Cumhuriyet’in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının üzerinden 86 yıl geçerken, Türkiye Basın Konseyi heyeti, Atatürk’ün huzurunda ifade ve basın özgürlüğüne dair yaşanan sorunları bir kez daha gündeme getirdi. Türkiye Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’in kaleme aldığı ve Atatürk’e hitaben yaptığı konuşmada, basın özgürlüğünün karşı karşıya olduğu zorluklar ve gazetecilerin maruz kaldığı baskılar çarpıcı ifadelerle vurgulandı.
Atatürk’ün Basın Özgürlüğüne Verdiği Değer
Mustafa Kemal Atatürk, “Basın milletin müşterek sesidir. Basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir,” diyerek basının önemini vurgulamış, ifade özgürlüğünü bir toplumun gelişiminde temel unsur olarak kabul etmişti. Atatürk’ün bu ilkesel yaklaşımı doğrultusunda, Türkiye’de gazeteciler, halkı bilgilendirme ve sorgulama görevini üstlenirken, her türlü kısıtlama ve engellemeye karşı bu görevi yerine getirmeye çaba sarf ediyor.
Türkiye Basın Konseyi'nden Atatürk'e: “Basın Özgürlüğüne Engeller Arttı”
Türkiye Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç, Atatürk’e hitaben yaptığı konuşmada, basının bugün karşı karşıya olduğu kısıtlamalardan ve baskılardan bahsetti. Türenç, gazetecilerin gözaltı ve tutuklama tehditleri altında mesleklerini sürdürdüğünü, çeşitli yaptırımlar ve ağır para cezalarıyla iktidarın medya üzerindeki etkisinin giderek arttığını ifade etti. Türenç, RTÜK ve Basın İlan Kurumu’nun (BİK) basın kuruluşlarına yönelik ekran karartma ve keyfi cezalarla medyayı susturma çabalarını şikayet ederek, bu kurumların siyasi iktidarın kontrolünde hareket ettiğini vurguladı.
Gazetecilere Yönelik “Soytarı” ve “Casus” İthamlardan Yakınma
Türkiye’de ifade özgürlüğü savunucusu olan gazetecilerin “soytarı” gibi ithamlarla hedef alındığını belirten Türenç, gazetecilere “etki ajanlığı” suçlamasıyla casus muamelesi yapıldığını, bu ithamların basın üzerindeki baskıları arttırdığını söyledi. Basın Konseyi Başkanı, Atatürk’ün “Basın özgürlüğünden doğacak mahzurların giderilme vasıtası yine basın özgürlüğüdür” sözlerine atıfta bulunarak, basının kendi öz denetim ve eleştirileriyle sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için özgürlüğünün korunması gerektiğini vurguladı.
Atatürk’ün İzinde Mücadeleye Devam
Türkiye Basın Konseyi Başkanı Türenç, konuşmasında Atatürk’ün sözlerini hatırlatarak, “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir,” ilkesini kendilerine rehber edindiklerini ifade etti. Basın mensuplarının, her türlü engel ve baskıya rağmen, halkın haber alma hakkı adına sorgulayıcı görevlerini sürdüreceklerine ve Atatürk’ün emanetine sahip çıkacaklarına dair kararlılıklarını belirtti. Atatürk’ün “Umut yoktur, umutsuz insan vardır” sözüyle hareket ettiklerini ifade eden Türenç, toplumun aydınlanma mücadelesini sürdüreceklerini ve her türlü baskıya rağmen geri adım atmayacaklarını söyledi.
Basın Özgürlüğünde Zor Günler: Umutla Direnmeye Devam
Konuşmada, sansür yasaları, “etki ajanlığı” gibi yeni suç tanımlarıyla gazetecilerin baskı altına alınmasının demokrasiye zarar verdiği ve halkın bilgi edinme hakkının engellendiği dile getirildi. Bu ağır koşullar altında, Türkiye Basın Konseyi, basının özgürlüğünü koruma misyonuna sadık kalarak, Atatürk’ün işaret ettiği yolda ilerleme sözü verdi.
Emanetin İzinde Kararlı Bir Duruş
Basın Konseyi'nin Atatürk’e hitaben yaptığı açıklamada, özgür basın için mücadele etmeye devam edileceği vurgulandı. Türenç’in mesajıyla, Türkiye’de basın özgürlüğünün önemi ve gazetecilerin bu yolda verdiği mücadele, Atatürk’ün bıraktığı değerler doğrultusunda bir kez daha kamuoyuna duyurulmuş oldu.
Bu mesaj, özgür basın ve bağımsız medya ilkelerine bağlı gazetecilerin, halka doğruları ulaştırma sorumluluğunu her koşulda yerine getirme azmini ortaya koydu. Basın Konseyi'nin bu anlamlı anmada, Atatürk'ün basın özgürlüğü vizyonuna bağlı kalarak Türkiye'nin demokratik değerlerini yaşatma kararlılığını bir kez daha güçlü bir şekilde dile getirmesi, özgür basının evrensel değerleri koruma konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Haber: Metin KURT / Haber Merkezi