Tarih: 07.12.2023 21:52

İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuştu

Facebook Twitter Linked-in

Kaya: “AK Parti yoksulluğu yönetmeye çalışıyor”

İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, “Eğer bir ülkenin gündemini, sürekli ücret artışları ya da hayat pahalılığı işgal ediyorsa, bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Tüm bunlar yoksulluğu yönetme uğraşının bir yansımasıdır” dedi. Kaya, AK Parti’nin yoksulluğu yönetmeye çalıştığını söyledi.

İYİ Parti Antalya Milletvekili Aykut Kaya, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında konuştu.

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun ilk toplantısını 11 Aralık’ta gerçekleştireceğini hatırlatan Kaya, “Resmi ve alternatif enflasyon verileri her açıklandığında, asgari ücretin yeterliliğini tartışmış olsak da, bu tartışmalar özellikle son iki aydır yoğunlaştı. Öne çıkması gereken asıl mesele ise asgari ücreti neden bu kadar konuştuğumuzdur. Herhalde asgari ücretin ana gündemi bu kadar işgal ettiği Türkiye’den başka bir ülke yoktur.” dedi.

TEPAV’ın yaptığı analize göre; Türkiye’de özel sektörde tam zamanlı olarak çalışanların yüzde 46’sının asgari ücretli, yüzde 91’inin ise iki asgari ücretin altında gelire sahip olduğunu belirten Kaya, “Özel sektörde tam zamanlı çalışan yaklaşık 7,5 milyon kişiden bahsediyoruz. Bu kişilerin ortalama hane büyüklüğünün 3 kişi olduğunu varsaysak 22,5 milyon vatandaş eder.” şeklinde konuştu.

“Vatandaşlar fiyat artışları altında eziliyor”

“Eğer bir ülkenin gündemini; sürekli ücret artışları ya da hayat pahalılığı işgal ediyorsa, bu ülkede yolunda gitmeyen bir şeyler vardır.” diyen Kaya, “Tüm bunlar yoksulluğu yönetme uğraşının bir yansımasıdır. Fiyat artışları altında ezilen vatandaşın tek derdi alacağı ücret artışı olmaktadır. Konu asgari ücret olunca da neredeyse yarısı asgari ücretli olan ücretlilerin komisyondan çıkacak karara odaklanması kadar doğal bir durum yoktur.” ifadesini kullandı.

“Düşük gelirin kaçınılmaz olduğu fikri aşılanıyor”

AK Parti’nin yoksulluğu yönetmeye çalıştığını vurgulayan Kaya, “Vatandaşa düşük gelirin, ücretin kaçınılmaz olduğu fikrini aşılamaya çalışırken; bir yandan da sembolik ücret artışları ya da sosyal transferleri kendilerinin bir lütfuymuş gibi anlatıyorlar. Belirli iktidar temsilcilerinin ve iktidara yakın aktörlerin bu ülkede sosyal devlet yokmuşçasına takındıkları bu tutum; emeği, emekçiyi hakir görmektedir; kabul edilemez.” dedi.

Kaya şöyle devam etti:

“Hepinizin malumu olduğu üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’nın açıklamasından sonra Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan da 2024 için asgari ücrette tek artış planladıklarını beyan etti. Kendileri her fırsatta işçiyi enflasyona ezdirmediklerini ve ezdirmeyeceklerini de belirtiyor. Önce şu tek artış konusuna değinmek gerekiyor. Merkez Bankası’nın son enflasyon raporundaki 2024 yılı sonu enflasyon tahmini yüzde 36 ve bu tahminlerin pek de tutmadığı ortada. Örneğin iktidar temsilcileri tam enflasyonda yavaşlama olduğunu anlatma başlamışken, Kasım için açıklanan tüketici enflasyonu, pek de bir yavaşlama olmadığını gösterdi. Hatta endeksin hesaplanmaya başladığı 2003’ten beri yaşanan en yüksek ikinci aylık Kasım enflasyonu geçen ay gerçekleşti. Demek ki enflasyonun düzeyi kadar, patikasına yönelik tahminlerde de bir sıkıntı var.”

“Soruyu hükümet için basitleştireyim: ‘40 mı büyük 10 mu?’”

Merkez Bankası’nın yaptığı piyasa katılımcıları anketindeki gelecek yıla yönelik enflasyon beklentisini ise yüzde 44 olduğuna dikkat çeken Kaya, “Bu anketin katılımcılarının pek iyimser olduğunu da son iki yıldır tecrübe ediyoruz. Haydi her şey bugünkü verilere göre devam edecek diyelim ve bu iki tahminin ortalamasını alarak, gelecek yıl sonu enflasyonunun yüzde 40 olacağını varsayalım. Önce şuna karar vermek lazım: Yüzde 40 düşük bir enflasyon oranı mı? Elbette değil. Çünkü kendimizi kıyasladığımız gelişmekte olan ekonomilerde, yıllık enflasyon yüzde 3 ile 10 arasında değişirken, biz yüzde 60 üzerinde enflasyon yaşıyoruz. Ben sorduğum soruyu hükümet yetkilileri için izninizle daha da basitleştireyim: 40 mı büyük 10 mu? 40 büyük olduğuna göre, 2024 de enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönem olacak” değerlendirmesini yaptı.

Kaya, “Şimdi diyecekler ki; ‘Yılın ikinci yarısında enflasyon düşüş patikasına girecek ve bu nedenle Temmuz’da bir düzenlemeye gerek kalmayacak.’ Yahu TCMB’nin kendi tahminleri enflasyonun yıl ortasında yüzde 70’e çıkacağını ve buradan baz etkisinin de desteğiyle düşüş eğilimine girerek, yıl sonunda yüzde 36 olacağını söylemiyor mu? Bu soru bizi ikinci hususa, yani işçiyi enflasyona ezdirmeme iddiasına getiriyor. Bakınız, eğer 2024 ortasında yıllık enflasyon yüzde 70 olacaksa, bu yılın ortasında 11402 TL asgari ücret alan işçinin, gelecek yıl ortasında aynı satın alma gücünde olması için 19383 TL ücret alması gerekiyor. Bu yıl tecrübe ettiği enflasyondan kaynaklı kayıpları daha hesaba katmadık.” diye ekledi.

“Üretim maliyetleri artıyor ama…”

İşveren tarafından ise henüz üst düzey bir açıklama gelmediğine işaret eden Kaya, “Ancak onların da iş ortamındaki bozulma, üretim maliyetlerindeki artış gibi argümanları sunacağını tahmin etmek güç değil. Ancak TÜİK’in yıllık sanayi ve hizmet istatistikleri özellikle 2016’dan beri şirketlerin ülkemizdeki asgari ücretlileşme sürecinden bariz fayda sağladığını gösteriyor. Bakınız 2016’da ülkemizdeki şirketlerin personel maliyetinin yarattıkları katma değere oranı yüzde 55 iken bu oran 2022’de yüzde 34,2’ye gerilemiş durumda. Hatta orta ölçekli işletmelerde yüzde 57’den yüzde 31’e düştüğünü görüyoruz. 2016’dan 2022’ye ücretli çalışan başına katma değer deflatörden arındırılmış şekilde yüzde 35 artıyor, aynı dönemde ücretli çalışan sayısı 2 milyon 634 bin kişi artıyor ama personel maliyetinin katma değerdeki payı düşüyor. Evet, üretim maliyetlerinin arttığı, iş yapmanın zorlaştığı doğrudur ama şirketler kesiminin genel bilançosu ücretlerde iyi bir artış için yeterli alan olduğunu göstermektedir.” dedi.

Genel Başkan Meral Akşener’in, partisinin asgari ücret teklifini yılın ilk yarısı için 17 bin, ikinci yarısı için ise en az 20 bin 500 lira şeklinde açıkladığını hatırlatan Kaya, “Bu teklif işçiyi gerçekten enflasyona ezdirmeme ve katma değerin işçi-işveren arasında adil bölüşümü esaslarının çıktısıdır. Bu teklifin de asgari ücret tespit komisyonu tarafından dikkate alınmasını en çok işçiler için temenni ediyorum.” ifadesini kullandı.

Asgari ücretlilerin sıkıntı yaşayan tek kesim olmadığını vurgulayan Kaya, ortalama ücret düşüklüğü sorununu çözmek için işgücü piyasası reformunun şart olduğunu ekledi.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —