Türkiye’de konut sektöründe arz ve talep arasındaki makas giderek büyüyor . Artan nüfus, yükselen girdi maliyetleri ve finansmana erişim zorlukları nedeniyle konut üretimi yetersiz kalıyor. KONUTDER verilerine göre , yıllık konut ihtiyacı 700 binin üzerinde olmasına rağmen, üretim yalnızca 500 bin civarında kalıyor. Bu durum, her yıl 200 bin konut açığı oluşmasına neden oluyor.
EV SAHİPLİĞİ ORANI DÜŞÜYOR
Türkiye’de ev sahipliği oranı %56,02’ye kadar gerilemiş durumda. Bu oran, barınma krizinin boyutunu gözler önüne seriyor. Konut arzındaki yetersizlik, kiralık konutlara olan talebi artırırken, kira fiyatlarının yükselmesine ve genel enflasyonun tetiklenmesine yol açıyor.
İSTANBUL’UN KONUT İHTİYACI KATLANIYOR
KONUTDER’in PwC Türkiye iş birliğiyle hazırladığı rapora göre, İstanbul’un 2025–2034 yılları arasında 1 milyon 220 bin yeni konuta ihtiyacı var. Nüfus artışı ve hane halkı küçülmesi, özellikle küçük metrekareli konutlara olan talebi artırıyor.
SEKTÖR SEFERBERLİK BEKLİYOR
Sektör temsilcileri, konut krizinin çözümü için kapsamlı bir “konut seferberliği” çağrısı yapıyor. Çözüm önerileri arasında;
- Hazine arazilerinin uygun fiyatlarla özel sektöre sunulması,
- Yeni finansman modellerinin geliştirilmesi,
- Üretici ve alıcıya kredi kolaylığı sağlanması, yer alıyor.
BİRİNCİ EL KONUT ARZI KRİTİK SEVİYEDE
2023’te yalnızca 504 bin konut üretildi , 2024 sonu için ise 482 bin adet üretim beklentisi var. İkinci el stokların hızla tükenmesi, birinci el konut arzındaki eksikliği daha da belirgin hale getiriyor.
Türkiye’de konut sektöründeki bu kriz, yalnızca barınma ihtiyacını değil, aynı zamanda ekonomiyi ve enflasyonu da derinden etkiliyor.
Sektör temsilcileri, müteahhitlerin desteklenmesi ve arsa maliyetlerinin düşürülmesi gerektiğini vurguluyor.
Kaynak: Haber Merkezi