Cumhuriyet Halk Partisi Aksaray Milletvekili Aday Adayı Ali Abbas ERTÜRK 28 Şubat Münasebetiyle bir açıklama yaptı. ERTÜRK yatığı açıklamada ‘’ 28 Şubat'ı ve tüm darbeleri yapanları kınıyorum!’’ dedi ve şöyle devam etti ;
‘’28 ŞUBAT
Her 10 yılda bir tekrarlanan ve adeta gelenekselleşen darbeler tarihimizden bir kesittir 28
Şubat, yaşamımda tanıklık ettiğim darbelerin ilkidir, diğer darbeleri tarihsel belgelerden
öğrendik.
27 Mayıs
12 Mart
12 Eylül
28 Şubat
15 Temmuz...
Her biri, farklı toplumsal kesimlerde yara açmıştır, farklı mahallerde derin izler
bırakmışlardır, farklı sosyolojik tabanlara darbe vurmuştur. Bu darbelerin mağdur ettiği
kitleler her 10 yılda bir değişse de darbeleri gerçekleştiren hep aynı kişi, aynı zihniyettir.
Yüzlerindeki maskelere, yakalarındaki rozetlere, dillerindeki yalanlara aldanarak, darbe
yapanları bazen bir grup kendinden, bazen diğer grup kendinden zannetti, çünkü darbe
yapanların her birinin maskeleri farklıydı. Kimisinde Atatürkçü, kimisinde devrimci,
kimisinde milliyetçi, kimisinde muhafazakar dindar yazıyordu. O nedenle hiç bir dönem
darbelerin karşısında topyekün bir duruş sergileyemedik, ideolojik davranarak, kimimiz
maskelere aldanarak yanında durduk darbelerin, kimimiz karşısında.
Galiba darbecilerin en büyük şansı da buydu. Darbecilerin bu şansı demokrasimizin en
büyük şanssızlığıydı aynı zamanda...
Toplum olarak duygularımıza teslim olup, ideolojik saplantılarımızın esiri olmasaydık,
darbecilerin hepsinin aynı merkezden beslendiğini görebilseydik, köklerinin aynı yerde
buluştuğunu sezebilseydik yaşanır mıydı bütün bunlar?
Her bir darbenin yarattığı enkazı anlayabilseydik, acılarımızı yarıştırmak yerine, sarsaydık
birbirimizin yarasını yaşanır mıydı bütün bu acılar?
Evet 60 yılda hem demokrasimiz sınıfta kaldı hem siyasetimiz hem de vicdanlarımız...
Çok mu zordu birbirimizi anlamak?
Menderes'in idamına karalar bağlayanlar, 25 yaşında ipe çekilen delikanlılara vatan haini
damgası vurarak idam edilmeleri için "üçe üç" derken, adeta iki ellerini birlikte kaldırdılar.
Denizlere gözyaşı dökenler Menderes'in idamı çoktan hakettiğini buyurup, darbeyi alkışlarla
karşıladılar.
12 Eylül'de asılan gençlere anarşist muamelesi çekip, yaşanan acılar karşısında el
ovuşturanlar 28 Şubat'ta demokrasi havarisi, özgürlük savaşçısı kesildiler. 12 Eylül'ün
mağduru olup 28 Şubat'ta iktidar olduğunu zannedenlerse geçmiş acılarını unutup,
başörtülü kızlara Arabistan yolunu gösterdiler.
15 Temmuz'dan sonra yaşanan acıları yakın tarih olduğu için hepimiz yaşayarak gördük.
Gördük görmesine ama maalesef ders çıkartamadık.
Oysa anlasaydık 27 Mayıs'ı
Yaşanır mıydı 12 Mart?
Ders çıkarsaydık 12 Eylül'den maruz kalır mıydık 28 Şubat'a?
Dikkate alsaydık uyarıları yaşar mıydık 15 Temmuz'u?
Aslında her bir darbe karşısında takındığımız tavır hazırladı bir sonraki darbenin altyapısını.
O nedenle kabahatin çoğu bizde be kardeşim, bizde...
Yetmedi mi çekilen acılar?
Yeterli değil mi toplum olarak ödediğimiz bedeller?
Devam mı etsin bir asırlık kan davası?
Demokrasiyi kökten mi yitirelim, uzlaşmayarak, kavga ederek, çatışarak...
Toplum olarak yorulmadık mı artık bedel ödemekten?
Unutmayın, demokrasisini yitirenler her şeyini yitirir...
28 Şubat'ı ve tüm darbeleri yapanları kınıyorum!
YAŞASIN DEMOKRASİ
YAŞASIN BARIŞ
YAŞASIN UZLAŞI
YAŞASIN HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ!’’ dedi.