Tarih: 15.12.2024 22:00

Müsavat Dervişoğlu Suriye konusunda yapılması gerekenleri sıraladı

Facebook Twitter Linked-in

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Samsun'da teşkilat buluşmasında konuştu. Suriye'deki gelişmeler üzerinden yapılması gerekenleri sıralayan Dervişoğlu, geçici sığınmacı statüsü ve Avrupa Birliği ile bedeli mukabilinde imzalanmış geri kabul anlaşmasının kaldırılması gerektiğini ve Suriye PKK'sı ile Irak PKK'sının birleşmesinin önüne geçmek amacıyla asgari tedbir alınmasının önemini vurguladı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, partisinin Samsun teşkilatıyla buluştu.

2018 yılında geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını kaybeden İYİ Parti Samsun Milletvekili adayı İbrahim Özyer’i anıp duygulanarak konuşmasına başlayan Dervişoğlu, “Biz bu mücadeleye Türkiye’nin bugün bulunduğu yerden alınıp yarının aydınlık ufuklarıyla buluşsun diye çıktık. Çok ağır günler geçirdik mücadele geçmişimizde. Öncelikle şunu söylüyorum; herkesi burada görüyorum öyle mutluyum ki, dünden bugüne iyiler ve cesurlar hareketine katkı sağlamış hemen herkes şu anda karşımda duruyor. Ben duygulanmayayım da kim duygulansın. Bu birliğin ve beraberliğin kolay inşa edilmediğini bilmenizi isterim. İyi günlerimiz olduğu gibi netameli günlerimiz de oldu, sıkıntılı günlerimiz de oldu. O sıkıntıların hepsini sabrımızı aştık” ifadelerini kullandı.

“NE YAPACAKSAK BİRBİRİMİZE SIKI SIKIYA SARILARAK YAPACAĞIZ”

İYİ Parti olarak zor süreçleri hep birlikte atlattıklarına vurgu yapan Dervişoğlu; “Netameli süreçleri sabırla aşarken birbirimize destek vermemiş olsaydık; şayet başkalarının partimizle ilgili kurdukları kâbus senaryoları yaşama geçmiş olacaktı. Sabırla dedim sabrın yanında; istikrar, sabrın yanında tecrübe, sabrın yanında bilgi, birikim bunlara da ihtiyaç vardı. Yoksa Müsavat Dervişoğlu tek başına ne yapsın? Bizim parlamento grubumuz 30 ama onları Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne siz gönderdiniz. İYİ Parti parlamentoda 30 kişiyle temsil ediliyor belki ama Gazi Mustafa Kemal Bandırma vapurundan indiğinde yanında 18 kişi vardı. Arkasında da bu büyük millet vardı. Bu büyük milletin çözemeyeceği hiçbir problem yoktur. Onun için ne yapacaksak el birliğiyle yapacağız. Ne yapacaksak iş birliğiyle yapacağız. Ne yapacaksak birbirimize sıkı sıkıya sarılarak yapacağız. Kibre düşmeyeceğiz kibirlerimizi ayaklarımızın altına alacağız. Ama fikirlerimizi ve ideallerimizi başımızın üstünde tutmaya devam edeceğiz” dedi

“BU HÜKÜMETİN SAHNELEMEK İSTEDİĞİ OYUNU BOZMAYA ÇABA SARF EDİYORUM”

Geçtiğimiz hafta boyunca Hatay'ı, Kahramanmaraş’ı, Adıyaman’ı, Malatya’yı, Giresun’u gezdiğini anlatan Dervişoğlu, gittiği her yerde artık İYİ Parti’nin kuruluş günlerinin heyecanını görmeye başladığını söylerek; “Gözlerinizdeki o ifadenin bana verdiği moralle Anadolu yollarına düşüyorum. Ben dava arkadaşlarımla buluşayım, vatandaşlarımızla buluşayım Türkiye’ye gündem tayin etmeye çalışan bu hükümetin kurduğu tuzağı bozayım, sahnelemek istediği oyunu bozayım. Buna çaba sarf ediyorum” dedi.

“İSRAİL HER GÜN SURİYE’DE TOPRAK KAZANIYOR. SURİYE'NİN GÜNEYİNİ NEREDEYSE İŞGAL ETTİ AĞZINI AÇAN YOK”

Bugün Türkiye'nin gündeminde olan Suriye meselesinde herkesin Suriye uzmanı olduğunu iktidarın ise bir askeri zafer kazanmış edasında olduğunu belirten Dervişoğlu; “Her çıkan da diyor ki; Efendim biz Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız. Ya senin toprak bütünlüğüne saygılı olup olmaman Suriye’yi bölünmekten kurtulmuyor ki. Irak'ta yaşadıklarımız belli ki Suriye’de yaşanmaya devam edecek. Dolayısıyla Irak nasıl bölündüyse Suriye’de o şekilde bölünecek. Orada emperyal güçlerin Büyük Ortadoğu projesiyle başlayan hedef ve emellerinin gerçekleşmesi şayet Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin güvenliğine zarar veriyorsa o zaman da Türkiye Cumhuriyeti Devleti yapılması icap eden şeyi yapacak. Suriye’den kaynaklı handikaplarımuz ne bizim? Bir güvenliğimiz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Suriye’den kaynaklı birtakım olaylar münasebetiyle eğer vatan bütünlüğü tehlikeye düşmüş gibi görünüyorsa tedbir almak mecburiyetindedir. Şimdi görmüyor musunuz Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız ve İsrail her gün Suriye’de toprak kazanıyor. Suriye'nin güneyini neredeyse işgal etti ağzını açan yok. Filistin ve Gazze’den bahseden kaldı mı son 10 15 günden beri Filistin’in derdi çözüldü mü? Yok, şimdi gündemde Suriye. Bu Suriye gündeminden iç siyasette hangi rantı temin edeceğiz onun peşine düşmüş bir iktidar var. MİT başkanı gidiyor sanki Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni o temsil ediyormuş gibi yanında bulunan insanların ne idüğü belirsiz alanlardan seçilmiş sembol şahsiyetler olmasına özen gösteriyorlar ve sanki Suriye’nin kuzeyinde Türkiye bir zafer kazanmış edasıyla birtakım algılar oluşturulmaya çalışıyor. Türkiye'nin gerçekleri algılar üzerinden değil olgular üzerinden belirlenmeli” şeklinde konuştu.

“OSMANLI’NIN ATASI SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESI DERHÂL EN ESKİ YERİNE CABER KALESİ’NE TAŞINMALIDIR”

“Suriye'de yapılması gereken neyse ben onları söyleyeceğim. Ondan sonra da Türkiye’de konuşulması gereken meselelerin konuşulmasının temin edilmesi yolunda siyasilerin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeye çalışacağım” diyen Dervişoğlu; Suriye'den kaynaklı en büyük sorunlardan bir tanesi sığınmacı sorunudur. Buradan hükümete sesleniyorum milletin kafasını boş yere karıştırmayın. Derhal geçici sığınmacı anlaşmasını kaldırın. Esad gitmiştir Suriyelilerin de Türkiye’deki misafirliği bitmiştir. Mesele budur orada burada Amerika Birleşik Devletleri ve batı ülkeleri istiyor diye misafir kabul etmeye hazır bir ülke görüntüsü sergilemenin anlamı yoktur. İki, Türkiye'nin sınırında bir terör devletinin kurulması engellenmelidir. Suriye pkk’sıyla, Irak pkk’sının birleşmesinin önüne geçilmeli ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti orada bu iki unsurun bir araya gelmesini engelleyecek askeri tedbiri mutlaka almak zorundadır. Üç Avrupa Birliği’yle ve Avrupa ülkeleriyle imzalanan geri kabul anlaşması derhal ortadan kaldırılmalıdır. Dört Türkiye’nin kendi sınır güvenliğini temin etmek adına Kapka’dan başlayarak Kapka’dan Rakka, Haseke ve Sincar bölgesinde yeni bir güvenlik hattı oluşturulmalıdır. Osmanlı’nın atası Süleyman Şah türbesı derhâl en eski yerine Caber Kalesi’ne taşınmalıdır” dedi.

“İKTİDARIN SURİYELİLERE VERDİĞİ VATANDAŞLIKLARIN DERHAL İPTALİ GEREKMEKTEDİR”

İktidarın Suriye meselesinde yapılmasını icap eden işleri, atılması gereken adımları bir anca atması gerektiğini söyleyen Dervişoğlu; “238 bin Suriyeli’ye kanun hükmünde kararnameyle kanunsuz vatandaşlık verdiniz İYİ Parti olarak biz havanda su döveceğimize gerçek politikamızı ortaya koyduk ve bunların vatandaşlarının iptali için hem danıştaya hem de idari mahkemeye dava açtık ayrıca Türkiye Barolar Birliği’nin açmış olduğu davaya da müdahil olarak katıldık. 238.000 Suriyeli Türkiye’de mal edilmek suretiyle istisnai vatandaşlık elde etmişler. Atatürk zamanında daha Hatay Türkiye’ye bağlanmadan çıkarılmış bir kanun var. Bu kanuna göre Suriyelilerin Türkiye’de mal edinimleri yasaktır. Bu kanun hâlâ yürürlüktedir. Bu iktidar para için daire karşılığı para karşılığı vatandaşlık vermek için kanunsuz bir kanun hükmünde kararnameyle onları vatandaş yapmışlardır. Bu iktidarın Suriyelilere verdiği vatandaşlıkların derhal iptali gerekmektedir ve kendi ülkelerine dönmeleri için de teşvik yasasının çıkarılması artık kaçınılmazdır. Türkiye Suriye’de havanda su dövmek yerine altını kalınca çizgilerle çizdiğimiz bu taleplerimizi yerine getirerek Suriye belasından Suriyeli belasından demografik istiladan Türkiye’nin üniter devlet yapısının tehlikeye girmesi hususunda bu büyük millete uzaklaştırmak için doğru adımlar atmalıdır” şeklinde konuştu.

DEPREM BÖLGESİNE DAİR: “VATANDAŞIN BAŞININ ÜSTÜNDE DEMOKLESİN KILICI GİBİ VERGİYİ, PRİM BORCUNU SALLAMAYI BIRAKIN”

Deprem bölgesine yaptığı ziyaretlerde, depremin üzerinden 22 ay geçmiş olmasına rağmen her ne kadar bir gayret olsa da hiçbir sorunun çözülmediğine şahit olduğunu dile getiren Dervişoğlu; “Herkes konteynır kentlerde yaşamaya devam ediyor. Ayrıca kurası çekilen işte verilmesi icap eden konuklar da natamam olduğu için hak sahiplerine teslim edilemez hâlde. Sokaklarda enkazlar duruyor. Çöken binaların çoğu eski binalar olmuş olması münasebetiyle de o binaların enkazından çıkan toz bulutu insanları zehirliyor. Çünkü içinde asbest çıkan o toz bulutlarına alınan herhangi bir tedbir yok. Vatandaşın bir gece önce her şeyi varken ertesi gün sıfıra uyanıyor malı gitmiş dairesi gitmiş binası gitmiş efendim dükkanı gitmiş ailesinden sevdiklerini kaybetmiş ve konteyner da ticari hayatını sürdürmeye mahkum edilmiş vatandaş. Devlet ondan vergi almaya, prim almaya nasıl acaba muvaffak olurum diye onun derdine düşmüş. Üçer aylık sürelerde primleri ve vergileri erteliyorlar. Yalvarıyoruz hükümetin her yetkilisine. Diyoruz ki üçer ayda bir lütufta bulunan ve sizden de bir şey bekleyen vatandaşın başının üstünde demoklesin kılıcı gibi vergiyi efendim prim borcunu sallamayı bırakın” dedi.

“HÜKÜMETİN ÇİFTÇİYE 500 MİLYAR LİRA BORCU VAR”

Samsun’un hem bir sanayi bölgesi hem büyük bir tarım alanları barındırdığına değinen Dervişoğlu; “Türkiye’de çiftçilik bitmiş sevgili Samsunlular, millet topraklarını ekmiyor. Türkiye'de hayvancılık bitti bu hükümetin alınmaya çalıştığı tedbir ithalat. 520.000 sığırın ithalini temin edecek bir düzenleme yaptılar. Bu sığırlarla birlikte de kendi topraklarımızı envai çeşit hastalık geliyor. Yani o dışarıdan yapılan ithalatlarlar, oradan kaynaklı olarak kahverengi kokarca belasının nasıl Türkiye’yi sardığına da şahit oluyorsunuz. Bunlara karşı topyekun bir tedbir de alınamıyor. Çünkü bu hükümetin konuyla ilgili bir eylem planı yok. Türkiye'nin milli gelirinin %1’inin çiftçilerimize verilmesi gerekiyor, tarım alanında icra eden vatandaşlarımıza verilmesi gerekiyor. Odalarımızın artık bölünmesinin engellenmesi için tarımsal faaliyetlerin durması için hükümet bunlara bir takım destekler veriyor. Veriyor ama bu destekler yeterli değil. İthalat lobisine verdiği desteği çiftçiye vermekten imtina ettiği için de çiftçilerimiz çiftçilikten çekiliyorlar. Kefaletler ile birlikte üzülerek söylüyorum 2.200.000 kişinin gayrimenkul üzerinde tarlası üzerinde traktör üzerinde haciz var. Bunlara karşı bir tedbir almayı aklından geçiren bile yok. Türkiye'nin milli geliri bir trilyon 200 milyar dolar. Bu milli gelirin %1’i 12 milyar dolar yapıyor. Bugünkü rakamlara kadar bakarsanız bu çiftçiye bu devletin 420 milyar lira destek vermesi lazım. Şimdi ne vermeyi planlıyor? Normal şartlarda devlet 135 veriyor 650 vermesi lazım. Bu çiftçiye 500 milyar lira borcu var. Buradan Tayyip Erdoğan’a ve avanesine sesleniyorum. Çiftçiyi kurtarmak milleti kurtarmaktır. Çiftçiyi kurtarmak vatanı kurtarmaktır. Çiftçiye olan 2025 yılındaki 500 milyar lira borcu nasıl ödeyeceklerini de ve bu millet olarak bu milletin sözcüsü ve temsilcisi olarak biz bunun sonuna kadar takipçisi olacağız” şeklinde konuştu.

“HÜKÛMETE SÖYLÜYORUM; YASA DIŞI BAHİS SİTELERİNE ERİŞİMİ ENGELLEYECEK TEDBİRLERİ ALMAK ONLARIN GÖREVLERİ ARASINDADIR”

Türkiye’deki icra dosyalarının 38 milyona ulaştığını söyleyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; “38 milyon insan icralık ve bu sayı her geçen gün artıyor. Size başka bir tehlikeden daha bahsedelim. Reddi miras oranı %85’e yükselmiş. Bunu düşünebiliyor musunuz? Bu ülkede birisi vefat ediyor borçlu vefat ettiği için murisleri onun mirasını reddediyor. Başka verileri araştırdım orada da gördüm ki Türkiye’de anti depresan tüketimi 78 milyon kutuya ulaşmış. Bu hükümetin 22 yıllık iktidarı bu milletin ruh sağlığına zarar vermiştir, buradan ilan ediyorum. Gençlerimiz geleceklerinden umutlarını kesmişlerdir. Vize buyruklarını da kendilerine istikrar aramaktadırlar. Türkiye işsiz üniversite mezunlarının cehennemine dönüşmüştür. Gençlerimizin %80’ni sanal kumar oynamaya teşvik ediliyor sosyal medyadaki ve televizyondaki reklamlar üzerinden. İllegal bahis sitelerine erişimin engellenmesi lazım. Ben bir tweet attığımda İletişim Başkanlığı hükümetin işine gelmiyorsa hemen sosyal medya sayfama erişimi engelliyor. Gözümüzün önünde gençlerimiz kumara teşvik ediliyor ve soyuluyor ağzınızı açmıyorsunuz. Hükûmete söylüyorum yasa dışı bahis sitelerine erişimi engelleyecek tedbirleri almak onların görevleri arasındadır. Buradan uyarıyorum” dedi.

“TOPLUMSAL ŞİDDETLE MÜCADELE İÇİN ALINMASI İCAP EDEN TEDBİRLERİ KAMUOYU İLE PAYLAŞTIK”

Türkiye’de kadınların da birçok sıkıntısı olduğuna ve her gün yeni bir kadın cinayetine, katliamına rastladığımızı dile getiren Dervişoğlu, İYİ Parti olarak düzenledikleri Şiddetle Mücadele Çalıştayı’nı da hatırlatarak şunları kaydetti: “Her geçen gün toplumsal şiddet artıyor. Bu toplumsal şiddet kabul edilemez cinayetlere sebep oluyor. Gazetelerin polisiye haberlerini içeren 3. sayfalarında görüyor ve şahit oluyoruz ki kadınlarımız katlediliyor. Aynı zamanda çocuklarımıza da istismarda bulunulması yani hepimizi rahatsız edecek boyutlara ulaştı. İYİ Parti olarak sadece nutuk hilat etmiyoruz. Karşı karşıya bulunduğumuz sorunların çözülebilmesi noktasında da önemli görevleri deruhte etmeye gayret sarf ediyoruz. Bu toplumsal şiddet kadına şiddet aile içi şiddet çocuk istismarları münasebetiyle önce durumun tespiti sonra da alınması icap eden tedbirlerin belirlenebilmesi için bir çalıştay düzenledik. Mensupları hem işte akademisyenler hem sivil toplum kuruluşlarından önemli katılımcılar bulundu ve bunların sonuçlarını da kamuoyuyla paylaştık. İYİ Parti’de bunu gerçekleştiren öncelikle Kadın Aile ve Sosyal Politikalar Sosyal Hizmetler başkanımız Kevser Ofluoğlu’na teşekkür ediyorum. Önemli bir çalışmaydı kamuoyuyla buluşturduk ve milletimizle çözüm önerilerimizi paylaştık”

Türkiye'de ciddi bir uyuşturucu problemi olduğunu ifade eden Dervişoğlu; “Samsun'da da emarelerini görüyoruz çok kolay erişilebilen zararlı maddeler arasında ayrıca fiyatları da oldukça ucuz olduğu söyleniyor. Tedavisiyle alakalı olarak da gerekli tedbirler alınmadığı gibi uyuşturucunun yaygınlaşmasına sebep teşkil edecek amiller de ortadan kaldırılamıyor. Bu bela gençliğimizi zehirliyor. İYİ Parti'nin Gençlik Politikaları Başkanlığı da bu konuya çok büyük önem veriyor ve çok önemli çalışmalarda bulunuyor bu vesileyle değerli Gençlik Politikaları Başkanımız Mehmet Aslan Bey'e de teşekkür ediyorum” dedi.

“Sanayi alanında ciddi problemlerimiz var” diyerek konuşmasına devam eden Dervişoğlu; “Sanayici ülkesine güven duymakta artık zorlandığı için yatırım yapamıyor. Mevcut yabancı yatırımcılar ülkemizden kaçıyor. Türkiye bir faiz cennetine dönüşmüş. Dolayısıyla yatırım yapılamadığı için de üretim artık beklediğimiz seviyede değil. İhracatla övünüyoruz Türkiye olarak ama bunların bu yıl için belirledikleri ihracat hedefi 500 milyar dolardı onun yarısına bile yaklaşamadılar. Türkiye'nin tekrar eski haline dönüştürülebilmesi için önce hukuk alanında güvenin temin ve tesisi gerek. Adaletin olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Hukukun hâkim olmadığı yerde hiçbir şey olmaz. Bunlar hukukun üstünlüğü yerine üstünlerin hukukunu geliştirmeyi tercih ettikleri için de Türkiye’nin her yerinde adaletsizlikten muzdarip insanlarımızın gün be gün çoğaldığına şahit oluyoruz. Sanayicilerimizle bundan ziyadesiyle nasipleniyor” dedi.

“YUSUF TEKİN SANA SÖYLÜYORUM; GELECEĞİZ GÖRECEKSİN, GELECEĞİZ VE SENDEN HESAP SORACAĞIZ”

“Okula sabun koymayı beceremeyen Milli Eğitim Bakanı her gün bu millete ahkam kesiyor” diyen Dervişoğlu, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e seslendi: “Buradan ilan ediyorum. Kendisinin istediği Atatürksüz ve Cumhuriyetsiz bir Türkiye’dir. Yusuf Tekin sana söylüyorum; geleceğiz göreceksin, geleceğiz ve senden hesap soracağız. Bu memleketin evlatlarına reva gördüğün muamelenin hesabı gelecek senden sormayı Cenabı Allah bize nasip edecektir.

“BİZİM EZBERİMİZ YOK, GERÇEKLERİMİZ VAR”

Türkiye’nin sorunlarının devasa boyutlara ulaştığını söyleyerek İYİ Parti’ye olan ihtiyacın düne oranla daha da fazlalaştığına işaret eden Dervişoğlu, MHP üzerinden partisine ve kendisine gelen eleştirilere de şu sözlerle değindi: “Millet bizden umut bekliyor, millet bizi çare kapısı olarak görmeyi arzu ediyor. Değerli dava arkadaşlarım o sebeple saflarımızı sıkıştırmak mecburiyetindeyiz. Etrafımızda olup biten dalgalanmalara ve iktidarın ortağıyla birlikte bize yaptığı yol gösterme harekatlarına tedbirli davranmak mecburiyetindeyiz. Ortada bir şey varsa o sorunla alakalı dilimize düştüğü gibi cevaplar vermemek mecburiyetindeyiz. Onlar bizi bir yere çekiyor. Mesela bugün de devam ediyorlar yaptığı toplantılarda devam ediyor. Bize İYİ Parti’ye ve şahsımıza yönelik tacizler ve hakaretler bizim cevap vermemizi istiyorlar. Biz bu zamana kadar verilmesi gereken cevabı verdik ne bir eksik ne bir fazla. Bizim artık onlar gibi bir gündemimiz yoktur. Çünkü bizim başkalarından farklı bir özelliğimiz var. Bir siyasi partinin Genel Başkanı konuşuyor bütün Türkiye onu konuşuyor neymiş efendim ezberi bozmuş. Bizim ezberimiz yok buradan onlara söylüyor. Bizim gerçeklerimiz var. Bu ülkenin gerçekleri var. İyiler ve cesurlar hareketinin gerçekleri var. Biz ezberler üzerinden değil, gerçekler üzerinden konuşmak mecburiyetindeyiz. Dolayısıyla Abdullah Öcalan’ı meclisine çağıranlar, DEM’in İmralı'ya gitmesini tavsiye edenler, efendim bir takım unsurlara Türkiye’de sanki ayrıcalık varmış gibi hareket edenler yumuşama ve normalleşme süreci içerisinde vernellenmiş iç çamaşırları dönüşenlerle bizim hiçbir işimiz yoktur. Onlarla kaybedecek zamanımız da yoktur”

“PARTİDEN AYRILAN KİMSE BİZİM SÖYLEMİMİZ, BİZİM EYLEMİMİZ YÜZÜNDEN AYRILMADI. AYRILIP GİDENLERİN HEPSİ SİYASİ HIRSINDAN VE İKBALİNDEN GİTTİ”

İYİ Parti’de yaşanan istifalara da değinen Dervişoğlu, şunları kaydetti:“Kimileri partimizin mal sahibi olduklarını zannettiler. Biz gidersek İYİ Parti de biter dediler. Ben İYİ Parti’nin bilmem ne kurucusuyum deyip bu partiden ayrılıp parti kuranlar oldu. İstida edip sivil inisiyatifler oluşturma peşinde koşanlar oldu. İYİ Parti olarak şahsen ben ve hiçbir arkadaşım ağzımızı açmadık. Onları incitici, rencide edici herhangi bir beyanda da bulunmadık. Kimisinin siyasi geçmişi var, özgül ağırlığı var dolayısıyla kendisini olduğundan büyük hissetmesi kadar da doğal bir şey olamayabilir. Yani bizim gibi nefisleri ayak altına idealleri baş üstüne koyamamış olabilir. Olabilir bir şey diyemeyiz saygıda da kusur etmeyiz ama bizim partimize zarar vermelerine karşı da kayıtsız kalmayacağımızı buradan bilinmesini istiyorum. Gidenlerin yolu açık olsun. Bir de şeyler var bunların yanında hiç kimse tarafından tanınmıyorlardı. İYİ Parti sayesinde Türkiye tarafından tanındılar. Bizim emeklerimizle seçildiler, bizim emeklerimiz ve imkanlarımızla tanındılar. Şimdi bizden ayrıldılar biz onlar hakkında bir şey konuşmuyoruz onlar bizim hakkımızda konuşuyor. Efendim diyorlar işte yani benim İYİ Parti’ye girdiğim zamanki idealleriyle bugünkü falan böyle laf kalabalığı yapıyor. Bu partiden ayrılan kimse bizim söylemimiz, bizim eylemimiz yüzünden ayrılmadı. Ayrılıp gidenlerin hepsi siyasi hırsından ve ikbalinden gitti”

“İYİ PARTİ’DE İSTİFALAR DEĞİL KATILIMLAR OLUYOR.”

“Çıksınlar desinler ki Müsavat Dervişoğlu bunu dedi. Ben de buna kızdım o sebeple de bu partiden ayrıldım. Bu eleştiriyi başımın üstüne koyarım. Buradan ilan ediyorum bakın kimse hiçbir şeye üzülmesin, hiç kimsenin gitmesini istemiyorum. Gidenlerin de dönmesini arzuluyorum emekleri var yani küçük kırgınlıklar yüzünden partiden ayrılmış insanlar varsa kapımızda gönlümüzde kadar onlara açıktır. Biz toplumun bütün kesimlerine el uzatıyoruz. Dünkü arkadaşlarımızı kınayıp telin edecek değiliz. Ama şunu söylüyorum yani biz memleket için siyaset yapıyoruz ikbal için değil. Siyaset gidenlerle değil kalanlarla yapılır, bu kadar basit. Bu da bizim meşgul edilmemiz için yaratılan bir gündem maddesidir. Yani İYİ Parti'de neler oluyor? İYİ Parti’de istifalar oluyor falan filan. Şimdi de görüyoruz ki İYİ Parti’de istifalar değil katılımlar oluyor. Samsun'da da katılımımız var”

DERVİŞOĞLU’NDAN MEDYA ELEŞTİRİSİ: “YANDAŞ İŞİNE GELENİ ALIYOR, YOLDAŞ İŞİNE GELENİ ALIYOR”

Medyanın yandaş ve yoldaş olarak ayrıldığını belirten Dervişoğlu; “Şimdi ben burada Cumhuriyet Halk Partisi’nin aleyhinde konuştuğum zaman iktidar yandaşı medya veriyor beni. İktidar aleyhine konuşunca da CHP’li medya veriyor. Hiçbir Allah’ın kulu çıkıp da demiyor ki ya bu adam doğru konuşuyor demiyor. Bunun doğruları kendine ait değil millete ait onun için milletin hoşuma gidiyor da demiyor, hiçbiri demiyor bunu. Yani yandaş işine geleni alıyor, yoldaş işine geleni alıyor. Hele bir de TRT var vergilerini siz ödüyorsunuz o bizden hiç bahsetmiyor. TRT o doğrudan doğruya hükümete kendisini dayamış. Orada her şeyi yüksek. Dizi yapılıyor yüksek fiyatlar, program yapılıyor yüksek fiyatlar, efendim işte bazı insanlara program yapma noktasında ayrıcalıklar tanıyor onlar da yüksek fiyatla, biz onların bulunduğu yerde bir kare görüntü veremiyoruz ya da bizim kelamımızdan hiç kimse bahsetmiyor. Böyle bir suskunluk sarmalının içine alıyoruz ve yine söz veriyorum bakınız biz bunların yabancısı değiliz. Olup bitenlere biz alışığız. Biz ayrıca bizim televizyonlarda gösterin, radyolarda konuşturun gazetelerde fotoğrafımızı basın diye gezmiyoruz sokaklarda. Biz milletin derdiyle hemdert, haliyle hemhal olmak için gecemizi gündüzümüze katarak dava arkadaşlarımızla yollara düşmüşüz. TRT bizi gösteriyormuş ne gam Allah bize nefes ve ömür versin, 85.000.000 vatandaşın ayağına gider yine kendimizi anlatırız” şeklinde konuştu.

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ ŞAYET BİR YUMUŞAMA VE NORMALLEŞME GÖSTERMEZSE; RECEP TAYYİP ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLABİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL.

Siyasetin kurumsal olma vasfını yitirdiğini ve artık kişiler üzerinden yürütüldüğünü söyleyerek eleştirilerde bulunan Dervişoğlu; “Türkiye’de kim Cumhurbaşkanı olacak tartışması daha seçime 4 yıl kala başladı. Yani bir seçimden çıktık o seçimden çıkar çıkmaz hemen peşinden kim Cumhurbaşkanı olacak tartışması başladı. Şimdi bize de diyorlar ki sizce kim olacak? Ya ne bileyim kardeşim ben kim olacak. Bana sorsanız Recep Tayyip Erdoğan bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamayacak. Çünkü anayasa mani buna. Cumhuriyet Halk Partisi şayet bir yumuşama ve normalleşme göstermezse Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi mümkün değil”

SİSTEM ELEŞTİRİSİ: “MECLİSİN MİLLETVEKİLİNE DEMOKRASİNİN DE SİYASİ PARTİLERE İHTİYACI KALMADI”

“Diğer 2 adaydan bahsediliyor. Bunlardan bir tanesi Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı, bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı. Onlar da makamlarında oturuyor. Hiç kimsenin bu durumdan böyle bir vazife çıkarıp da; “yav arkadaş ne oluyor?” dediği yok. Herkes bu tartışmanın içine giriyor, kamuoyu araştırmaları yapıyor. Recep Tayyip Erdoğan bu kadar Ekrem İmamoğlu bu kadar, Mansur Yavaş bu kadar. Ortada seçim falan yok. Anketin altına bakıyorsunuz siyasi partilerden de bahsetmiyor. Çünkü meclisin milletvekiline demokrasinin de siyasi partilere ihtiyacı kalmadı bu ülkede. Bu rejim öyle bir rejim ki bir tek Recep Tayyip Erdoğan ona karşı aday olması muhtemel olanlar. Başka da bir şey yok. Elinizi vicdanınıza koyun beyler, kim Cumhurbaşkanı olacak diye düşünmeyi bırakın. Vatandaşın hali ne olacak onu düşünelim bakalım. İşte İYİ Parti'nin derdine düştüğü şey budur. Vatandaşın halinin ne olacağının belirlenmesi ve dertlere çare bulunmasıdır”

“MİLLİYETÇİLİK DE BU MİLLETİNDİR, DİNDARLIKLA BU MİLLETİNDİR, CUMHURİYETÇİLİK LAİKLİK ATATÜRKÇÜLÜK DE BU MİLLETİNDİR, BU VATAN HEPİMİZİNDİR”

“Bu sisteme göre %50+ 1’lik bir oya ihtiyacı vardır iktidar olmak için bir adayın ya da bir siyasi partinin” diyerek sözlerine devam eden Dervişoğlu; “İYİ Parti'nin aslında hedef seçmen kitlesi bu ülkenin %75’i, hedefi de% 50 + 1 olmalı, başka türlü iktidar olmuyor. Ama beyler kendilerine inanıyor güveniyor; çünkü siyaseti de, vatandaşı da farklılıkları da birbirlerine karşı kutuplaştırdılar. Her şeyi de inkisarlarına aldılar. Dindarlık bir partinin elinde kaldı. Milliyetçilik bir diğer partinin elinde kaldı. Atatürkçülük cumhuriyetçilik bir partinin elinde kaldı. Bölücülük de bir partinin zaten günlük iftiharı. Şimdi bize karşı duydukları endişenin aslında sebebi bu. Biz merkez siyaset diyoruz ya bu kutuplaşmayı şayet dağıtabilirsek; Türk siyasi hayatında yeni bir çığır açacağız. Ve toplumun en uzak noktasındaki inançlarla ideolojilerle dünya görüşleriyle siyasi görüşlerle diğer noktasındaki farklılıkları bir araya getirmek suretiyle o bileşkenin üzerinde merkez siyaseti inşa edeceğiz. Korktukları bu inhisarına şeylerin ona ait değil millete ait değerler olduklarını anlatmaya gayret sarf edeceğiz. Milliyetçilik de bu milletindir, dindarlıkla bu milletindir, cumhuriyetçilik laiklik Atatürk'çülük de bu milletindir, bu vatan hepimizindir. biz bu milletin bir ferdi olmaktan şeref duyuyoruz dediğimiz için bizden rahatsız oluyorlar. Bizden rahatsız olmaya devam etsinler. Hiçbir endişemiz yok biz Türkiye’de bu zamana kadar yapılmış doğruların ayak izlerine basarak geliyoruz ve bunlarla da bu büyük millete milleti bir araya getirmeye çaba sarf ediyoruz”

“İYİ PARTİ ATATÜRK'ÜN KURDUĞU CUMHURİYET’İN KURULUŞ FELSEFESİNE BAĞLI MERKEZ BİR SİYASİ PARTİDİR”

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu konuşmasına şu sözlerle son verdi: İYİ Parti'ye hiç kimse yeni ve farklı bir elbise dikmeye kalkmasın. İYİ Parti Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine bağlı dünden yarına bir köprü oluşturmak üzere inşa edilmiş merkez bir siyasi partidir. Ve İYİ Parti’nin hedefi 7 buçuklar, 10 buçuk lar 15 buçuklar değil Türkiye’de iktidarı bize verecek %50+1’lik orandır. Bunu başaracağız ve milletimize verdiğimiz sözü de mutlaka tutacağız. Ben Samsun'da bu heyecanı gördüm. Bu heyecanın Türkiye’ye yayılmasını diliyor, Cenabı hakka bana bu güzellikleri yaşattığı için de şükranlarımı sunuyorum. Allah hepinizden razı olsun. Başaracağız, başaracağız başaracağız! Ne mutlu Türküm diyene!”

 


Kaynak: Haber Merkezi




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —