Türkiye'de cinsiyet eşitliği ve kadın hakları uzun süredir gündemde olan önemli konular arasında yer alsa da, ne yazık ki kadınların en savunmasız olduğu alanlardan biri olan insan ticareti, fuhuş ve seks işçiliği meselesi hâlâ büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. TÜİK ve emniyet verilerine göre Türkiye'de genelev, bar ve pavyonlarda çalışan kadınların sayısı, bu işin arka planındaki insan ticareti ve zorla çalıştırma gibi karanlık gerçekler, insanın içini acıtıyor. Ancak bu sorun, sadece resmi kurumların değil, aynı zamanda kadın hakları derneklerinin de mücadele alanı olmalıydı. İşte bu karanlık dünyaya dair gerçekler…
Genelevlerin Durumu: Sayılar ve Gerçekler
Türkiye'de genelevlerin sayısı yıllar içinde değişim göstermiştir. Bugün itibariyle Türkiye'de çok az sayıda aktif genelev bulunmaktadır. Resmi rakamlara göre, yaklaşık 30 civarında genelev olduğu belirtilse de bunların hepsi aktif olarak çalışmamakta. Özellikle büyük şehirlerde genelevlerin sayısı daha fazla olurken, küçük illerde ise genelevler neredeyse kapanma noktasına gelmiştir.
Genelevlerde çalışan kadınların sayısı, genelevlerin aktif olduğu dönemde 1.500 ila 2.000 civarında seyrederken, bu sayı son yıllarda ciddi oranda azalmış ve birçok kadın zorla veya gönüllü olarak evlerde, sokakta ya da gizli mekanlarda çalışmaya başlamıştır. Genelevlerdeki kadınların bir kısmı zorla çalıştırılmakta, bir kısmı ise kendi iradesiyle bu işte yer almaktadır. Ancak zorla çalıştırılma ve insan ticareti vakaları hala büyük bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Evlerde ve Gizli Mekanlarda Fuhuş: Kontrolsüz Alanlar
Resmi verilere dayandırmak zor olsa da, evlerde ve gizli mekanlarda fuhuş yapan kadınların sayısının 10.000'leri bulduğu tahmin edilmektedir. Bu kadınların büyük çoğunluğu insan tacirleri tarafından kandırılarak ya da zorla bu işe itilmektedir. Genellikle ekonomik zorluklar, eğitim yetersizliği, şiddet gibi etkenler, bu kadınları yasa dışı fuhuş ağlarına sürüklemektedir.
Son yıllarda sosyal medya ve internet üzerinden organize edilen fuhuş da büyük bir hız kazanmış durumda. Emniyetin yaptığı operasyonlar, sık sık gizli fuhuş ağlarının ortaya çıkarıldığını gösteriyor, ancak bu operasyonların çoğu geçici çözümler sunuyor. Çünkü bu sektörü yöneten suç örgütleri, yakalanan her çetenin yerine yeni bir yapı kurarak faaliyetlerini sürdürüyor.
Barlar, Pavyonlar ve Lüks Otellerde Kadın Ticareti
Genelev dışında Türkiye'de özellikle barlar, pavyonlar ve lüks oteller, insan ticareti ve kadınların zorla çalıştırıldığı yerler arasında bulunuyor. Özellikle büyük şehirlerde bu mekanlarda çalışan kadınların büyük bir kısmı insan ticareti mağduru olarak değerlendiriliyor. Bar ve pavyonlarda çalışan kadınların sayısının 5.000'den fazla olduğu tahmin ediliyor. Bu kadınların önemli bir kısmı da zorla çalıştırılan ya da ekonomik baskılar nedeniyle bu sektörde çalışmak zorunda kalan mağdurlar.
Lüks otellerde kadın ticareti ise daha gizli bir şekilde yürütülen bir diğer acı gerçek. Bu alanda çalışan kadınların çoğu yabancı uyruklu olup, insan ticareti ile Türkiye'ye getirilen ve zorla çalıştırılan bireylerden oluşuyor. Lüks otellerde yapılan seks ticareti, organize suç örgütleri tarafından yönetiliyor ve bu sektörde çalışan kadınların sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte, ciddi bir boyuta ulaşmış durumda.
Kadın Dernekleri Neden Sessiz?
Türkiye’de birçok kadın derneği, kadın hakları üzerine çalışmalar yürütse de, insan ticareti ve zorla çalıştırılan kadınlar konusu yeterince ele alınmıyor. Kadın hakları savunucuları genellikle şiddet, taciz, cinsiyet eşitliği gibi daha görünür ve bilinir konulara odaklanırken, seks işçiliği ve insan ticareti gibi konular ya ihmal ediliyor ya da sadece belirli organizasyonların ilgilendiği bir mesele olarak kalıyor. Oysa seks işçiliği, kadın haklarının en büyük ihlallerinden biri olarak kabul edilmeli ve kadın derneklerinin bu konuda daha aktif bir rol alması beklenmelidir.
Bu konuda birçok dernek, fuhuşun normalleştirilmesinden ya da bu sorunun büyüklüğünden çekinerek sessiz kalmayı tercih ediyor. Ancak bu sessizlik, seks işçiliği sektöründe çalışan kadınların karşılaştığı insan hakları ihlallerinin görmezden gelinmesine neden oluyor. Kadın derneklerinin bu alanda etkin mücadele vermesi, hem hukuki hem de sosyal çalışmalar yaparak kadınları bu bataklıktan kurtarmak için çaba göstermesi gerekiyor.
Kadın Ticareti ve Zorla Çalıştırma Kimler Tarafından Yapılıyor?
Türkiye’de kadın ticaretini genellikle organize suç örgütleri yürütmektedir. Bu suç örgütleri, özellikle ekonomik sıkıntı yaşayan kadınları ve mülteci durumundaki yabancı uyruklu bireyleri hedef alarak onları seks kölesi haline getirmektedir. İnsan ticareti çeteleri, genç kadınları aldatıcı vaatlerle kandırarak onları fuhuş sektörüne sürüklemekte, ardından bu kadınların kimliklerine el koyarak ya da tehdit ve şiddet yoluyla zorla çalıştırmaktadırlar.
Bu kadınlar genellikle sadece seks kölesi olarak kullanılmıyor, aynı zamanda başka yasadışı işlerde de zorla çalıştırılıyor. Özellikle insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti gibi yasa dışı faaliyetlerde de kullanılmakta ve bu kadınların hayatları geri dönülmez bir şekilde kararmaktadır.
Kadın ticareti ve zorla çalıştırma Türkiye'de hala çözülmesi gereken büyük bir sorun olarak varlığını sürdürmektedir. Bu konuda atılacak adımlar, hem devletin hem de sivil toplum kuruluşlarının ortak mücadelesini gerektiriyor. Kadın derneklerinin bu meseleye daha fazla eğilmesi, insan ticareti ile ilgili farkındalık çalışmalarının artması ve emniyet birimlerinin daha etkin operasyonlar yapması gerekiyor. Aksi halde Türkiye'de fuhuş ve insan ticareti meselesi, toplumsal çöküşün en büyük işaretlerinden biri olarak kalmaya devam edecek.
Haber: Metin KURT / Haber Merkezi