YAŞAM / SAĞLIK

YAŞAM / SAĞLIK Haberleri

Şap hastalığı yayla hayvancılığını vuruyor!

Uzmanlardan aşı uyarıları

YAŞAM / SAĞLIK 19.08.2025 14:19:00
Şap hastalığı yayla hayvancılığını vuruyor!

Şap hastalığı, yayla bölgelerinde hayvancılığı tehdit etti. Uzmanlar, aşı uygulamalarının hayati önem taşıdığını vurgularken, bilimsel araştırmalar ve uluslararası görüşler, hastalığın yayılmasını önlemek için acil önlem çağrısı yaptı.

Türkiye’nin yayla bölgelerinde hayvancılık yapan çiftçiler, şap hastalığı (Foot-and-Mouth Disease - FMD) tehdidiyle karşı karşıya.

Picornaviridae ailesine ait Aphthovirus cinsinden kaynaklanan bu son derece bulaşıcı viral hastalık, sığır, koyun, keçi ve domuz gibi çift tırnaklı hayvanlarda ciddi ekonomik kayıplara yol açtı.

Uzmanlar, yaylalarda artan hayvan hareketliliği nedeniyle hastalığın hızla yayılabileceği uyarısında bulunurken, düzenli aşılamanın hayati önem taşıdığını vurguladı.

Bilimsel araştırmalar ve uluslararası uzman görüşleri, şap hastalığının kontrol altına alınmasında aşılamanın yanı sıra sıkı biyogüvenlik önlemlerinin kritik olduğunu ortaya koydu.

ŞAP HASTALIĞI: GÖRÜNMEZ BİR TEHDİT

Şap hastalığı, hayvanlarda yüksek ateş, ağız ve tırnaklarda su dolu kabarcıklar (veziküller), topallık, salya artışı ve süt veriminde dramatik düşüşlerle kendini gösterdi.

Hastalığın en yaygın serotipi olan O tipi, dünya genelinde salgınların başlıca sorumlusu olarak biliniyor.

Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) verilerine göre, şap virüsünün yedi farklı serotipi (O, A, C, SAT 1, SAT 2, SAT 3, Asya 1) bulunuyor ve her biri farklı coğrafyalarda etkili olabiliyor.

Türkiye’de özellikle O1, A İran ve Asya 1 serotipleri yaygın olarak görüldü.

Uzmanlar, şap hastalığının yaylalardaki hayvan popülasyonları için ciddi bir risk oluşturduğunu belirtti:

“Yaylalarda hayvanların bir araya gelmesi, virüsün hava yoluyla veya kontamine ekipmanlarla yayılmasını kolaylaştırıyor. Erken teşhis ve düzenli aşılama, salgını önlemenin tek yolu.”

Uzmanlar, özellikle yaz aylarında hayvan hareketliliğinin artmasıyla hastalığın yayılma hızının yükseldiğine dikkat çekti.

BİLİMSEL ARAŞTIRMALAR NE DİYOR?

Son yıllarda yapılan bilimsel çalışmalar, şap hastalığının kontrol altına alınmasında aşılamanın önemini net bir şekilde ortaya koydu.

Yayımlanan bir makalede, şap aşısının serotipe özgü olması gerektiği ve düzenli uygulamanın sürü bağışıklığını artırdığı belirtildi.

Araştırmalar, aşısız hayvanların hastalığa yakalanma oranının %100’e ulaşabileceğini, ancak düzenli aşılamayla bu oranın önemli ölçüde düşürülebileceğini gösterdi.

İngiltere’deki Pirbright Enstitüsü’nden virolog Dr. Anna Ludi, “Şap virüsü, çevresel koşullara son derece dayanıklı. Rüzgar yoluyla bile kilometrelerce yayılabilir. Bu nedenle, yayla gibi açık alanlarda biyogüvenlik önlemleri ve aşılama programları titizlikle uygulanmalı” dedi.

Türkiye’de şap hastalığıyla mücadele, 1967 yılında kurulan Şap Enstitüsü’nün çalışmalarıyla desteklendi.

Enstitü, virüs tiplerini belirleyerek serotipe özgü aşılar geliştiriyor ve çiftçilere eğitim programları sunuyor. Ancak, uzmanlar, yayla bölgelerinde denetimlerin artırılması gerektiğini vurguladı.

Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı İzmir Bornova Veteriner Kontrol Enstitüsü, şap hastalığıyla mücadelede çiftçilere rehberlik eden birimler arasında yer aldı.

ULUSLARARASI UZMANLARDAN KRİTİK UYARILAR

Uluslararası uzmanlar, şap hastalığının yalnızca hayvan sağlığını değil, aynı zamanda gıda güvenliği ve uluslararası ticareti de tehdit ettiğini belirtti.

Avrupa Birliği Şap Hastalığı ile Mücadele Komisyonu (EuFMD) üyesi Dr. Keith Sumption, “Şap hastalığı, küresel hayvancılık sektöründe milyarlarca dolarlık kayba neden oluyor. Türkiye gibi hayvancılığın yoğun olduğu ülkelerde, yayla bölgelerindeki hayvan hareketliliği sıkı bir şekilde kontrol edilmeli” dedi.

Sumption, hastalığın Türkiye’de tespit edilen SAT-2 serotipi gibi yeni varyantlarının, mevcut aşıların etkinliğini zorlaştırabileceğini ekledi.

ÇİFTÇİLERE ACİL ÇAĞRI: AŞI VE BİYOGÜVENLİK

Uzmanlar, yaylalardaki çiftçilere yönelik bir dizi öneride bulundu. Hayvanların altı ayda bir aşılanması, yeni gelen hayvanların karantinaya alınması ve ahırların düzenli dezenfeksiyonu, hastalığın yayılmasını önlemede kilit rol oynadı. Ayrıca, çiftlik çalışanlarının kıyafet ve ekipmanlarının temizliği, virüsün mekanik yolla taşınmasını engellemek için kritik.

Uzmanlar, “Yaylalarda hayvanlar genellikle toplu halde otlatılıyor. Bu, virüsün bulaşma riskini artırıyor. Çiftçiler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın aşılama programlarına eksiksiz uymalı” dedi.

İNSANA BULAŞ RİSKİ: DÜŞÜK AMA MEVCUT

Şap hastalığı, zoonotik bir hastalık olmasına rağmen insanlara bulaşma oranı oldukça düşük.

İnsanlarda genellikle hafif grip benzeri belirtiler veya nadiren ağız ve ellerde kabarcıklarla seyretti.

Enfekte hayvanlarla doğrudan temas eden çiftçiler ve veterinerler risk altında.

İngiltere Ulusal Sağlık Servisi’nden (NHS) Dr. Sarah Jarvis, “İnsanlarda şap hastalığı ciddi bir sağlık sorunu oluşturmaz, ancak yayla bölgelerinde çalışanlar hijyen kurallarına sıkı sıkıya uymalı” uyarısında bulundu.

YAYLALARDA ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR

Yayla bölgelerindeki hayvan yetiştiricileri, şap hastalığına karşı acil önlem almazsa, hem hayvan sağlığı hem de ekonomik kayıplar kaçınılmaz olabilir.

Tarım ve Orman Bakanlığı, çiftçilere yönelik bilgilendirme kampanyalarını artırırken, uzmanlar, şap hastalığının yayılmasını önlemek için aşılamanın ve biyogüvenlik önlemlerinin eksiksiz uygulanması gerektiğini vurguladı.

 

 

 

Haber: Sena Özkan / Haber Merkezi

24.9°