Yalçın Çelik – Teknik Öğretmen| Mekatronik Yüksek Mühendisi | 28. Dönem MHP Aksaray Milletvekili Adayı
106 yıl önce, 19 Mayıs 1919’daGazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışıyla başlayan Milli Mücadele, yalnızca bir askeri direnişin değil; aynı zamanda milletin yeniden dirilişinin, kendi kaderini tayin etme azminin ve bağımsızlık ülküsünün simgesi olmuştur. Bu tarih; bir milletin boyunduruk altına alınamayacağını, iradesinin teslim edilemeyeceğini ve gençliğe duyulan sonsuz güveni ilan ettiği dönüm noktasıdır.
Bir teknik öğretmen olarak yıllar içinde gözlemlediğim en değerli olgu; gençliğin potansiyelini ortaya çıkaran şeyin, onları köklerinden haberdar etmek olduğudur. 19 Mayıs’ın gençliğe ithaf edilmesi, sıradan bir armağandan çok daha ötedir. Bu tarih, genç nesillere geçmişin yükünü değil; bilakis azmini, kararlılığını ve inşa edici ruhunu miras bırakır. Cumhuriyet’i kuran iradenin mayasında, gençliğe duyulan inanç vardır. Bu inanç, sadece Atatürk’ün hitabelerinde değil; Erzurum’dan Sivas’a uzanan her adımda ete kemiğe bürünmüştür.
Bir mekatronik mühendisi olarak bugün baktığımda, o gün atılan ilk adımın bize yalnızca siyasi bağımsızlık değil; aynı zamanda teknolojik bağımsızlık yolunu da açtığını görüyorum. Bugünün Türkiye’si, savunma sanayisinde İHA’lardan yerli yazılımlara, sürdürülebilir enerji çözümlerinden dijital dönüşüme kadar birçok alanda genç mühendislerin ve girişimcilerin özverili çalışmalarıyla büyüyor. Bu noktada 19 Mayıs’ın ruhunu, Ar-Ge laboratuvarlarında, kod yazan gençlerde, yerli motor üretim tesislerinde görmek mümkündür.
Eğitim camiasında görev yapan biri olarak, gençlerimizin sadece teknik bilgiyle değil; aynı zamanda milli ve manevi değerlerle donatılması gerektiğine inananlardanım. Zira teknolojiyle ahlâk, bilimle tarih bilinci bir arada ilerlediğinde kalıcı başarı elde edilir. Üniversitelerimizde düzenlenen “Milli Teknoloji Hamlesi” temalı yarışmalar, yerli yazılım kampanyaları ve mesleki eğitim merkezlerinin projeleri, bu anlayışın ürünüdür. Geçmişi bilen, bugünü anlayan ve geleceği öngörebilen gençlik; Cumhuriyet’in en büyük teminatıdır.
Bugünün gençliği, yalnızca yerli üretim ve teknolojiye değil; aynı zamanda çevre, etik, toplumsal eşitlik ve kültürel zenginliğe de duyarlıdır. İklim krizinden yapay zekâ etiğine, dijital bağımlılıktan göç olgusuna kadar pek çok alanda aktif çözüm üreten gençlerimiz, sadece Türkiye’nin değil, dünyanın da sesi olmaktadır. Bu, 19 Mayıs’ta yakılan bağımsızlık meşalesinin artık küresel vizyonla taşındığını gösteren umut verici bir tablodur.
19 Mayıs, sadece bir takvim yaprağı değil; her nesle yeniden yapılan bir çağrıdır: “Vazifeni unutma, geçmişine sahip çık, geleceğini sen inşa et.” Bugün Samsun’a ayak basan bir öğretmen, Amasya’da bir proje geliştiren bir mühendis ya da Sivas’ta fikir üreten bir lise öğrencisi; aynı bayrağın taşıyıcısı, aynı idealin yürütücüsüdür.
Bu vesileyle, başta Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyor; bu kutlu mirası taşıyan ve geleceğe umutla bakan gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.