Otizmli Annelerin Sessiz Çığlığı

Toplumdan Anlayış ve Destek Bekliyoruz

HABER 18.02.2025 12:30:00
Otizmli Annelerin Sessiz Çığlığı

Otizmli Annelerin Sessiz Çığlığı: Toplumdan Anlayış ve Destek Bekliyoruz

Toplum, farklılıklara ne kadar hazır? Otizmli bir çocuğun annesi olmak, yalnızca çocuğunun ihtiyaçlarıyla ilgilenmekle sınırlı değil. Aynı zamanda, onu anlamayan, dışlayan ve ötekileştiren bir toplumun karşısında dimdik durmayı da gerektiriyor.

Aksaray Otizm Dayanışma Derneği Başkanı ve Anadolu Otizm Federasyonu Yönetim Kurulu Üyesi Cennet İnceöz, otizmli bir çocuk annesi olarak yaşadığı zorlukları, hayal kırıklıklarını ve verdiği mücadeleyi anlattı. Onun hikâyesi, sadece kendi çocuğu için değil, tüm otizmli bireyler ve aileleri için verilen büyük bir mücadelenin özeti niteliğinde.

Toplumun Bilgisizliği En Büyük Engel

Otizmli bir çocuğun annesi olmanın en büyük zorluğu sorulduğunda, İnceöz şu sözlerle yanıt veriyor:

“Oğlumun problem davranışlarını benim onaylamadığımı, bunun benim tercihim olmadığını insanlara anlatmaya çalışmak... Daha anne sütü alan, iki yaşına bile girmemiş yavrumu, kapısında ‘Zihinsel’ yazan özel eğitim sınıfına bırakırken, öğretmeninden bir umut, bir teşvik beklediğim ama karşılık bulamadığım günleri unutamıyorum.”

Otizmli bir çocuğun annesi olmak, sadece onun eğitimi ve gelişimi için mücadele etmekle kalmıyor, aynı zamanda çevrenin anlayışsızlığıyla da baş etmeyi gerektiriyor. Çocuklarıyla parklarda, otobüslerde, okullarda ve günlük yaşamın her alanında sert bakışlara ve eleştirilere maruz kalıyorlar.

Öğretmenlerden Büyük Hayal Kırıklıkları ve Büyük Destekler

Ortaokul mezunu bir anne olarak otizmli oğlunu yetiştirme yolculuğunda eğitimcilerle hem iyi hem de kötü deneyimler yaşadığını anlatan İnceöz, en büyük hayal kırıklıklarını da en büyük destekleri de öğretmenlerden gördüğünü söylüyor.

“Çok bağırmayın, kulağının biri duymuyor, rahatsız oluyor,” dediğimde bana “Tahsiliniz ne? Karışmayın işime,” diyen bir öğretmen sayesinde bugün iki üniversite mezunu oldum. ‘Öğrenmeden öğretemezsin, abla. Derse sen de gir, izle, evde ona göre pekiştir’ diyen öğretmeni sayesinde de özel eğitimci oldum.”

Bu süreçte birçok zorlukla karşılaşan İnceöz, sadece eğitimde değil, sosyal hayatta da dışlanmaya maruz kaldığını vurguluyor. “Onun çocuğu otizmli, çağırmayalım ev oturmalarına” denilen bir anne olarak, zamanla sadece kendisi gibi engelli çocuğu olan ailelerle yakınlaştığını söylüyor.

Otizmli Çocuklara Yönelik Ayrımcılık ve Eksiklikler

Otizmli bireylerin eğitim sürecinde birçok engelle karşılaştığını belirten İnceöz, eğitim sisteminin otizmli çocukların ihtiyaçlarına uygun olmadığını dile getiriyor.

“Ayakkabı giymeyen, yemeğini tek başına yiyemeyen, tuvalet eğitimi olmayan çocuğa masa başında okuma yazma öğretmeye çalışan modülün dışına çıkamam diyen, sistemin elini kolunu bağladığı özel eğitim öğretmenlerinin gerçekten özel olmasını isterdim. Çocuklara, ihtiyaçları doğrultusunda eğitim verebilmelerini isterdim.”

Bu noktada, öğretmenlerin daha iyi eğitim alması ve sistemin otizmli bireylere özel bir müfredat geliştirmesi gerektiğini vurguluyor.

Sessiz Çığlık: Kimse Bizim Acımızı Görmüyor

Toplumda otizmli çocukların ve ailelerinin yaşadığı zorlukların görünmez olduğunu söyleyen İnceöz, en büyük acının bu olduğunu belirtiyor.

“Aslında en büyük acı, acı çektiğimizi kimsenin bilmemesidir,” diyor.

Toplumun bilinçlenmesi, otizmli çocukların ve ailelerinin sosyal hayata daha fazla dahil edilmesi gerektiğini vurgulayan İnceöz, herkesin biraz daha empati yapmasını beklediklerini söylüyor.

Otizm bir eksiklik değil, farklılıktır. Ancak bu farklılık, toplum tarafından kabul edilmediği sürece otizmli bireyler ve aileleri için zorluklar katlanarak devam edecektir. Cennet İnceöz’ün ve onun gibi mücadele eden annelerin sesi daha fazla duyulmalı ve bu konuda farkındalık yaratılmalıdır.

 

 

Kaynak: Haber Merkezi


Anahtar Kelimeler: Otizmli Annelerin Sessiz Çığlığı
18.4°