Günümüz modern yaşam koşulları, özellikle masa başı çalışma düzenleri ve teknoloji bağımlılığının artmasıyla birlikte, sedanter (hareketsiz) yaşam tarzını adeta teşvik etti. Bu durum, bireylerin sağlıklarını olumsuz etkileyerek fizyoterapiye olan ihtiyacı önemli ölçüde artırdı.
Uzmanlar, bu trendin devam etmesi halinde fizyoterapi ihtiyacının iki katına çıkabileceği konusunda uyardı.
BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?
Yapılan bilimsel araştırmalar, uzun süre hareketsiz kalmanın vücut üzerindeki tahribatını gözler önüne serdi.
Günlük yaşamda 6 ila 8 saatten fazla oturarak geçirilen sürenin, kalp ve damar hastalıklarına yakalanma riskini %20 ila %30 oranında artırdığı belirtildi. Ayrıca, hareketsizliğin inflamasyonun artmasına ve kanın pıhtılaşma mekanizmalarında değişikliklere yol açarak inme riskini de yükselttiği bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış durumda.
Hareketsiz bir yaşam tarzı, obezite, diyabet ve bazı kanser türlerine zemin hazırlarken, kas kaybı ve osteoporoza da davetiye çıkardı.
Vücudumuzun hareket etmek için tasarlandığını hatırlatan uzmanlar, bu temel ihtiyacın karşılanmamasının ciddi sağlık sorunlarına yol açtığını vurguladı.
YABANCI UZMANLARDAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR
Uluslararası alanda tanınan fizyoterapistler ve halk sağlığı uzmanları, sedanter yaşamın küresel bir halk sağlığı sorunu haline geldiği konusunda hemfikir.
Örneğin, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından yapılan açıklamalarda, fiziksel aktivite yetersizliğinin önde gelen ölüm nedenlerinden biri olduğu belirtildi.
Birçok yabancı fizyoterapi derneği ve araştırma kuruluşu tarafından yayınlanan raporlar, ofis çalışanları ve uzun süre ekran başında kalan bireylerde kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarının (bel ve boyun fıtığı, karpal tünel sendromu vb.) görülme sıklığının arttığını ortaya koydu. Bu uzmanlar, düzenli egzersiz ve fizyoterapinin, bu olumsuz etkileri azaltmada kritik bir rol oynadığını belirtti.
UZMAN GÖRÜŞLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Uzmanlar gibi yerli uzmanlar da bu konuya dikkat çekerek, masa başı çalışma ve teknoloji kullanımının fizyoterapi ihtiyacını artırdığını vurgulayarak, "Sedanter yaşam tarzı, kasların zayıflamasına, eklem sertliğine ve duruş bozukluklarına yol açar. Bu durumlar, zamanla kronik ağrılara ve hareket kısıtlılıklarına neden olabilir" dedi.
Uzmanlar, yaşlanan nüfusla birlikte bu sorunun daha da derinleşeceğini öngördü. Fizyoterapistler, bireylere özel egzersiz programları ve doğru vücut mekaniği konusunda rehberlik ederek, bu olumsuz etkileri en aza indirmeyi hedefledi.
Fizyoterapi, sadece mevcut ağrıları gidermekle kalmayıp, aynı zamanda gelecekteki sağlık sorunlarını önlemede de proaktif bir rol üstlendi.
Bu bağlamda, fizyoterapistlerin sunduğu hizmetler, hareketsiz yaşamın getirdiği sağlık risklerine karşı önemli bir kalkan görevi gördü.
Düzenli fizyoterapi seansları ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bu risklerin üstesinden gelmek mümkün.
Hareketsiz yaşamın getirdiği risklere karşı önlem almak ve sağlığınızı korumak için bir fizyoterapiste danışmanız büyük önem taşımakta.
Haber: Cemile Kurel / Haber Merkezi