ABD Merkez Bankası Fed'in mevcut Başkanı Jerome Powell'ın görev süresi Mayıs 2026'da sona eriyor ve piyasalarda Donald Trump'ın olası başkanlığı durumunda yerine daha güvercin bir ismin geleceği beklentisi güçleniyor. Bu beklenti, Fed'in 2026 sonu için öngördüğü üç çeyrek puanlık faiz indiriminin, piyasaların fiyatladığı yaklaşık 125 baz puanlık indirimden önemli ölçüde düşük kalmasına neden oluyor. Fed'in politika belirleyici organı olan Federal Açık Piyasa Komitesi FOMC tarafından geçen hafta açıklanan ekonomik projeksiyonlarda, 2025 için iki, 2026 için ise bir çeyrek puanlık indirim öngörülmüştü. Fed fon oranı, bankaların birbirlerinden bir gecelik borçlanma için talep ettikleri faiz olup, Fed'in ana politika aracı olarak işlev görüyor. Bu oran, son indirimden bu yana yüzde 4,25-4,50 aralığında seyrediyor.
Chicago merkezli Cresset Capital Baş Yatırım Sorumlusu Jack Ablin, "Powell'ın görev süresi Mayıs'ta doluyor ve yerine yönetime süper dostane biri getirilebilir" yorumunda bulunarak, bu durumun birçok yatırımcının inandığından daha büyük bir faktör olduğunu belirtiyor.
TRUMP'IN ETKİSİ VE PİYASA TEPKİLERİ
Donald Trump, defalarca faiz indirimi çağrısında bulunmuş, Salı günü ABD faizlerinin en az iki ila üç puan düşürülmesi gerektiğini belirtmişti. Çarşamba günü ise Powell'ı "korkunç" olarak nitelendirerek, Fed'in başkanlık koltuğu için üç veya dört adayı aklında olduğunu ifade etti. Beyaz Saray sözcüsü Kush Desai, yönetimin ekonomik büyümeyi hızlandırmak için zemin hazırladığını ve para politikasının bu gündemi tamamlaması gerektiğini vurguladı.
Wall Street Journal'ın haberine göre, Trump'ın Eylül veya Ekim'e kadar Powell'ın yerine geçecek ismi belirleyip duyurmayı düşündüğü iddia ediliyor. Böyle bir hamle, Powell'ın görev süresinin son altı toplantısı için bir "gölge başkan" ile çalışması anlamına gelebilir. Perşembe günü dolar, ABD merkez bankası bağımsızlığındaki erozyon işaretleriyle değer kaybetti. Siebert Financial Baş Yatırım Sorumlusu Mark Malek, "Trump'ın daha düşük faiz oranlarına daha yatkın bir kişiyi göreve getireceği makul bir tezdir" değerlendirmesini yapıyor.
FED BAĞIMSIZLIĞI VE POTANSİYEL ADAYLAR
Polymarket gibi çevrimiçi tahmin piyasalarına göre, Powell'ın yerine geçebilecek en güçlü adaylar arasında Fed Yöneticisi Christopher Waller, eski Fed Yöneticisi Kevin Warsh, Beyaz Saray ekonomi danışmanı Kevin Hassett, Hazine Bakanı Scott Bessent ve daha önce Trump tarafından Fed Yönetim Kurulu üyeliği için aday gösterilmiş ancak Biden yönetimi sırasında adaylığı geri çekilen Judy Shelton yer alıyor. Waller'ın kısa süre önce tarifelerden kaynaklanan enflasyon riskinin küçük olduğunu ve Fed'in Temmuz ayındaki bir sonraki toplantısında faizleri düşürmesi gerektiğini söylemesi dikkat çekiyor.
Ancak yatırımcılar, Fed başkanının merkez bankasının para politikası toplantılarında sadece 12 oy hakkından biri olduğunu ve görevinin büyük bir politika yapıcı grubuyla fikir birliği oluşturmak olduğunu belirtiyor. Siebert Financial'dan Malek, "Başkanın komitenin ne yapacağı üzerinde çok büyük bir etkisi var ama başkan komite değildir" diyerek, başkanın her zaman bir konsensüs arayacağını ekliyor. Freedom Capital Markets Baş Küresel Stratejisti Jay Woods ise, "Fed'in en önemli yanı tarafsızlığıdır" diyerek, bir sonraki Fed başkanının atanmak için başkanı memnun etmek istese de, herkesin ortak bir anlatının arkasında durmasını sağlaması gerektiğini vurguluyor. Analistler, verilerle desteklenmeyen bir faiz indirim yörüngesinin bir sonraki Fed başkanının imajına zarar vereceği konusunda uyarıyorlar. Annex Wealth Management Baş Ekonomisti Brian Jacobsen, "Kimin atanırsa atansın, Başkan Trump'ın ipleri elinde tuttuğuna dair bir bulut dönemi boyunca görev süresine gölge düşürebilir" yorumunu yapıyor.
Haber: Tuğba Aksu / Haber Merkezi