Pazar günü Yemen'deki Husi isyancılar İsrail'e bir füze saldırısı düzenleyerek paniğe ve savaşın daha da tırmanmasına neden oldu. Saldırı aynı zamanda milislerin silah cephaneliğine de dikkatleri çekti. Kesin silah sayısı teyit edilmemekle birlikte, grubun insansız hava araçları, seyir ve balistik füzelerin yanı sıra gemisavar silahlara sahip olduğuna inanılıyor.
“Husiler Yemen'den topraklarımıza karadan karaya bir füze fırlattı. Şimdiye kadar bize zarar verecek her türlü girişimin bedelini ağır ödeyeceğimizi bilmeleri gerekirdi. Bize saldıran hiç kimse silahlarımızdan kaçamayacak” diyen Benjamin Netanyahu, Pazar günü İsrail'e balistik füze fırlatan Yemen merkezli isyancı gruba karşı intikam yemini etti. Pazar günü yerel saatle sabah 6.30 sularında İsrail'de hava sirenleri çaldı ve yerel medya Tel Aviv'in güneydoğusundaki Ben Gurion Uluslararası Havaalanı'nda sığınaklara doğru koşan insanların görüntülerini yayınladı. Yaşanan panik, Husiler tarafından karadan karaya gelişmiş bir hipersonik özelliğe sahip olduğu iddia edilen bir füzenin Ben Shemen Ormanı'ndaki açık bir alana isabet ederek Kfar Daniel yakınlarında yangına neden olmasının ardından yayıldı. Olay sonrasında herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmedi. Bu, İsrail'in Hamas'a karşı sürdürdüğü ve Husiler, Hizbullah ve İran'ın "Direniş Ekseni" olarak bilinen diğer grupları da içine alan savaştaki son tırmanışa işaret ediyor. Saldırı aynı zamanda Husilerin silah stokuna da ışık tutuyor. Cephaneliklerinde neler var? Silahlarını nereden alıyorlar? Daha yakından bakıyoruz ve size cevapları sunuyoruz.
HUSİLER KİMDİR?
Husiler, Yemen'in kuzeyinde faaliyet gösteren ve adını kurucuları Hüseyin Bedreddin el-Husi'den alan bir milis grubudur. İslam dünyasında, özellikle Şii mezhebine mensup olan Husiler, İran'ın güçlü desteğiyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu ilişki, Husilerin İran'ın bölgesel stratejilerinin bir uzantısı olarak kabul edilmesine yol açmıştır. İran ve Husiler arasındaki iş birliği, başta askeri ve siyasi olmak üzere çeşitli alanlarda yoğunlaşmıştır. Amerika Birleşik Devletleri'nin raporlarına göre, İran, Husileri Suudi Arabistan gibi bölgesel rakiplerine karşı etkili ve düşük maliyetli bir vekil güç olarak kullanmaktadır.
Husilerin savaş sloganları, ideolojilerini ve politik duruşlarını açıkça ortaya koymaktadır. Bu sloganlar, "Tanrı en büyüktür; Amerika'ya ölüm; İsrail'e ölüm; Yahudilere lanet; İslam'a zafer" şeklindedir. Slogandaki ifadeler, grup için bir ideolojik temel oluştururken aynı zamanda İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri karşıtı tutumlarının altını çizmektedir. Brookings Enstitüsü'ne göre, Husilerin resmi adı "Ensarullah" yani "Allah'ın destekçileri"dir. Bu isim, dini bir kimlik vurgusuyla grup için manevi bir çerçeve sunmaktadır.
HUSİLERİN SİLAH GÜCÜ
Husilerin askeri kapasitesi, başlangıçta basit ve ilkel silahlarla sınırlı olarak düşünülse de zaman içinde önemli ölçüde gelişmiştir. Özellikle, Yemen iç savaşının şiddetlenmesiyle birlikte Husiler, sahip oldukları silah teknolojilerini önemli ölçüde artırmışlardır. Yemenli isyancılar, gelişmiş insansız hava araçları, balistik füzeler ve seyir füzeleri gibi modern silah sistemlerine sahip olmuştur. Bu durum, Husilerin bölgesel bir tehdit unsuru haline gelmesine ve askeri operasyonlarında daha etkili olmasına neden olmuştur.
Husilerin ellerindeki silahlarla ilgili net bir bilgi olmamakla birlikte, gerçekleştirdikleri saldırılar cephaneliklerine dair ipuçları vermektedir. Özellikle 1994 Yemen iç savaşında Husiler, Sovyet yapımı bir Scud füzesine sahip olduklarını kanıtlamışlardır. 2015 ve 2021 yılları arasında Suudi Arabistan'a yönelik gerçekleştirilen çok sayıda balistik füze ve insansız hava aracı saldırısı, Husilerin askeri kapasitesini gözler önüne sermiştir. Husiler, bu dönemde özellikle balistik füzelerle gerçekleştirdikleri saldırılarda önemli başarılar elde etmişlerdir.
Husi sözcüleri, grubun yaklaşık 2.000 km menzile sahip Toufan füzesi gibi uzun menzilli balistik füzelere sahip olduğunu iddia etmektedir. Bunun yanında Tankeel, Aqeel ve Quds-4 gibi füzeler de Husilerin elindeki önemli silahlar arasında yer almaktadır. Grubun insansız hava araçları da son derece gelişmiştir. Özellikle tek yönlü intihar görevlerinde kullanılan Sayad droneları ve 900 km menzile sahip Shahed insansız hava araçları, Husilerin saldırı kapasitelerini artırmaktadır. Amerikan savunma yetkililerine göre Husiler, Akdeniz'e kadar ulaşabilen füzeler ve diğer uzun menzilli silahlara da sahiptir.
HUSİLERİN SİLAH KAYNAKLARI
Husilerin sahip olduğu bu gelişmiş silah sistemlerinin önemli bir kısmı İran'dan temin edilmektedir. Amerika Birleşik Devletleri ve Suudi Arabistan, Husilere gönderilen silahların çoğunun İran menşeli olduğunu iddia etmektedir. İran yapımı silahların izlerine, Husilerin kullandığı füzeler ve insansız hava araçlarının enkazlarında rastlanmıştır. Örneğin, Husilerin saldırılarında kullanılan Burkan ve Quds-1 gibi füzeler, tasarım ve üretim açısından İran yapımı olduklarını açıkça göstermektedir.
İran, Husilere bu silahları karadan kaçak yollarla ulaştırmaktadır. Yemen-Umman sınırındaki kontrolsüz bölgeler, bu kaçakçılık faaliyetlerinin ana güzergâhını oluşturmaktadır. Yemenli askeri yetkililer, İran'dan gelen silahların bu bölgelerden Husilere ulaştırıldığını doğrulamaktadır. Bunun yanında Husiler, Yemen'deki diğer askeri gruplardan ve hükümet güçlerinden de çeşitli silahlar ele geçirmiştir. 2016 yılında Suudi Arabistan destekli Hadi yanlısı güçlerden ele geçirilen C-90C roketatarlar, Husilerin savaş alanında elde ettikleri ganimetler arasında yer almaktadır. Ayrıca Suudi Arabistan tarafından havadan atılan bir füzeyi ele geçiren Husiler, bu olayı alaycı bir şekilde kutlamış ve Suudi Arabistan Kralı'na teşekkür notu yayınlamışlardır.
HUSİLERİN SAVAŞA KATILIMI VE İSRAİL'E YÖNELİK SALDIRILARI
Son dönemde İsrail-Hamas savaşının patlak vermesiyle birlikte Husiler de savaşta aktif bir rol üstlenmişlerdir. Husiler, İsrail'e yönelik insansız hava aracı ve füze saldırıları düzenlemişlerdir. Ancak bu saldırıların çoğu İsrail savunma sistemleri tarafından etkisiz hale getirilmiştir. Bunun yanında Husiler, İsrail ile bağlantılı olduğunu düşündükleri ticari gemilere de saldırılar düzenleyerek bölgedeki deniz ticaretine ciddi zararlar vermişlerdir. Kızıldeniz'de artan bu tehditler, birçok denizcilik şirketinin gemilerinin rotalarını değiştirmesine neden olmuştur. Özellikle Süveyş Kanalı üzerinden yapılan deniz ticareti, Husilerin saldırılarının ardından büyük ölçüde azalmıştır. 2024 yılının ilk iki ayında Süveyş Kanalı'ndan yapılan deniz ticaretinde yüzde 42'lik bir düşüş yaşanmıştır.
Husi yetkilileri, bu saldırıların yalnızca bir başlangıç olduğunu ve daha büyük çaplı operasyonların geleceğini belirtmiştir. Özellikle Husi medya ofisinden Nasruddin Amer, İsrail'e yönelik bu saldırıların genişleyebileceğini ve topyekûn bir savaşın ufukta olduğunu söylemiştir. Bu açıklamalar, bölgedeki birçok kişinin endişelerini artırmış ve olası bir büyük çatışmanın sinyallerini vermiştir.
Sonuç olarak, Husiler, İran'ın bölgedeki stratejik müttefiklerinden biri olarak, askeri kapasitelerini sürekli olarak artırmaktadır. İran'dan temin ettikleri gelişmiş silahlar ve eğitim desteği, Husilerin Yemen'deki iç savaşta ve bölgesel çatışmalarda önemli bir aktör haline gelmesini sağlamıştır. Ancak Husilerin askeri gücü ve cephaneliği hakkında bazı uzmanlar temkinli yaklaşmaktadır. Zaman zaman sahte askeri gösteriler düzenledikleri ve propaganda amaçlı abartılı açıklamalarda bulundukları belirtilmektedir. Bununla birlikte, Husilerin bölgedeki etkisi ve tehdit potansiyeli göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Özellikle İsrail'e yönelik son saldırıları, bölgedeki istikrarsızlığın daha da derinleşmesine yol açabilir.
Haber: Yavuz Biçer / Haber Merkezi