Metin KURT


Aksaray'ın Unutulan Geleneksel Adetleri

Geçmişin İzinde Bir Yolculuk


Toplumların kimliğini belirleyen unsurlar arasında gelenek ve görenekler önemli bir yer tutar. Bu değerler, tarih boyunca nesilden nesile aktarılarak bir kültür mirası oluşturur. Ancak modernleşme, göç ve toplumsal değişimler, birçok geleneksel adetimizin unutulmasına yol açtı. Aksaray da bu değişim rüzgârından nasibini almış ve zamanla bazı geleneklerini kaybetmiştir. Bugün, Aksaray’ın unutulmaya yüz tutmuş geleneksel adetlerini yeniden hatırlamak, kültürümüzün derin köklerine bir yolculuk yapmak demektir.

1. Misafirperverlik Ritüelleri: Sahan Ekmek ve Ateş Yakma Geleneği

Eskiden Aksaray’da misafirperverlik, sadece bir kahve ya da çay ikramından ibaret değildi. Misafirler için “sahan ekmek” hazırlanırdı. Özellikle şehir dışından gelenlere, tandırda pişirilen özel yufkalarla hazırlanmış bu ekmek, yanında yoğurt ve tereyağı eşliğinde sunulurdu. Bu gelenek, Aksaray’ın hem misafirperverliğini hem de mutfak kültürünü ortaya koyan bir örnekti. Ayrıca, misafirler gece vakti geldiğinde avluda ateş yakılarak karşılanır, bu hem sıcak bir hoş geldiniz hem de güven sembolüydü.

2. Düğünlerdeki Alay ve Halay Geleneği

Aksaray düğünleri, ritüelleriyle zengin bir kültürel dokuyu temsil ederdi. “Kına gecesi” öncesinde damat alayı kurulur, gençler davul ve zurnayla mahalle mahalle gezerek damadı eğlendirirdi. Kız tarafı, damadın alayını karşılamak için evin önünde şeker veya kuru yemiş dağıtırdı. Halaylar, sadece eğlence değil, aynı zamanda sosyal bağları güçlendiren bir iletişim aracıydı. Ancak günümüzde düğün salonlarının yaygınlaşmasıyla bu tür gelenekler yerini daha modern ve kişisel kutlamalara bıraktı.

3. "İmece" ile Dayanışma Ruhu

Aksaray kırsalında imece, en temel dayanışma biçimiydi. Hasat zamanı, bir ailenin tarlasındaki işler tüm köy halkı tarafından yapılır, herkes el birliğiyle çalışırdı. Bu, sadece iş paylaşımı değil, aynı zamanda bir sosyal etkinlikti. Yemekler hazırlanır, türküler söylenir ve günün sonunda eğlenceler düzenlenirdi. Günümüzde mekanize tarımın yaygınlaşmasıyla imece gibi geleneksel dayanışma ritüelleri unutulmaya yüz tuttu.

4. Kış Hazırlıkları ve "Komşu Payı"

Aksaray’da kış hazırlıkları, büyük bir özenle yapılırdı. Tandır ekmekleri, erişte, salça ve turşu yapımı sırasında komşular bir araya gelir, herkes birbirine yardım ederdi. Hazırlanan yiyeceklerden “komşu payı” adıyla küçük bir miktar ayrılarak mahalledeki herkese dağıtılırdı. Bu gelenek, toplumsal bağları güçlendiren güzel bir alışkanlıktı. Bugün bireyselleşen yaşam biçimi nedeniyle bu tür paylaşımlar artık çok nadir görülüyor.

5. Şifacı Nine ve Halk Hekimliği

Modern tıbbın yaygınlaşmasından önce Aksaray’da geleneksel halk hekimliği önemli bir yere sahipti. “Şifacı nine” adı verilen kadınlar, bitkilerden ilaçlar hazırlar, hastalara doğal yöntemlerle şifa sunardı. Özellikle bel ağrısı, burkulma ve soğuk algınlığı gibi rahatsızlıklarda bu şifacıların kapısı çalınırdı. Şimdilerde bu bilgiler yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

6. "Aksaray Masalları ve Ninnileri"

Aksaray’ın köklü kültüründe masallar ve ninniler, çocuklar için eğitici bir rol üstlenirdi. Özellikle uzun kış gecelerinde aileler bir araya gelir, büyükler masallar anlatırdı. Masallarda Aksaray’a özgü mekânlar ve karakterler yer alır, yerel kimliği pekiştirirdi. Teknolojinin hayatımıza girmesiyle bu sözlü aktarım gelenekleri de yok olmaya yüz tuttu.

7. Ramazan ve Bayram Gelenekleri

Ramazan ayında, mahalledeki gençler sahur davulu çalar, çocuklar ise “misket” adı verilen küçük torbalarla komşulardan şeker toplardı. Bayram sabahı ise herkes yeni kıyafetler içinde bayramlaşmaya gider, yaşlıların elleri öpülürdü. Özellikle kırsal kesimdeki bayram sofraları, çeşitliliği ve bolluğuyla bir kültürel şölen niteliğindeydi. Günümüzde bu geleneklerin yerini daha bireysel kutlamalar aldı.

Gelecek Nesillere Aktarılmalı

Aksaray’ın unutulan bu geleneksel adetleri, aslında birer kültürel mirastır. Bu mirasın yaşatılması, yalnızca Aksaray halkının değil, tüm Türkiye’nin ortak sorumluluğudur. Kültürel faaliyetler, eğitim programları ve toplumsal farkındalık projeleriyle bu gelenekler yeniden canlandırılabilir. Çünkü geçmişini unutan bir toplum, geleceğini inşa etmekte zorluk çeker.

Bu bağlamda Aksaray’ın geleneksel adetlerini hatırlamak ve yaşatmak, hem kimliğimizi korumak hem de geçmişimizle bağ kurmak adına son derece önemlidir. Gelin, bu güzel mirası hep birlikte yeniden gün yüzüne çıkaralım.