Akıllarınca 2 yıl cezayla yırtacaklar
İfadelerinde ölümleri 'malpraktis' yani 'hekim hatası' olarak nitelendiren çete üyeleri, bu şekilde cezalarını hafifletmeye çalıştılar. Ancak, savcılık bu savunmaları kabul etmedi ve eylemlerin 'kasten öldürme' suçu kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Hukuk uzmanları ise bu tür savunmaların şüphelilerin daha az ceza almak için yapıldığını, ancak kanıtların ve soruşturmanın farklı bir yöne işaret ettiğini ifade ediyorlar.
Toplumda büyük yankı uyandıran bu olayla ilgili gelişmeler yakından takip edilirken, savcılık ve mahkemelerin kararı merakla bekleniyor.
'Yenidoğan çetesi' adı verilen suç örgütüne yönelik soruşturma kapsamında tutuklanan şüpheliler, savunmalarında malpraktis iddiasını öne sürdü. Şüpheliler ve avukatları, onlarca yenidoğan bebeğin ölümünün kasten değil, "malpraktis" yani hekim hatası, tecrübesizlik veya bilgisizlik gibi nedenlerle gerçekleştiğini iddia etti.
Ancak Türkiye'yi derinden sarsan bu skandalda, savunmalarının kabul edilip edilmeyeceği tartışmalı bir konu. Malpraktis davaları genellikle tazminat davaları şeklinde görülmekte ve sorumlu sağlık çalışanlarına taksirle ölüme sebebiyet vermekten ceza davası açılabiliyor.
Ayrıca, malpraktis davalarında Sağlık Bakanlığı'nın soruşturma izni vermesi gerekiyor. Ancak mevcut dava, organize suç kapsamında işlenen bir ihmal ve haksız kazanç sağlama boyutunda değerlendirildiği için bu savunmanın kabul edilip edilmeyeceği yargı sürecinde netleşecek.
Soruşturma devam ederken, kamuoyunun tepkisi ve soruşturmanın seyri yakından takip ediliyor.
SAVCILIK: "KASTEN ÖLDÜRME SUÇU OLUŞMUŞTUR"
Sabah Gazetesi'nde yer alan habere göre, bebek ölümleriyle ilgili soruşturma kapsamında savcılık iddianamesinde, savunma avukatlarının öne sürdüğü iddiaların aksine, sanıkların ihmalli davranışlarla kasten öldürme suçunu işlediği sonucuna varıldığı belirtildi. Savunma avukatlarının eylemlerin malpraktis kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ve taksirle öldürme suçunun oluşacağını savunmalarına rağmen, iddianamede bebek ölümlerinin kasten ihmalli davranışla gerçekleştiği ifade edildi.
İddianamede Sağlık Bakanlığı'nın uzman raporuna da yer verildi. Her bir bebek ölümü için, modern tıp gereklerinin yerine getirilip getirilmediği, olası komplikasyonlar ya da malpraktis olup olmadığı, ölümle uygulanan tedavi arasında bağlantı bulunup bulunmadığı soruldu. Sağlık Bakanlığı uzmanlarının her bir ölümde malpraktis olmadığı yönündeki kanaatleri de iddianamede açıkça belirtildi.
Rapora göre, bebeklerin yüzde 90'ı üçüncü düzey bakım gerektirirken, yüzde 10'u dördüncü düzey bakım gerektiriyordu. Tebliğde de belirtildiği gibi, birinci, ikinci ve üçüncü seviye yenidoğan yoğun bakım servislerinde neonatoloji uzmanı bulunmaması halinde deneyimli bir çocuk sağlığı uzmanının bulunması gerekmekteydi. Dördüncü seviye yoğun bakım servislerinde ise neonatoloji uzmanı bulundurma zorunluluğu vardı.
DOKTORLAR SORUMLULUK ALMADI
Bebek ölümlerine ilişkin soruşturma kapsamında hazırlanan mütalaa raporunda, bebek ölümlerinin yaşanmasında üçüncü seviyedeki çocuk doktorlarının sorumluluk almadığı ve tüm tanı ve tedavi süreçlerinin hemşireler tarafından yönetildiği belirtildi.
Bu ihmaller zinciri sonucunda bebek ölümlerinin meydana geldiği ifade edildi. Sağlık Bakanlığı uzmanlarının hazırladığı raporda, özellikle çocuk doktorlarının yer almadığı üçüncü seviye yenidoğan yoğun bakımlarda bebeklerin hayat haklarının ellerinden alındığına dikkat çekildi. Uzmanlar, yenidoğan yoğun bakım doktorlarının görevlendirilmesi gerektiğini belirterek, ilgili tebliğde değişiklik yapılmadığı sürece bu tür olayların tekrarlanabileceği uyarısında bulundu.
Sağlık Bakanlığı uzmanlarının mütalaa raporunda, "Teorikte çocuk hekiminin, pratikte hemşirenin izlemine bırakılan, yüzde 90'ı yenidoğan bebeğin hayat hakları ellerinden alınmıştır. Aynı 4. düzeyde olduğu gibi 3. düzey yenidoğan yoğun bakımlarından yenidoğan yoğun bakım doktorunun görevlendirilmesi şeklinde tebliğde değişiklik yapılmadan bu olayların tekrar ve tekrar yaşanacağı kanaatindeyiz" dendi.
NEONATOLOJİ NEDİR?
Neonatoloji, özellikle doğumdan itibaren ilk 28 gün içerisinde olan yenidoğan bebeklerin sağlık sorunları ile ilgilenen tıbbi bir uzmanlık dalıdır. Neonatologlar, genellikle erken doğan bebekler, doğuştan gelen hastalıkları olan bebekler veya doğum sonrası komplikasyonlar yaşayan bebekler ile ilgilenirler.
Şüphelilerin ve avukatlarının malpraktis iddiaları kapsamında, doktorların ihmali veya hatalı tedavi uygulamaları sonucunda bir hastanın ölümüne sebep oldukları iddiası ile yargılanmaları durumunda, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 85'inci maddesi gereği, taksirle öldürme suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ile karşı karşıya kalabilirler.
Bu madde, bilerek veya isteyerek yapılmayan ancak ihmalkarlık veya özen eksikliği nedeniyle meydana gelen ölümleri kapsar.
25 YILA KADAR HAPİSLERİ İSTENİYOR
Ancak savcılığın bu iddianamesinde TCK'nın 83'üncü maddesine göre ihmali davranışla kasten öldürme suçundan 10 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edildi.
Kaynak: Sabah / Haber Merkezi