MOSTAR KÖPRÜSÜ: OSMANLI’DAN BUGÜNE KÜLTÜREL MİRAS VE ÜLKÜCÜ KARDEŞLİĞİN SEMBOLÜ
MOSTAR / BOSNA-HERSEK / ÖZEL HABER – 12 Temmuz 2025
Bazen bir köprü sadece taş ve kireçten yapılmaz. Bazen bir kemer, asırlık bir milletin gönül coğrafyasını birbirine bağlayan kutlu bir mirasa dönüşür. Bosna-Hersek’in kalbinde, Neretva Nehri’nin iki yakasını birleştiren Mostar Köprüsü, işte tam da bu anlamı taşıyan, bir milletin tarihini, medeniyetini ve kardeşliğini temsil eden abidevi bir eserdir.
Bugün Saraybosna’dan Mostar’a doğru yola çıkarken içimde yalnızca bir teknik öğretmenin, bir mühendis ya da bir gazetecinin değil; aynı zamanda Türk milletinin ülkücü bir evladı olarak tarihi sorumluluğun ağırlığını taşıyan bir duygu vardı. Çünkü Mostar Köprüsü, sadece taş bir yapı değil; Osmanlı-Türk medeniyetinin Balkanlar’daki yaşayan izidir.
TÜRK MİLLETİNİN VİCDANI BU KÖPRÜDE YÜKSELİR
Mostar, Türk’ün adaletini, mühendisliğini, zarafetini ve estetik anlayışını gözler önüne seren bir şehir. 1557 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emriyle Mimar Sinan’ın öğrencisi Mimar Hayreddin tarafından yapılan bu köprü, bir milletin gönül köprüsüdür. Tek kemerli mimarisiyle Neretva Nehri’ni aşarken, aynı zamanda Türk milletinin tarih sahnesinde inşa ettiği kardeşlik hukukunu da bugüne taşır.
Bu köprü, Balkanlar'daki Müslümanlar ile Türkler arasında asırlarca süren dil, din ve kader birliğinin mühür taşıdır. Her taşında yalnızca bir mimari ustalık değil, Türk-İslam medeniyetinin vakur duruşu vardır.
KARDEŞLİĞİN YIKILMAZ ABİDESİ
1993 yılında Bosna Savaşı’nın ortasında, insanlık tarihine utanç olarak geçen o top atışıyla yıkıldı Mostar Köprüsü. O an sadece bir taş yapı değil, bir milletin geçmişiyle bağı, bir ümmetin kalbi hedef alındı. Ancak necip milletimiz ve uluslararası dayanışma ile köprü 2004’te aslına uygun şekilde tekrar inşa edildi.
Bugün yeniden yükselen bu köprü, Türk milletinin inancı, ülküsü ve yeniden doğuş azminin en somut göstergelerinden biridir. Tıpkı Türk milliyetçiliği gibi; yıkılsa da yeniden doğrulandır. Bu bakımdan Mostar Köprüsü, ülkücü iradenin Balkanlar'daki taşlaşmış simgesidir.
ÜLKÜCÜLÜĞÜN ULUSLARARASI SEMBOLÜ
Mostar’da dururken bir öğretmen gözüyle eğitimi, bir mühendis olarak yapıyı, bir yazar olarak anlamı inceledim. Ama bir ülkücü olarak burada bozkırın sinesinden çıkan Türk'ün, Adriyatik kıyılarına uzanan bir gönül seferinin izlerini gördüm. Bu köprü sadece iki kıyıyı değil, Türk milletinin tarihî misyonunu ve gönül coğrafyasını birbirine bağlamaktadır.
Bizler için ülkücülük yalnızca siyasi bir duruş değil; aynı zamanda tarihî bir görevdir. Mostar Köprüsü, bu görevin, medeniyet inşasının ve kardeşliğin sembolü olarak Balkanlar’da ayaktadır. Bugün buraya gelen her Türk evladı, bu taşlara bakarken dedelerinin izini, şehitlerin duasını ve ecdadın emanetini hisseder.
MOSTAR KÖPRÜSÜ VE GELECEĞE MİRAS
Bugün her yıl düzenlenen atlayış törenleri, turist kalabalıkları ve fotoğraf makineleri bu köprüyü sadece turistik bir mekân olarak gösterebilir. Ancak biz biliriz ki Mostar Köprüsü bir semboldür. O sembol; adaletin, barışın, direnişin ve yeniden doğuşun adıdır.
Genç ülküdaşlarımızın, Türk mühendislerinin ve eğitimcilerinin bu toprakları ziyaret ederek Mostar ruhunu yerinde yaşamaları, sadece tarihî bir gezi değil, bir ülkü nöbetidir.
Mostar, Türk milletinin Balkanlar’daki vakur hatırasıdır. Bu köprü, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de inşa sürecinde bize ışık tutmaktadır. Ülkücülük, bu köprünün her taşında bir dua gibi, bir iz gibi yaşamaktadır.
Bir teknik öğretmen, bir mühendis, bir ülkücü ve bir milletvekili aday adayı olarak buradan haykırıyorum:
"Mostar Köprüsü yıkıldı, ama Türk milletinin ülküsü asla yıkılmaz!"
Hazırlayan: Yalçın ÇELİK – Teknik Öğretmen, Mekatronik Yüksek Mühendisi, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Pursaklar İlçe Başkan Yardımcısı, TÜRKAV ve Türk Eğitim-Sen Üyesi, Gazeteci-Yazar, 28. Dönem MHP Aksaray Milletvekili Aday Adayı
Haber Kaynağı: 11-12 Temmuz 2025, Mostar – Yalçın ÇELİK’in Bosna-Hersek ziyareti sırasında kaleme alınmıştır.
