Yalçın ÇELİK


1 Ağustos K.K.T.C. Toplumsal Direniş Bayramı

1 Ağustos K.K.T.C. Toplumsal Direniş Bayramı


TÜRKİYE CUMHURİYETİ, TARİHİN AKIŞINI DEĞİŞTİRMİŞTİR!

 

1 Ağustos K.K.T.C. Toplumsal Direniş Bayramı Kutlu olsun.

Kıbrıs'ta Türk Varlığı, Anavatan'ın Kararlı Duruşuyla Hayatta Kalmıştır

Yalçın Çelik – Teknik Öğretmen / Mekatronik Yüksek Mühendisi / Gazeteci Yazar

20 Temmuz 1974 sabahı, henüz güneş Kıbrıs’ın ufkunda yeni doğarken Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kararlılıkla başlattığı Barış Harekâtı, yalnızca bir askeri müdahale değil; Türk milletinin tarih yazdığı anlardan biridir. Türkiye Cumhuriyeti, sadece garantörlük yükümlülüğünü değil, aynı zamanda millet olma şuuruyla hareket ederek, Kıbrıs Türk halkının varoluş mücadelesine yön vermiştir.

Kıbrıs Barış Harekâtı, tarihin seyrini değiştirmiş, Rum-Yunan ikilisinin yıllardır kurduğu soykırım planlarını yerle bir etmiştir. Türkiye olmasaydı; bugün ne Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olurdu, ne de Kıbrıs’ta Türk kimliği ayakta kalabilirdi.

 

Bir Milletin Çığlığına Anavatan’ın Yanıtı: 20 Temmuz 1974

1974’ün Temmuz’unda, Yunan cuntası destekli darbeci Nikos Sampson’un Kıbrıs’ta başlattığı ENOSİS girişimi, Kıbrıs Türk halkı için son darbeyi vurma amacı taşıyordu. Evler basılıyor, kadınlar ve çocuklar kaçırılıyor, köyler yakılıp yıkılıyordu. Lefkoşa, Mağusa, Baf ve Larnaka’da yaşanan insanlık dışı uygulamalar, Rumların adada tek başlarına hâkimiyet kurmak için Türklere karşı giriştiği etnik temizlik planlarının son perdesi idi.

İşte tam o noktada, tarihin altın harflerle yazdığı o gün geldi: 20 Temmuz 1974. Türk Hava Kuvvetleri gökyüzünü yararak Kıbrıs’a ulaştı. Paraşütçü birlikler Girne semalarında süzülürken, denizden çıkarma yapan komandolar Türk milletinin onurunu adaya taşıdı.

Barış Harekâtı ile birlikte Kıbrıs’ın çehresi değişti. Artık mazlum değildik, artık savunmada değil; haklı ve güçlü bir şekilde atağa geçmiş, soydaşlarımızla omuz omuza direnmiştik.

 

Türkiye, Kıbrıs'ta Yalnızca Toprak Değil, Onur Kazandı

Türkiye Cumhuriyeti, bu harekâtla yalnızca bir toprak parçasına müdahale etmedi. Mazlumların yanında durma iradesiyle, uluslararası alanda büyük bir risk alarak haklıya sahip çıktı. Bu duruş, sadece Kıbrıs Türkü’nün kaderini değil; Doğu Akdeniz’in jeopolitik dengesini de değiştirdi.

Türkiye’nin o günkü siyasi iradesi, komutanlarının kararlılığı, askerimizin kahramanlığı ve milletimizin duası; Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin doğumunu mümkün kıldı. 15 Kasım 1983’te ilan edilen bağımsız KKTC, işte bu büyük mücadelenin, o tarihi sabahın, 498 şehidimizin ve binlerce gazimizin alın teriyle yoğrulmuş tapusudur.

 

Anavatan Türkiye, Kıbrıs Türk Halkının Sonsuz Güvencesidir

Bugün hâlâ, Rum-Yunan cephesi ENOSİS sevdasından vazgeçmiş değildir. Her diplomatik masada, her siyasi beyanatta Kıbrıs Türk halkını azınlık statüsüne mahkûm etme hedeflerini dillendirmektedirler. Ancak artık karşılarında yalnız bir halk değil; Türkiye Cumhuriyeti gibi kudretli bir devletin sarsılmaz iradesi vardır.

Türkiye, Kıbrıs’ta sadece 1974’te değil, her zaman sahadadır. Ekonomik, sosyal, kültürel ve savunma alanlarında KKTC’nin yanında durmaya devam etmektedir. Bu kardeşlik; kanla, imanla ve ortak kaderle pekişmiştir.

 

Türkiye Olmasaydı Ne Olurdu?

Eğer Türkiye Cumhuriyeti 1974’te harekete geçmeseydi:

  • Kıbrıs Türk halkı büyük ölçüde yok edilecekti.
  • Türk köyleri tamamen haritadan silinecekti.
  • Adada Türk kimliğinden eser kalmayacaktı.
  • Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin güvenliği zayıflayacak, deniz yetki alanları kaybedilecekti.

Ama Türkiye vardı. Ve Türkiye Cumhuriyeti devleti “gereği neyse” dedi, yaptı. İşte bu sebeple, Kıbrıs Türk halkı bugün nefes alabiliyor. Bu sebeple, her 20 Temmuz’da, her 15 Kasım’da ve özellikle 1 Ağustos Toplumsal Direniş Bayramı’nda şükürle, gururla ve dualarla Anavatan Türkiye’yi anıyoruz.

 

Tarih Türkiye’yi Altın Harflerle Yazmıştır

Kıbrıs’ta barışı getiren, adaletin terazisini doğrultan ve Türk milletinin onurunu ayakta tutan güç, Türkiye Cumhuriyeti’nin ta kendisidir. Bizler, bu büyük mirası çocuklarımıza taşımakla görevliyiz. Varlığımızı, kimliğimizi ve bağımsızlığımızı borçlu olduğumuz bu onurlu yürüyüşün adı: Türkiye’dir.

Ne Mutlu  Türküm Diyene!

Ne Mutlu Kıbrıslı Türküm Diyene!
 Ne Mutlu Anavatan Türkiye’ye Güvenenlere!
 Ne Mutlu Bu Milleti Tarihin Sayfalarına Onurla Yazdıranlara!