriyet ve eşitlik özlemimiz ve ihtiyacımız var. Bütün bu problemleri bunun için yaşıyoruz. İYİ Parti olarak tarım sektörünün her bir paydaşa, her çiftçiye her işçiye sözümüz; bu 3 vazgeçilmez unsuru yeniden tesis etmek olacaktır.” dedi.

“ÜLKENİN HER KÖŞESİNDEKİ ÇİFTÇİYE AYNI FIRSATLARI SUNACAĞIZ Kİ HERKESİN ÜRÜNÜ AYNI BEREKETLE BULUŞSUN”

“Üreticilere fırsat eşitliği sağlamak en temel önceliğimizdir. Türkiye'nin neresinde olursa olsun her çiftçimiz aynı desteklere ve aynı imkanlara sahip olmalıdır.” diyen Dervişoğlu, “Tarım desteklemeleri adil bir şekilde dağıtılmalı ve yalnızca belirli bölgeleri değil, tüm Türkiye’nin üreticileri kazanmalıdır. Unutmayın ki tarlada ekilen her bir tohumunda aynı şeye ihtiyacı vardır. Aynı yağmura aynı güneşe ihtiyacı vardır. Biz bu ülkenin her köşesindeki çiftçiye aynı fırsatları sunacağız ki herkesin ürünü aynı bereketle buluşsun.” ifadesini kullandı.

“22 YILDAN BERİ BOZDUĞUNUZUN SADECE BİR MODELLE DÜZELECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORSANIZ; EMEKLİLİK HAYATINDA BEKLİYOR SİZİ BU BAŞARI”

Çiftçilerin toprağa düşürdüğü terin ve emeklerinin karşılığını alamadığını söyleyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu;

“Girdi maliyetleri her geçen gün artarken, ürün fiyatları yerinde sayıyor. Bu fiyatı ya Ankara bile isteye yanlış belirliyor ya da ister şirket olsun, ister tüccar olsun birkaç tane büyük oyuncunun bu yapmış olduğu uygulamalar çiftçinin rızkına onları büyük ortak kılıyor. Adil bir fiyat politikası getirmeden, çiftçinin hakkını almasını sağlamadan, tarımın sürdürülebilirliğinden gıda arz güvenliğinden bahsetmek asla ve kata mümkün olamaz. Şimdi diyecekler ki ama hükûmet yeni bir destekleme modeli tasarladı ve bunları çözecek 22 yıldan beri bozduğunuzun sadece bir modelle düzeleceğini düşünüyorsanız buradan size söylüyorum burası Ferizli’nin meydanı sizi pek yakında çıkacağınız emeklilik hayatında bekliyor bu başarı, yoksa siz bu ülkeyi yönetirken tarımı kurtaramazsınız. Bu yanlış uygulamalar kendi kendine gelişmedi ama bak buradan da söylüyorum kimse de merak etmesin ben bu ülkenin topraklarının bereketine ve bu insanların çalışkanlığına bu büyük milletin kefalet koyduğuna inananlardan biriyim yani bu topraklar sıradan insanların yaşadığı yerler değil. Bu ülke adil bir biçimde hür ve özgür bir biçimde eşitlikçi bir anlayışla yönetilmediği için biz bütün bunları yaşıyoruz.” şeklinde konuştu.

“İYİ YÖNETİMLER EMEKLİ OLDUKTAN SONRA SİZE DE YARAYACAK İKTİDAR SAHİPLERİ”

Ferizli’ye ilk defa geldiğini ama bu toprakların yabancısı olmadığını ifade eden Dervişoğlu;

“Bu denizin yabancısı değilim, bu toprakların yabancısı değilim. Ben sizin biraz daha Doğu’nuzda yaşayanlardanım. Ben Orduluyum, aslen Fatsalıyım. Fındığın ne olduğunu iyi biliyorum. O bahsettiğin böceğin sayın başkanım, hem yeşilini tanıyorum hem de kahve rengisini çocukluğumdan beri. Şimdi ne kadar kötü yönetirsiniz yönetin iyi yönetimler emekli olduktan sonra size de yarayacak iktidar sahipleri onu belirtmek istiyorum yine emekliliğinin geleceğinin teminatı da bu üreticiler olacak.” dedi.

“ÇİFTÇİ HAKKINI ALAMADIĞI İÇİN ZORLANIYOR”

İktidarın, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 1’ini çiftçiye vermekle mükellef olduğunun altını çizen Dervişoğlu, sözlerine şu şekilde devam etti:

“Bir kanuni mecburiyeti anlatmak istiyorum. İktidar çiftçiye gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ini vermekle mükelleftir. Çünkü bu kanunun amir hükmüdür ve emridir. Bu ülkedeki gayrisafi milli hasılanın yüzde 1’ini çiftçiye vereceksin. Ne için vereceksin? Bu topraklar verimli topraklar ama bu topraklarda yaşayan insanların geleceğe dair teminat altında yaşamasının ortaya çıkaracağı mecburiyete bakarak bunu vereceksin. Şimdi bu ülkenin gayrisafi milli hasılasının gelirken baktım sayın başkanım 2023 yılında ne kadar olduğunu TÜİK raporlarında bulamadım. Ama 2021 itibariyle 1.1 trilyon dolar olduğundan bahsediliyor. Bu demektir ki bu hükümet çiftçiye yaklaşık 350 milyar liralık bir destek vermek mecburiyetindedir. Bu kanuni bir mecburiyettir. Şimdi baktım 2023 yılında ne vermişler? 157 milyar vermişler. Şimdi biz diyoruz ya hep ya bu çiftçi niye zorlanıyor? Hakkını alamadığı için zorlanmıyor”

“BU HÜKÛMETİN SİZE 200 MİLYAR LİRA BORCU VAR.”

“Bu çiftçi hakkını alamadığı için üretemiyor, bu çiftçi toprağı düşürdüğü terin karşılığını girdi maliyetleri karşılanamadığı için maalesef ve maatteessüf fakruzaruret içinde yaşamaya mecbur bırakılıyor. Devlet bu çiftçiye tarımsal destekleme olarak 350 milyar lira vermesi gerekirken 157 milyar vermiş. Yani size Ferizli’ye Sakarya’ya Karadeniz’e ve Türkiye’ye bu hükûmetin 200 milyar lira borcu var”

“RAHMETLİ DEDEMİN 4 ÇOCUĞUNU OKUTUP EVLENDİRDİĞİ BAHÇEYİ BUGÜN SATSAM NİŞAN DAHİ YAPAMAM”

Dedesinin 36 dönüm fındık bahçesiyle 4 çocuk okutup evlendirdiğini anlatan Dervişoğlu;

“Ben 65 yaşındayım size 300 sene öncesini anlatmıyorum. Kurtuluş Savaşı dönemini de anlatmıyorum. Çocukluğumu anlatıyorum. Benim rahmetli dedemin 4 çocuğunu okutup evlendirdiği bahçeyi bugün satsam hem vallahi hem billahi nişan dahi yapamam. O zaman bu ülkeyi yanlış yönetenlerin yüzüne de yaptığı hatayı çarpmak gibi bir mecburiyetle karşı karşıya olduğumuzu unutmamamız lazım” diye ekledi.

“BUNA SEBEP OLMAK BİLE BİR UTANÇ VESİLESİDİR”

2011 yılında 1 milyon 122 bin kayıtlı çiftçi olduğunu ancak bugün 2024 yılında bu rakamın 400 bine düştüğünü söyleyen Dervişoğlu;

“Bu ülkede toprağa düşürdüğü terim karşılığını alamayan çiftçiler çiftçilikten çekildi diye yüzde 65’lik bir üretici kesimi kaybetmiştir buna sebep olmak bile bir utanç vesilesidir. Ama yüzü olana utanç vesilesidir. Arsız bundan utanmaz. Çiftçiler üretimden çekilmiş tarım krediye borcu var, ziraat bankasına borcu var, esnafa borcu var, tüccara borcu var. O borcun toplamı ne kadar biliyor musunuz 400.000 çiftçi kalmış ama kefaletle birlikte düşünün çünkü birine 10 kuruş verirken 10 kişiden kefil isteyen o bankalar siz de biliyorsunuz ben de biliyorum. Bir kısım çevrelere kredi verirken bilançolarının üzerinden veriyor. Hatta o semirilmiş 5 müteahhitten şayet biriyseniz isterseniz banka kuracak isterseniz efendim televizyon kuracak medya kuruluşu kuracak krediyi de tarımı desteklemekle mükellef olan Ziraat bankasından almak suretiyle özel uçaklara özel yatlara afilli arabalara binip dolaşıyorlar. Şimdi bunlara kimse değinmiyor bu beylerin yarattığı tahribatın sonucunda 850 milyar lira çiftçi bankalara tarım kredi kooperatifine ve haricen tüccarlara borçlanmış.” dedi.

“NASIL ÜRETECEĞİZ?”

Dervişoğlu şöyle konuştu: “Sonucunda ne olmuş biliyor musunuz 2 milyon 400 bin çiftçi, çiftçiye kefil olanlar da dahil bugün arazilerinin tarım arazilerinin gayrimenkullerinin ve traktörlerin üzerindeki hacizle yaşıyorlar. Yani sizin çiftsiniz çiftçiliği sürdüremeyecek kadar şartlardan rahatsızsa ve çiftçilikten çekiliyorsa üstüne üstlük bir de bu ülkeyi yönetenler tarafından beslenmiyorsa bir de şayet borç bataklığına batıyorsa o zaman nasıl üreteceğiz sayın başkanım? Nasıl üreteceğiz? Tarihi geriye sarın burası Sakarya. Bu ülkenin vatan olarak kaldığı ve kurtarıldığı savaşın adı da Sakarya. Savaşı Ankara’da Polatlı’da yapıldı ama namı Sakarya’ya aittir. Dolayısıyla o dönemleri hatırlayın o savaşlar hangi dönemlerde yapıldı? Türkiye’de o zaman insanlarımız aynı topraklarda yaşamıyor muyduk? Biz bu mümbit bu verimli arazide yaşamıyor muyduk? Dedelerimiz bize ne anlattı? Çarıklarını kaynatıp suyunu içtiklerini anlattı doğru mu? Şeker bulamadıklarını anlattı doğru mu? Atların geride bıraktıkların içinden ayıkladık onları arpa ile beslendiklerini anlattı? Biye işte o zaman da bu toprakları ekilmez kılmışlardır da ondan”

“ÜRETEMEZSİNİZ ÖNCE TOPRAĞINIZI, DOYAMAZSINIZ SONRA DA VATANINIZI KAYBEDERSİNİZ”

“Bu memleketin deve dişi gibi bakanları büyük büyük toplantılar yapınca muhataplarına diyorlar ki Üçüncü Dünya Savaşı fiilen başlamıştır” diyerek sözlerine devam eden Dervişoğlu,

“Üçüncü Dünya Savaşı fiilen mademki başladı o zaman bu ülkeyi yönetenlerin temel ihtiyacı, bu ülkenin bundan sonra beslenebilmesi mümkün kılabilecek tarımsal üretimi desteklemek olmalıdır. Aksi takdirde bir pandemi daha geçirirsek Allah korusun bir felaketle karşı karşıya kalırsak hiç kimse sanmasın ki Ukrayna’dan Rusya’dan buğday alabiliriz. Uzak coğrafyalardan da bu ülkeye bakliyat getirebilir. Aç kalırız, aç. Tıpkı dedelerimiz gibi dışkının içinden arpa ayıklamak, çarıklarımızı kaynatmak zorunda kalırız. Bu gerçekleri görmeyenler bu ülkeyi aymazlık da yönetmeye devam ediyorlar. Bakın söylüyorum bir kere daha altını çiziyorum ve kendilerine akıllarını başlarına almalarını tavsiye ediyorum. Üretemezsiniz önce toprağınızı, doyamazsınız sonra da vatanınızı kaybedersiniz bundan kaçışınız yoktur. Ama Türk milleti bu gidişata asla izin vermeyecektir” dedi.

“PARA KAZANMANIN DA İNSANİ VİCDANİ VE AHLAKİ BİR SORUMLULUK İÇERMESİ GEREKTİĞİNİ İMAN SAHİBİ İNSANLARIN BİLMESİ LAZIMDIR”

İktidarın üreticiye destek vermesine yerine, tarım arazilerini rantiyecilere şirketlere peşkeş çektiğinin altını çizerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu;

“Gözümüzün önünde yaşanıyor bütün bunlar hiç kimsede aslına bakarsanız inkar edemiyor. Şimdi bir oda düşünün değerli Ferizliler, içi ağzına kadar altın dolu olsun ve siz o odadayken nefes alamaz hale gelin. Camı açıp ilk önce neyi atarsınız? İçerideki altını atarsınız ne için? Hava almak için oksijen almak için. Ticaret elbette ki kâr temin etmek için yapılır ama para kazanmanın da insani vicdani ve ahlaki bir sorumluluk içermesi gerektiğini iman sahibi insanların bilmesi lazımdır. O sebeple çevresel duyarlılık her şeyin ötesindedir sadece topraklarımızı değil, sularımızı, havamızı da korumak mecburiyeti ile karşı karşıya bulunmak bulunduğunuzu unutmamamız lazım” dedi.

“İTHALATA BAĞIMLI HALE GETİRİLEN BİR ÜLKE ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAYBETMİŞTİR”

Fındık üretiminin geldiği hâl için “fındık bölgesinin evladı olarak yüreğim kanıyor” diyerek devam eden Dervişoğlu;

“Sakarya’ın gurur kaynaklarından biri olan fındık üretimine, elbette benden önce de değinildi ama ben de bir şekilde değinmek durumundayım. Onunla büyüdüm çünkü yani onun toplamasıyla. Gerçi bizim çocukluğumuzda köyün dışına bir kuruş çıkmıyordu. Herkes birbirinin arazisine gider fındığını topluyordu. Herkes yevmiyesini alıyordu. Biz de çocukken kalan fındığı başak diye toplayıp harmanımızı ayrı kuruyorduk. Fındık üretiminde Türkiye dünyanın ihtiyacının yüzde 70’ini karşılıyor. Ancak fındık üreticilerimiz de tıpkı diğer tarım sektörleri gibi adaletsiz fiyat politikalarına maruz kalıyor. Benim inancım bir elin verdiği alın terinin diğer elde ekmeğe dönüşmediği bir düzeninin adaletsiz olduğu şeklindedir. Biz teri alın terine emeği hakka çevirecek bir adalet sistemini kuracağız ki her vatandaşı ülkesinden ve o ülkeyi yönetenlerden razı olsun. Bir de biliyorsunuz hürriyet meselesi var, özgürlük meselesi var. İthalata bağımlı hale getirilen bir ülke tarımda aslına bakarsanız özgürlüğünü kaybetmiştir” ifadelerini kullandı.

“TOPRAĞINA ZİNCİR VURULAN ÇİFTÇİ, BİZE GÖRE HÜR DEĞİLDİR.”

“Bu da yetmezmiş gibi ve sanki büyük bir marifetmiş gibi övüne övüne yeni kurallar getiriyorlar. Neymiş tarlasını 2 yıl ekmeyenin toprağını kiraya vereceklermiş” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu şu sözleri kullandı:

“Bugün bunu yapan yarın üreticinin bağına bahçesine de el koymaya yeltenebilir. Böyle abesle iştigal uygulamalar uydurmakla ve yapmakla uğraşmak yerine yerli üretimi teşvik edip çiftçimize üretimde bağımsızlık kazandırmak önceliğimiz olmalıdır. Toprağına zincir vurulan çiftçi, bize göre hür değildir. Allah'ın izniyle bu zincirleri hep birlikte kıracak çiftçimizi toprağında özgür hale getireceğiz.”

“TARIMDAN UMUDUNU KESMİŞ İNSANLAR TARIMA YÖNELMELİ”

“Tarım bu coğrafyanın güzel ülkemizin en güçlü miraslarından biridir ve bu mirası gelecek kuşaklara taşımakla mükellefiz. Ferizli Tarım Festivali gibi etkinlikler tarımın ne kadar önemli olduğunu bizlere bir kere daha hatırlatıyor, bu festivalin öncelikle Ferizli’ye Sakarya'ya ve tüm bölge insanına ve ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Ayrıca tarımdan umudunu kesmiş insanların tarıma yönelmesinin bir zaruret ve mecburiyet olduğu hususunun altını bir kere daha buradan kalınca bir çizgiyle çiziyorum”

“HERKES KAYBETMİŞ SADECE BANKALAR KAZANMIŞ”

Tarımda üreten herkesin zarar içinde olduğunu ifade eden Dervişoğlu, konuşmasına şu sözlerle son verdi:

“Fındıktan kaybederdi adam eskiden fıstıktan kazanırdı. Fıstıktan kaybeden kayısıdan kazanırdı. Karpuzdan bostandan kaybeden domatesten kazanırdı. Ama bugün bütün Türkiye’yi dolaşıyorum toprağa düşürdüğü terim karşılığını alan bir tek çiftçiye bile rastlamadım. Yani herkes kaybetmiş sadece bankalar kazanmış değerli Ferizliler, bu düzeni bozacağımıza ve değiştireceğimize ve o tekere çomak sokacağımıza buradan sizlerin huzurunda söz veriyorum. Hepinizi tarımın eşitlik, adalet ve hürriyet anlayışıyla yeniden inşa edileceği Türkiye hayaline ortak olmaya davet ediyorum”

 

Kaynak: Haber Merkezi


15.4°