Tekstil endüstrisi, bilim insanlarının geliştirdiği "kendi kendini tamir eden kumaş" teknolojisiyle yeni bir döneme adım attı. Bu yenilikçi buluş, yırtılan veya hasar gören kumaşların kendi kendine onarım yapabilmesini sağlayarak hem sürdürülebilirliği artırıyor hem de kullanım ömrünü uzattı.
Araştırmacılar, bu teknolojinin moda, sağlık ve otomotiv gibi pek çok alanda çığır açabileceğini belirtti.
İngiltere’de Newcastle Üniversitesi ve Northumbria Üniversitesi’nden bir ekip, fungi (mantar) temelli bir yaklaşımla bu devrimsel kumaşı geliştirdi.
Dr. Elise Elsacker liderliğindeki araştırma grubu, "Journal of Sustainable Materials" dergisinde yayımlanan çalışmasında, mantarların ürettiği miselyum ipliklerinin kumaşa olağanüstü bir onarım yeteneği kazandırdığını ortaya koydu.
Elsacker, "Miselyum malzemeleri, kuru ve zorlu ortamlarda bile hayatta kalabiliyor. İki günlük bir dinlenme süresinden sonra minimal müdahaleyle kendini onarabiliyor" dedi. Bu özellik, kumaşın deri alternatifleri gibi yenilikçi kullanımlar için de kapı araladı.
ABD’de MIT’nin Self-Assembly Laboratuvarı’ndan Prof. Skylar Tibbits ise farklı bir yaklaşımla konuya katkıda bulundu. Tibbits’in ekibi, sıvı kristal elastomer (LCE) adı verilen bir malzeme kullanarak, sıcaklık değişimlerine tepki veren ve şeklini kendi kendine geri kazanan bir fiber geliştirdi.
"FibeRobo" adı verilen bu fiber, mevcut tekstil üretim makineleriyle uyumlu olmasıyla dikkat çekti. Tibbits, "Bu teknoloji, bir ceketin soğuk havalarda yalıtımını artırması gibi pratik çözümler sunabilir" diyerek, günlük yaşamda kullanım potansiyeline vurgu yaptı.
Sürdürülebilirlik konusunda da önemli bir adım olan bu gelişmeler, tekstil atıklarını azaltma hedefini destekledi. Japonya’daki RIKEN Sürdürülebilir Kaynak Bilimi Merkezi’nden Dr. Zhaomin Hou, kendi kendini tamir eden ve aynı zamanda floresan özellik gösteren bir polimer malzeme üzerinde çalıştı. Hou, "Bu malzeme, organik güneş panelleri gibi dayanıklı ürünlerin üretiminde kullanılabilir" diyerek, teknolojinin çevresel etkisini artırabileceğini belirtti.
Uzmanlar, kendi kendini tamir eden kumaşların sağlık sektöründe de büyük bir fark oluşturabileceğini düşündü.
Flinders Üniversitesi’nden Dr. Vi Khanh Truong, geliştirdikleri metal kaplamalı tekstilin hem kendini onardığını hem de bakterilere karşı direnç gösterdiğini açıkladı.
"Bu kumaşlar, hastane yatak örtülerinden hasta kıyafetlerine kadar enfeksiyon riskini azaltabilir" diyen Truong, teknolojinin pratik uygulamalara hazır olduğunu ifade etti.
Endüstri liderleri ise bu yenilikleri yakından takip ediyor. Moda devi H&M’in sürdürülebilirlik direktörü Pascal Brun, "Kendi kendini tamir eden kumaşlar, tekstil üretiminde devrim niteliğinde. Bu, hem tüketiciye uzun ömürlü ürünler sunacak hem de çevresel ayak izimizi küçültecek" yorumunda bulundu.
Otomotiv sektöründe ise BMW’nin tasarım şefi Adrian van Hooydonk, bu tür kumaşların araç iç mekanlarında dayanıklılık ve estetik açısından yeni bir standart belirleyebileceğini belirtti.
Bilim dünyası, bu teknolojinin sınırlarını zorlamaya devam ederken, kendi kendini tamir eden kumaşlar tekstilin geleceğini yeniden tanımladı.
Uzmanlar, küresel iş birliğiyle bu yeniliklerin ticari pazara entegre edilmesi halinde, hem ekonomik hem de ekolojik dönüşümün kaçınılmaz olduğunu vurguladı.
Moda, sağlık ve teknolojinin kesişim noktasında yer alan bu buluş, insanlığın ihtiyaçlarına yanıt veren bir tekstil devriminin habercisi olabilir.
Haber : Hava Arabacılar / Haber Merkezi
