Her şeyi kusursuz yapma çabası, başarıya ulaşma hırsı ve sürekli daha iyisini arama… Mükemmeliyetçilik, dışarıdan bir erdem gibi görünse de, içinde tehlikeli bir psikolojik yükü barındırıyor: İmposter Sendromu.
Kendini yetersiz hissetme, başarılarını küçümseme ve bir gün “maskesinin düşeceği” korkusuyla yaşayanlar arasında bu durumun özellikle mükemmeliyetçi kişilerde yaygın olduğu bilimsel çalışmalarla kanıtlandı. Uzmanlar, bu sendromun hem bireyleri hem de iş hayatını tehdit ettiğini söyledi.
İşte imposter sendromunun mükemmeliyetçilikle kesişen yolları ve çarpıcı detaylar...
BİLİMSEL GERÇEK: MÜKEMMELİYETÇİLİK VE İMPOSTER SENDROMU EL ELE
İmposter Sendromu, bireyin başarılarını içselleştiremeyip kendini bir “sahtekar” gibi hissetmesiyle karakterize ediliyor.
Japonya’daki Kyoto Üniversitesi’nden Dr. Hiroshi Tanaka liderliğinde yapılan bir araştırma, mükemmeliyetçi bireylerin %70’inin bu sendromdan muzdarip olduğunu ortaya koydu. Bu kişiler, yüksek standartları nedeniyle başarılarını tesadüfe ya da şansa bağladı.
ABD’li psikolog Dr. Rhiannon Lambert, “Mükemmeliyetçiler, asla ‘yeterince iyi’ olmadıklarını düşünür. Bu, imposter sendromunun temel taşıdır” dedi.
Journal of Personality dergisine göre, bu durum kadınlarda ve akademisyenlerde daha sık görülüyor.
MEKANİZMA NASIL İŞLİYOR?
Mükemmeliyetçilik, imposter sendromunu besleyen bir döngü oluşturdu. Çin’deki Peking Üniversitesi’nden Dr. Wei Huang’ın tarihli çalışması, mükemmeliyetçilerin sürekli kendilerini eleştirdiğini ve hatalarını abarttığını gösterdi. Bu, özsaygı eksikliğine ve “bir gün gerçek yüzüm ortaya çıkacak” korkusuna yol açtı.
ABD’deki Mayo Clinic’ten Dr. Michael Mosley, “Beyin, mükemmeliyetçilik baskısıyla stres hormonu kortizol salgılıyor. Bu da kaygı ve yetersizlik hislerini artırıyor” dedi.
Araştırmalar, imposter sendromunun mükemmeliyetçi bireylerde tükenmişlik riskini %40 yükselttiğini doğruladı.
KARİYER VE ZİHİNSEL SAĞLIĞA DARBE
İmposter sendromu, iş hayatında da derin izler bırakıyor. İngiltere’deki Oxford Üniversitesi’nden yapılan bir çalışma, bu sendromun bireylerin liderlik rollerinden kaçınmasına ve terfi fırsatlarını reddetmesine neden olduğunu gösterdi.
Avustralyalı terapist Dr. Samantha Ellis, “Mükemmeliyetçiler, hata yapma korkusuyla potansiyellerini sınırlıyor. Bu, kariyer ilerlemesini baltalıyor ve depresyona zemin hazırlıyor” dedi.
Harvard Business Review’un raporu, imposter sendromunun iş yerlerinde verimliliği %25 azalttığını ortaya koydu.
UZMANLARDAN ÇÖZÜM YOLLARI
Uzmanlar, bu döngüyü kırmak için pratik öneriler sunuyor. ABD’li nörolog Dr. Clifford Bassett, “Küçük başarıları kutlamak ve mükemmeliyetçiliği sorgulamak önemli. Kendinize ‘yeterince iyi’ olmayı öğretin” dedi.
Dr. Lambert ise, “Farkındalık (mindfulness) uygulamaları, öz eleştiriyi azaltarak imposter hislerini hafifletebilir” önerisinde bulundu.
Psychological Science dergisinde yayımlanan bir çalışma, bilişsel davranışçı terapinin (CBT) imposter sendromunu %35 azalttığını kanıtladı. Ayrıca, mentorluk ve destek grupları da bu mücadelede etkili bir rol oynadı.
MÜKEMMELİYETÇİLİKLE BARIŞ ZAMANI
İmposter Sendromu, mükemmeliyetçilerin omuzlarında sessizce büyüyen bir yük. Bilimsel veriler, bu sendromun zihinsel sağlığı ve kariyer başarısını tehdit ettiğini gösterdi.
Uzmanlar, bu durumun farkındalık ve doğru stratejilerle aşılabileceğini vurguladı.
Haber: Nurşen İlhan / Haber Merkezi