Bahçeli’nin Anayasa ve seçim planı ortaya çıktı!

Sistem sil baştan değişiyor...

GÜNDEM 8.06.2025 11:31:00
Bahçeli’nin Anayasa ve seçim planı ortaya çıktı!

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin “seçim sistemi gözden geçirilmeli” çıkışı, dar veya daraltılmış bölge sistemlerini yeniden gündeme getirdi. Yüzde 50+1 kuralının korunacağı belirtilirken, büyük partilere avantaj sağlayacak bu sistemler Türkiye’nin siyasi geleceğini nasıl şekillendirecek?

Nefes gazetesi yazarı Aytunç Erkin, “Dar/daraltılmış bölge seçim sistemi mi?” başlıklı köşe yazısında, Türk siyasetinin önemli bir ismiyle yaptığı görüşmeyi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin seçim sistemiyle ilgili açıklamalarını mercek altına aldı. Erkin, Bahçeli’nin “seçim sistemi gözden geçirilmelidir” sözlerinden hareketle, Cumhur İttifakı’nın dar veya daraltılmış bölge seçim sistemlerini yeniden gündeme alabileceğini değerlendirdi. Ayrıca, yazısında Jose Saramago’nun “Görmek” romanına atıfta bulunarak sistemsel sorunlara dikkat çekti.

TECRÜBELİ SİYASETÇİDEN ÇARPICI YORUM

Erkin, yazısına, önceki gün AKP’nin kuruluşunda önemli bir rol oynamış bir siyasetçiyle bayramlaşma vesilesiyle yaptığı telefon görüşmesini aktararak başladı. Görüşmede, “Türkiye’yi nasıl görüyorsunuz?” sorusuna siyasetçinin verdiği yanıt dikkat çekiciydi:

“100 yıldır her şey söylendi, artık söylenenlerin yapılması safhasındayız. Söylenecek söz kalmadı, yapılması gerekenler yapılmalı. Şimdilik bu kadar, sonra konuşuruz! Örneğin yeni anayasa…”

BAHÇELİ’NİN YENİ ANAYASA VE SEÇİM SİSTEMİ VURGUSU

Erkin, bu konuşmanın ardından MHP lideri Devlet Bahçeli’nin, MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in mezarını ziyaretinde yaptığı açıklamalara odaklandı. Bahçeli, mevcut anayasanın “darbeler anayasası” olarak yok edilmesi gerektiğini vurgulayarak, milli iradeye dayalı bir kurucu anayasa için tüm siyasi partilerin görüşlerinin alınması gerektiğini belirtti. Bahçeli, konuşmasında dört temel noktaya değindi:

“Yani darbeler anayasası yok edilmeli. Milli iradeye dayalı siyasi partilerin hepsinin düşüncesi alınarak bir kurucu anayasa anlayışı içerisinde yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu kabullenilmelidir. İkinci olarak siyasi partiler kanunu gözden geçirilmelidir. Üçüncü olarak seçim sistemi gözden geçirilmelidir. Dördüncü olarak da TBMM’nin daha verimli çalışabilmesi için içtüzüğün güncelleştirilerek TBMM’nin varlığını herkese hissettirecek bir anlayışa sokmalıdır.”

Bahçeli’nin “üçüncü olarak seçim sistemi gözden geçirilmelidir” ifadesi, Erkin’in dikkatini çekti. Bu ifade, “Yüzde 50+1 kuralı mı değişecek?” sorusunu akıllara getirdi. Erkin, bu sorunun yanıtını ararken bir dostunun, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’un 1 Haziran’da “Demokrasi Hukuku Notları (7)” başlıklı sosyal medya paylaşımını hatırlattığını belirtti. Uçum’un paylaşımının yedinci maddesinde, yüzde 50+1 kuralının demokratik birikimin bir gereği olduğu ve bu kuraldan geri adım atılmayacağı vurgulanmıştı:

“Demokratik kazanımları koruyarak değişim; değişim zamanlarında yurtsever demokrasinin temel gücü olan halkın demokratik birikimlerini korumak demektir. Türkiye’de halkın iki oy hakkının ve yüzde 50+1 kuralının korunması demokratik birikimin gereğidir.”

SEÇİM SİSTEMİNDE NE DEĞİŞECEK?

Uçum’un açıklaması, yüzde 50+1 kuralının değişmeyeceğini gösterirken, Bahçeli’nin seçim sistemiyle ilgili sözleri başka bir değişikliğin gündemde olabileceğini düşündürdü. Erkin, bu noktada, Cumhur İttifakı’nın dört yıl önce tartıştığı ancak hayata geçirmediği “dar bölge” veya “daraltılmış bölge” seçim sistemlerinin yeniden gündeme gelebileceğini öne sürdü. Erkin, “Olabilir mi? Olabilir!” diyerek bu ihtimalin güçlü olduğunu ifade etti.

DAR VE DARALTILMIŞ BÖLGE SİSTEMLERİ NEDİR?

Erkin, dar ve daraltılmış bölge seçim sistemlerini detaylı bir şekilde açıklayarak, bu sistemlerin büyük partilere avantaj sağladığını belirtti. Saadet Partisi’nin hazırladığı bir kitapçıktan alıntı yaparak şu bilgileri paylaştı:

“Dar bölge seçim sistemi özü itibari ile çoğunluk sistemi. Bu çerçevede her bölgede en çok oyu alanın seçilmesine dayanır. Bir seçim bölgesinden yalnız bir vekil basit çoğunluk ile seçiliyorsa İngiliz sistemi olarak da bilinen dar bölge basit çoğunluk sistemi (plurality system) uygulanıyor demektir. Tek isimli iki turlu çoğunluk seçim sistemi ise Fransız sistemi olarak da adlandırılmaktadır. Bu sistemde kullanılan oyların salt çoğunluğunun alınması, yani bir mutlak çoğunluk gözetilmektedir. Dar bölge seçim sistemi, basit çoğunluğu öngördüğü noktada küçük oy farklarından büyük zaferler çıkarabilmektedir. Türkiye özelinde 600 ayrı seçim çevresi düzenlendiğinde her seçim çevresinden 1 oy fazla alan milletvekilliğini kazanacağından toplamda tüm seçim çevrelerinden oransal olarak alınan oydan ziyade tek tek seçim çevrelerinden küçük oy farkları ile de olsa önde çıkmak anlamlı olmaktadır. Bu sistem özü itibari ile büyük partilere avantaj getirmekte.

Daraltılmış bölge seçim sistemi; karma seçim sistemi içerisinde seçim çevrelerinin 5’er ya da 6’şar milletvekili çıkaracak şekilde daraltılması anlamına gelmektedir. Bu çerçevede Türkiye’de 600 milletvekili, 5’er (120 seçim çevresi) ya da 6’şar (100 seçim çevresi) milletvekili çıkaracak şekilde düzenlenir. Daraltılmış bölgede esas olan seçim çevrelerinin kaç milletvekilinden oluşacağıdır. Nitekim, 5’er milletvekilinden oluşması halinde ülke barajı olmasa da sistemin gereği olarak seçim çevresi barajına takılma söz konusu olacaktır. Seçim çevresi küçüldükçe, sistemin orantılılık derecesi azalacak ve örneğin seçmenlerin yüzde 10’unu temsil eden bir parti, beş milletvekili çıkaran bir seçim çevresinde milletvekilliği kazanma olasılığını kaybedecek, seçim çevresinde geçerli oyların 1/5’ini alamayan parti milletvekili çıkaramayacaktır. Daraltılmış seçim sisteminin büyük siyasal partilere avantaj sağlaması muhtemel.”

SARAMAGO’NUN “GÖRMEK” ROMANINDAN SİSTEME ELEŞTİRİ

Erkin, yazısını, Nobel ödüllü yazar Jose Saramago’nun 2004 yılında yazdığı “Görmek” romanına atıfla tamamladı. Romanda, adı belirsiz bir ülkede seçim günü yoğun yağmur nedeniyle seçmenlerin sandığa gitmediği, ancak yağmur durduktan sonra oyların büyük çoğunluğunun boş çıktığı bir hikâye anlatılıyor. İkinci seçimde ise oyların yüzde 83’ünün boş çıkması, hükümeti bozguncu bir grup veya uluslararası bir anarşist örgüt suçlamasına yöneltiyor ve olağanüstü hal ilan ediliyor. Erkin, Saramago’nun “Körlük”ten sonra yazdığı bu romanda, “Mesele seçim değil, oy vermek değil… Mesele: Sistem…” mesajını verdiğini vurguladı. Saramago’nun, “Hatayı düzeltmek için hâlâ zaman vardır, fakat yeniden seçim yaparak değil, çünkü mevcut durumda bu, gereksiz olmanın ötesinde, üretkenliğe de aykırıdır, bu hata ancak titiz bir vicdan muhasebesiyle düzeltilebilir…” sözlerini aktaran Erkin, adalet, eşitlik ve vicdanın önemine dikkat çekti. Yazısını, “Yüzyıllardır… Adalet, eşitlik, vicdan diyenler vardı! Zaman zaman sesleri kısıldı ya da hapse atıldı ya da öldürüldü… Ancak… Gerçek hep kazandı! Görelim ve kör olmayalım…” sözleriyle sonlandırdı.

 

 

 

Kaynak: Nefes / Haber Merkezi

28.6°