Aksaray’da kamuoyunun gündeminde yer alan tartışmalara Sedat Eker’den çarpıcı bir çıkış geldi.
“Gerçekler ve Belirsizlikler” başlıklı yazısında Eker, şehrin her alanında artan sorunlara dikkat çekerek, “Aksaray artık bir sorun şehrine dönüştü ama yönetenler bunu kabullenmiyor” dedi. İşte EKER'in yazısı…
‘’GERÇEKLER VE BELİRSİZLİKLER
Aslında yazmaya farklı başlayacaktım ama bu defalık böyle olsun istedim. Nasılsa her türlü eleştirileceğiz.
Aksaray başlı başına bir sorun şehri olmaya başladı; siyasetinden bürokrasisine, iş dünyasından köyüne kasabasına kadar. Ama bir türlü şehir ve yönetenler olarak biz bunu kabullenemiyoruz. Suni gündemlerle günü kurtarma derdindeyiz.
En başından başlarsak; ilde bir asayiş sorunu var. Ama biz bunları “gündeme gelmesin, asayiş sorunu azaldı diyelim” diye bazı konuları basından gizleyerek –tabii basından gizleyerek derken kamuoyundan gizleyerek– suni bir “asayiş sorunu düştü gündemi” oluşturuyoruz. Madem düştü, ülke geneli asayiş yoğunluğuna bakalım; iller sıralamasındaki yerimiz değişti mi?
Gelelim siyasete… Mesela “aldık, yaptık, biz başardık, geldi geliyor” deniliyor. Sadece gelen nerede, giden nerede? Tabii bunları dile getirmek için de muhalefet lazım. Onlar da zaten kendi derdinde.
Son zamanların en önemli gündem maddelerinden biri olan Ortaköy’deki devlet hastanesi konusuna gelelim. Ben yılını unuttum; ne zaman “geldi, geliyor” denmeye başlandı diye… Ama şimdilerde bir gerçek var ki, belediye yer vermedi, tahsis etmedi. Belediye kanadı ise “biz yer gösterdik, tahsis ettik, kabul edilmedi” diyor.
Yer verildiyse de kabul edilmediyse neden edilmedi? Kime uzak, kime yakın meselesi mi var? Eğer verilmediyse ama “verildi” deniliyorsa, belediye neye hizmet ediyor?
Bir de işin güzel yönü; “vermedi” diyende Cumhur İttifakı ortağı, “verdik” diyende. Herkes kendi kanadından açıklama yapıyor ama bir araya gelip de “ya buradaki sorun ya da beklenen şuydu” diyebilen kimse yok.
Tabii yapılan güzel işlere nasıl sekte vurulur, işlerini bırakıp “yapılmaya çalışılanı nasıl yaparız” derdine düşecek kimse yok. Şehirde bir belirsizlik aldı başını gidiyor. Kim ne yapıyor, kim neyin derdinde, şehrin derdi kimde belli bile değil.
Mesela son zamanlarda ben Cumhur İttifakı vekillerini hiçbir programda yan yana görmedim. Hoş, tabi program derken açılış ya da kokteylden bahsetmiyorum. Şehrin menfaatine bir temel atma ya da etkinlik değil.
Şehrin menfaatine yapılmaya çalışılan etkinliklerde ya hava muhalefeti ya da “birileri istemedi” diye sekteye uğratılmaya çalışılıyor.
Peki bir tane muhalefet vekili var, bir tane de muhalefetten PM üyesi var. Tabii sadece “var”. Hepsi için oy gösterecek düğünler bitti, eee şimdi bahane nedir? Meclis açıldı, mecliste çalışıyoruz, peki bu ile kim çalışacak?
Bazen eleştirip bazen de kızdığımız bir çok konuda yalnız bırakılan Evren Dinçer mi? Allah var, eleştiriyoruz, kızıyoruz ama şehre zaten tek yapılan işte belediyecilik hizmetleri, yerel hizmetler.
Yani genelde ne var? Alışılmış gelen, yapılan ne var?
Hem şehrin yöneticileri hem de yöneticilerden bir şeyler bekleyen halk bir şapka koymalı önüne. En çok eleştirdiğimiz önceki yöneticilerin yaptıklarına bir de şimdi yapılanlara bakalım.
Artık bu şehrin ihtiyacı olanlara, eksiklerine, yapılabilecek işlere odaklanılmalı. Yoksa içerdeki kısır çekişmeler bu şehre geçmişte bir şey kazandırmadığı gibi bugün de bir şey kazandırmaz.
Saygılar…''
Haber Merkezi
