Özdil’in konuşması şöyle:
-Şile belediye başkanı da gözaltına alındı.
CHP'den her gün bir ısırık alıyorlar sistematik olarak. Her gün bir ısırık alıyorlar. Artık o kadar olağan hale geldi ki yani o kadar normalleşti ki Şile belediye başkanının gözaltına alınması neredeyse haber bile olmadı.
Niye alıştıra alıştıra bu işler? Bakın bilimsel gerçektir. Maalesef insan her şeye alışır ve bu alışmanın bir süresi vardır biliyor musun?
İngiltere'de yapılan bilimsel bir araştırmanın neticesidir. İnsan davranışı açısından alışmanın süresi sadece 21 gündür. Evet. Alışma tabir ettiğimiz insanların davranış değişikliğinin normal hale gelmesi en fazla 21 gün sürüyor. Bilimsel bir sonuç bu. 21 gün sonra alışık olmadığı davranışa alışıyor.
Hatırlayalım lütfen. Balyoz Ergenekon operasyonlarında nasıldı? Önce emekli subayları aldılar, emekli generalleri aldılar falan. Sonra ufak ufak muvazzaf teğmenleri filan aldılar. Sonra alıştıra alıştıra lokma lokma ısırmaya devam ettiler. Hassas görevlerdeki kurmay albayları aldılar. Sonra ordu komutanlığına, donanma amirallerine, kuvvet komutanlığına filan Genelkurmay Başkanına kadar gitti.
Genelkurmay Başkanını hapse tıktıklarında yani Genelkurmay Başkanını ısırdıklarında artık hiç kimse yadırgamıyor, gayet normal kabul ediyordu...
PKK'yı tanık, TSK'yı sanık yapıyorlardı. İmralı ile Kandil ile masaya oturup pazarlık ederken Atatürkçü subay kadrolarını terörist ilan ediyorlar, hapse atıyor, ordudan atıyorlardı.
Şimdi de tıpa tıp aynı bir örtüşme var. Bakın bir yandan CHP'ye yönelik operasyonlar yapılıyor. Öbür yandan yine eş zamanlı olarak ne yapılıyor? Ne tesadüf değil mi? Yeni açılım yapıyor. CHP operasyonlarını konuşmaktan yani bu yeni açılımı konuşmaya fırsat kalmıyor. CHP'ye yönelik operasyonlar tıkır tıkır yürüyen açılımı perdeliyor. Tıpkı daha önce olduğu gibi...
***
Bakın mesela Abdullah Öcalan'ın videosu ortaya çıktı.
İmralı’da işte sekreter olarak yanına yerleştirilen müebbetlik PKK'lılarla birlikte videosu çekilmiş. Bütün medyaya servis edildi, yayınlandı. 1999 yılından bu yana ilk kez sesi ve görüntüsüyle ekranlardaydı ya. “Öcalan ile görüştüğümüzü iddia edenler şerefsizdir” falan noktasından buraya geldik. Nasıl geldik? Alıştıra alıştıra geldik. Alıştıra alıştıra Öcalan'ın video yayınlaması bile normal hale geldi artık
Ne diyor? Pozitif entegrasyon diyor ki işte sayın medyamız bunu özellikle ıskalıyor. Özellikle anlatılmıyor burada.
Nedir bu Abdullah Öcalan'ın bahsettiği pozitif entegrasyon?
Pozitif entegrasyon özerk bölge demektir aslında. Hukuki özerklik demektir. Eyalet demektir. Yani bildiğin eyalet sistemi.
Bir devlet var, bir de eyalet var. O eyalete özel yasalar olacak demektir.
Pozitif entegre eyaletteki o eyaletteki yasama sürecine kendi etnik kimliğinle veya kendi dini kimliğinle katılman demektir. Pozitif entegre.
***
Şimdi bakın lütfen herkes sıkı dursun.
Bu gerçekleşirse yani Türkiye'de pozitif entegrasyon gerçekleşirse aslında Abdullah Öcalan'dan çok önce Kenan Evren'in hayali gerçekleşmiş olacak.
Evet. Kenan Evren'in hayaliydi.
Bakın hepimiz Abdullah Öcalan’ın videosunu konuşuyoruz ama Türkiye'nin pozitif entegrasyonla eyaletlere bölünmesi gerektiğini bu topraklarda ilk söyleyen kişi çok önceden Kenan Evren’di. Evet. memleketi kurtardığı zannedilen, Atatürkçü zannedilen, yurt içindeki işte terörü bitirdiği zannedilen, şu anda da terörü bitiriyoruz diyorlar ya. Ve aslında ABD kontrolünde darbe yapan Kenan Evren cumhurbaşkanına emekli olduktan sonra bizzat açıklamış, bizzat anlatmıştır.
İnanmayanlar, merak edenler girsin şu anda Google'a baksın. Haberler orada duruyor.
“Cesur adım atmalıyız” dedi. “Türkiye 8 eyalete bölünebilir” dedi. Hatta tek tek eyaletlerin adreslerini bile verdi. Dedi ki Türkiye 8 eyalete bölünebilir. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Erzurum, Diyarbakır, Eskişehir, Trabzon eyaletleri olmalı dedi. Bakın eyaletleri bile saydı adam ya.
***
Kenan Evren'den sonra şu aktaracağım sözleri kim söyledi? Bir düşünün Allah aşkına. Altını çizerek de dinleyiniz:
-Türkiye eyaletlere dönüşmeli. İspanya, Almanya nispeten İngiltere modelleri incelenerek kendine özgü model oluşturuldu. 7 eyaleti Kürt nüfus, 18 eyaleti Türk nüfus, 25 bölge düşünüyorum. Bunların yerel yönetim parlamentoları olmalı. En üstte de devlet olmalı.
Kim söyledi bunları? Abdullah Öcalan söyledi. Evet. Ne zaman söyledi? Hani bundan önceki açılımda İmralı tutanakları medyaya sızmıştı ya 2013 yılında. İşte o İmralı tutanaklarında vardı bu sözler. Kelimesi kelimesine Abdullah Öcalan söylemiş.
Pozitif entegrasyon dediği bu.
***
Peki şu aktaracağım sözleri kim söyledi biliyor musunuz?
“Bakın karşı çıkanlar tarih bilmiyor. Gelişmiş ülkelere bakarsanız bunların hiçbirinde eyalet korkusu diye bir korku yoktur. Tam aksine eyalet yapılanmaları süratle kalkınmayı getirir. Demokraside siyaseti, siyasi rekabeti getirir.
Güçlenme alametidir eyalet. Osmanlı'ya baktığımız zaman Lazistan eyaleti var, Kürdistan eyaleti var. İniyoruz güneye aynı şekilde eyaletleri var. Eyalet sisteminden korkmamalı”
Bunları diyen kimdi?
***
Bakın 2006 yılıydı. Yani Kenan Evren'in Türkiye eyaletlere bölünmeli demesinden sadece bir yıl önce. Roma'da NATO savunma Koleji'nde brifing veren Amerikalı subay, Ortadoğu haritasını duvara yansıttı ve orada bulunan Türk subaylar derhal salonu terk ettiler. Niye? Çünkü o Amerikalı subayın açtığı haritada Türkiye'nin güneydoğusu Kürdistan olarak görünüyordu.
Türkiye niye 7 bölgedir? Hiç düşündünüz mü? Ege bölgesi, Marmara bölgesi, Karadeniz bölgesi, Akdeniz bölgesi, İç Anadolu bölgesi, Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu bölgesi. Güzel. Türkiye niye 7 coğrafi bölgedir ya?
Niye 8 bölge değildir mesela veya niye 6 bölge değildir de illa 7 bölge?
Çünkü Mustafa Kemal Atatürk ölür ölmez 1941 yılında şark coğrafya kongresi topluyorlar ki şak yabancı bilim insanları devreye girdi. ABD'den Avrupa'dan profesörler geldi. Dediler ki biz size sevabına yardımcı olalım dediler. Biz coğrafya uzmanıyız dediler. Ay hay dedik. Buyurun yardımcı olun dedik. Abi sevabına bir yardımcı oldular kardeşim, Türkiye 7 bölge netice işte neticeyi hepimiz biliyoruz. Bismillah ilkokulda öğrenmeye başlıyoruz. Hatta anaokulunda öğrenmeye başlıyoruz. Ya Türkiye 7 bölge diye her gün televizyonlarda hava durumunda tekrar ediyoruz. Çocukluğumuzdan itibaren öyle kabul ediyoruz, ezbere. Yarın öbür gün mesela maazallah bir bölgemiz ayrılıp giderse hangi bölgemiz olur? İç Anadolu mu ayrılır mesela? Marmara mı ayrılır? Mesela PKK yıllardır hangi bölgemizi bizden koparmaya çalışıyor terörle?
Dem parti hangi bölgemizde özerklik istiyor? Sarayın ittifak ortağı Hüdapar hangi bölgemizin eyalet olmasını istiyor? Şablon kafamızda hazır...
Pozitif entegrasyon denilen işte budur!
Kaynak: Haber Merkezi
