Metin KURT


Aksaray’a Turizm Vizyonu mu, Siyasi Retorik mi?

Aksaray’da Turizm ve Çevre İçin Yeni Sözler: Vizyon, Eylem Planına Dönüşecek mi?


"Aksaray’a Turizm Vizyonu mu, Siyasi Retorik mi?"

Aksaray’da Turizm ve Çevre İçin Yeni Sözler: Vizyon, Eylem Planına Dönüşecek mi?
AK Parti Aksaray Milletvekili Cengiz Aydoğdu'nun son açıklamaları üzerine detaylı analiz ve eleştiri...

Aksaray AK Parti Milletvekili Cengiz Aydoğdu’nun sosyal medya üzerinden yaptığı açıklama, kentin geleceği adına umut vadeden ancak içeriği itibarıyla belirsiz ifadeler içeren bir mesajla gündeme geldi. Aydoğdu, "Güzel Aksaray’ımızın turizm ve çevre sorunlarını masaya yatırdık. Çok güzel gelişmelere bismillah dedik Allah’ın izniyle..." diyerek Aksaray’ın özellikle turizm alanında “Türkiye çapında dikkat çekecek” bir bölgeye dönüşeceği yönünde vaatte bulundu.

Ancak kamuoyunun sorması gereken asıl soru şu: Hangi sorunlar masaya yatırıldı, ne tür çözüm planları oluşturuldu, hangi somut adımlar atılacak?

Soyut İfadeler, Somut Beklentiler

Aydoğdu’nun açıklamaları, genel itibarıyla dini ve milli söylemlere yaslanarak geleneksel siyaset dilini yeniden üretir nitelikte. “Allah’ın izniyle, bismillah, Allah devletimize milletimize zeval vermesin” gibi kalıp ifadeler, halkın dini duygularına hitap etse de, yönetimsel şeffaflık ve planlama bağlamında eksik kalıyor.

Özellikle son yıllarda Aksaray kamuoyunun en çok tartıştığı konuların başında gelen turizm potansiyelinin yeterince değerlendirilememesi, çevre kirliliği, doğa tahribatı, ve altyapı eksiklikleri, milletvekili düzeyinde ciddi bir “vizyon planı” ile karşılık bulmayı bekliyor. Ancak yapılan açıklamada bu başlıklardan hiçbirine dair net bir veri, hedef veya zaman çizelgesi paylaşılmış değil.

Aksaray’ın Turizm Potansiyeli Gerçekten Değerlendiriliyor mu?

Ihlara Vadisi, Sultanhanı Kervansarayı, Eğri Minare, Nora Antik Kenti gibi eşsiz tarihi ve doğal güzelliklere ev sahipliği yapan Aksaray, yıllardır tanıtım eksikliği, yetersiz ulaşım altyapısı, konaklama sorunları ve etkin bir turizm stratejisinin olmaması nedeniyle hak ettiği ilgiyi göremiyor.

Turizmi canlandırmak için sadece "dikkat çekecek şekilde planlıyoruz" demek yeterli değil. Planın içeriği, süresi, yatırım miktarı, hangi kurumlarla iş birliği yapılacağı ve bu planın hangi sektörleri nasıl etkileyeceği net biçimde açıklanmalı. Aksi takdirde bu tür açıklamalar birer “vaat enflasyonu” olmaktan öteye geçemiyor.

Çevre Sorunları: Hangi Sorunlar Ele Alındı?

Milletvekili Aydoğdu, “çevre sorunlarını masaya yatırdık” demesine rağmen ne tür çevre sorunlarının ele alındığını belirtmiyor. Oysa Aksaray’da özellikle atık yönetimi, sulak alanların korunması, yeraltı sularının tükenmesi, sanayi atıkları ve hava kirliliği gibi ciddi sorunlar yaşanıyor. Özellikle Tuz Gölü çevresindeki ekolojik bozulma ve tarımsal faaliyetlerin doğa üzerindeki etkisi kamuoyunun yakından takip ettiği meselelerin başında geliyor.

Bu sorunlara yönelik hangi somut çözüm önerilerinin gündeme geldiği, hangi kurumlarla ortak çalışmalar yapılacağı ya da yapılmakta olduğu konusunda kamuoyunun bilgiye erişim hakkı bulunuyor. Ancak mevcut açıklamada bu sorular cevapsız bırakılıyor.

Siyasi İletişim mi, Gerçek Bir Planlama mı?

AKP'li siyasetçilerin sıklıkla kullandığı dil olan "Allah’ın izniyle", "bismillah", "devletimize milletimize zeval vermesin" gibi ifadeler, duygusal bir bağ kurmakta etkili olsa da, politika üretimi ve kamu yönetimi açısından yeterli değil. Bu tür dini-milli dil, sıklıkla somut planların, bilimsel verilerin ve stratejik vizyonun yerini alıyor. Bu da halkın “boş vaat” algısını besliyor.

Kamu yönetiminde güven ve şeffaflık, somut veriyle, planla, projeyle ve izlenebilir adımlarla sağlanabilir. Aksaray halkı artık seçim dönemlerine özgü söylemlerin değil, sürekli ve şeffaf bir hizmet anlayışının peşinde.

Aksaray Somut Adımlar Bekliyor

Cengiz Aydoğdu’nun açıklaması, Aksaraylılar için ilk bakışta umut verici olabilir. Ancak açıklamanın içeriği dikkatle incelendiğinde; ne söylendiği kadar neyin söylenmediği de önem kazanıyor. Aksaray halkı, “masaya yatırılan” konuların sonuçlarını, alınan kararların detaylarını, atılacak adımların zamanlamasını ve bu sürecin ne kadarının kamuoyuyla paylaşılacağını öğrenmek istiyor.

Yoksa her seçim döneminde yeniden “bismillah” diyerek başlanan ancak sonu gelmeyen projelerle dolu bir döngüye daha mı giriyoruz?

Kamuoyunun beklentisi açık: Daha fazla şeffaflık, daha az belirsizlik. Daha çok iş, daha az laf.