İlhami İNCEÖZ


AKSARAYSPOR’UN TARİHİNE BİR KATKI

AKSARAY CHP VE HALKEVİ TARİHİNDEN SPORA…


AKSARAYSPOR’UN TARİHİNE BİR KATKI

AKSARAY CHP VE HALKEVİ TARİHİNDEN SPORA…

Aksaray’da Cumhuriyet döneminin ilk 30 senesine bakıldığında spor alanında bazı acı gerçekler bizi karşılar. Bunlardan bazıları CHP ve Halkevi tarihinde tutulmuş kayıtlar sayesinde bizim için açık ve belirgindir. 

Aksaray merkez ve köylerinin kültür, tarih, müzik, edebiyat, spor gibi alanlarda gelişmesine önayak olan halkevi ve CHP Aksaray teşkilatı, 1932-33 yılından başlayarak başarabildiği kadar Aksaray’ın eksik olduğu her alanda imar edilmesine de çalışmıştır. Her dalda esnaf, memur ve öğretmen kimselerin koşuşturduğu Aksaray’da, bazı seneler harikulade işler yapılmıştır. Ama bazı konularda da imkansızlıktan, idareci ve kadro yetersizliğinden dolayı yetersiz yahut çaresiz kalınmıştır. Öyle ki halkevinin köylerde halkodası olarak kurulması ve yayılması işi bile Aksaray’da 50’li yılların başına gelindiği halde tamamen bitirilememiştir.

 

Her türlü imkansızlığa, yetersizliğe rağmen özveriyle çalışmayı bırakmayan Halkevi azaları şehrin eksikliklerini tamamlamak, ilçeliğe düşmüş Aksaray’ın her yönden geride kalmışlığını kapatmak için şehre yeni binalar, yeni teşekküller kazandırmış, olmayanları ortaya çıkarmaya çalışmış, farklı alanlarda yeni başlangıçlar açıp, bunların çoğunda da başarılar kazanmıştır. 

Okuryazar oranlarının arttırılması, afetlerde yardım kampanyaları ve yoksullar için kırtasiye-bağış kampanyalarının yapılması, halk sağlığı kontrolü, bando takımı kurulması gibi etkinliklerde elde edilen başarılar, çabalar arşivlerde mevcuttur. Niğde Valiliği, Aksaray kaymakamlığı ve Aksaray belediyesi gibi kurumlarca kimi zaman yeterli seviyede, kimi zaman biraz da olsa destek verilmiş, halkevi çalışanlarına elden geldiğince yardımcı olunmuştur. Fakat bu Aksaray CHP ve Halkevinin her döneminde böyle olmamıştır. 

 

(Aksaray Halkevi: 3,Niğde Halkevi: 1, 1935 yılı)

 

Halkevi, kurulduğunun 2.senesinden başlayarak özellikle 1933-1940 yılları arası bazı idari dönemlerde, idari yapısında istismar ve bozulmalar yaşamış, bu da Aksaraylının zararına olmuştur. Bunu da, CHP’nin kendi teşkilatlarını düzenli olarak, yıl içinde 2 kez denetlemekte kullandığı ‘’Çalışma raporları’’ndan görebiliyoruz. Raporlara göre kimi zaman gerekli görüldüğünden, yılda 2 ilâ 6 defa kadar denetlenen iller, kazalar, nahiyeler olmuştur. Aksaray’da bunlardan biridir. Bazı özel durumlarda kimi teşkilatları bir yılda üç kez, farklı illerin milletvekilleri CHP ve Halkevi teşkilatlarını denetlemeye gelmiştir. Tutulan raporlar CHP genel merkezine yollanmış, bir nüshası da konuyla ilgili, örneğin Niğde, Kayseri gibi ilgili vilayet merkezlerine gönderilmiştir. 

Aksaray’da, bir senede iki kez denetlenmesi gerekirken, bazı yıllarda bu -iki kere-nin farklı zaman aralıklarıyla 2’şer kez, ya da 3’er kez olmak üzere, Niğde bölgesi teftiş milletvekilleriyle, 2 ila 5 arası sayıda denetleme görmüştür. Denetleyen isimlerden bazıları Aksaray Mebusu Ali Rıza Arıbaş, Kırklareli Mebusu Şevket Ödül, Aydın Mebusu Agâh Sırrı Levend, Kayseri mebusu Hasan Ferit Perker, Bursa Mebusu A. Galip Kahraman’dır. 

 

(1937 ulusal yılı gazetelerden)

 

O yıllarda Halkevlerinin çalışmaları belirli kollar düzleminde yapılmaktaydı. Örneğin kitapsaray kolu halka okuma-yazma öğretme, kitap okutma, kitap alışkanlığı kazandırma, kütüphane kurma gibi etkinlikler de yer alırken, spor kolu da halkevi bünyesinde spor yarışmaları düzenleme, spor takımları oluşturma, sporcuların yetiştirilmesi, spora gençlerin kazandırılması, kurulan takımlara çevre illerdeki yarışmalara Aksaray’ı temsilen katılması gibi faaliyetlerle ilgilenirdi. Diğer kollar da CHP tüzüğüne göre kendi alanında, aynı tür faaliyetler gerçekleştirmekteydi. Örneğin, Aksaray’ın halkevi kitapsaray kolu sayesinde gelişme gösterdiği noktalar okuryazar oranı, okulların açılması ve bakımı, kütüphane kurulumu, köy odalarının açılışı, yardım kampanyaları gibi noktalardır.

 

Gelgelim Aksaray’da bu kollar çoğunlukla memur ve öğretmenlerin idaresi ve desteğinde olmuştur. Fakat ortaya konulan faaliyetler bazı dönemler hariç, çoğunlukla imkansızlıklardan dolayı yetersizdir. Bu da Aksaray’ın kimi yönlerden gelişmesine bir nev’i ket vurmuştur denilebilir. Çünkü iktidarın desteğinde olan, belirli düzeylerde nakdi yardım alan halkevi tam etkili olarak kullanılamayınca, buna dayanarak Aksaray için pek çok şeyin gelişmesi, ortaya çıkarılması da gecikmiş, 50’li senelere kadar gerçekleşmemiş ya da sağlanamamıştır, ibaresi rahatlıkla denilebilir.

 

 

(Konya kulüpleri 1930)

 

İşte bunlardan biri olan Aksarayspor’un kuruluşu da, buna başlıca örnektir. 1935-1945 senesi arasında CHP tüm Türkiye’de halkevlerinde tüm dallarda faaliyetler yapmış, spor teşkilatları, kütüphaneler kurmuş, vilayetlerin neredeyse çoğunluğunda o vilayet için yeni binalar kazandırmıştır. Şimdi biz sadece spor kolunun etkinliklerinden bahsedeceğiz. Spor dalında yeni sporcular kazandırılan vilayetler, kendi takımlarını, avcılık, güreş, yüzme, atletizm dalları, futbol ve tenis başta olmak üzere hızlıca teşekkül etmişlerdir. Bunlara örnek 1901-1935 yılları arasında resmi takımı kurulan ve bir ya da birden fazla spor kulübü olan vilayetlerden bazıları şunlardır: Çorum, Konya, Eskişehir, Nazilli, Manisa, Denizli, Afyon, Uşak, Eskişehir, Ordu, Rize, Bartın, İstanbul ve mahalleleri, Ankara ve mahalleleri, Gaziantep, Malatya, Bartın, İzmir ve İlçeleri… 

 

Aksaray bu yıllarda sadece, bir dönem CHP idare heyeti Reisi İzzet Turan zamanında kurulan halkevi takımıyla kendisine yer bulur… O da Niğde Halkevi ile Aksaray Orta mektep mezunları ile maç yapmakta kullanılır. Bu yıllarda (1935-1938) Aksaray’da futbol oynanacak ya da antrenman yapılacak bir alan ya da tesis kayıtlara göre bulunmamaktadır. Zaten sonrasında da boş arsalar haricinde bir yer de bulunamayacaktır.

 

1933-1945 yıllarını Aksaray bu imkansızlıklara bağlı olarak zayıf gelişmelerle geçirir. 1928-1950 yıllarında Belediye Başkanlığında Hadi Arıbaş, Muhittin Perek, B. Ali Gürün ve Ahmet Kadıoğlu gibi isimler bulunmuştur. Bu dönemlerde Spora ne derece yatırım yapıldığı, imkan tanındığı hakkında ya da sporun gelişmesine ve geliştirilmesine ilgi duyduklarına dair pek arşiv kaydı, belge bulunmamaktadır. Sadece o dönemden erişmiş fotoğraflar bize bu konuda yardımcı olmaktadır.

 

1934-1945 yılları CHP teşkilatları çalışma raporları-arşiv kayıtları incelendiğinde ise Aksaray ve spor alanında pek olumlu bilgiler ortada yoktur. Spor Aksaray’da bu yıllarda sadece okullarda ya da okullar sayesinde yapılabilen resmi bayram günleri ve kutlamalarda göz önüne gelen bir faaliyettir. O da çoğunlukla, resmi kutlamalarda okulun ya da şehrin geneline yansıyan bir gösteri alanı olarak yansımaktadır. Bu yılların verileri incelenirse doğru bir kanı olarak, Aksaraylı, spor alanında pek kendini gelişmeye adamamış ya da vermemiş, sadece halkevi futbol takımına bağlı olarak futbolla ve diğer dallarla ilgili kalmış denilebilir. Ve bunun böyle olmasını etkileyen pek çok olumsuz şart vardır. 

 

Birincisi olarak ödeneksizlik en büyük etkendir denilebilir. Halkevine gelen ödenekler az miktarda olmasına karşın halkevi spora harcayacağı parayı hiçbir ihtiyaca yetiştirememiştir. Ne de olsa, ‘’Bir tuğlayla duvar olmaz, elden gelenle de öğün olmaz!’’ 1936 yılı spor bütçesi olarak Niğde’den aldığı 350 lira bina, saha, tesis harici diğer spor harcamaları için tahsis edilmiştir. Sporcu görmeden eriyen bu para çok kısıtlı olduğu için, spor kolu kendi ihtiyaçlarını dahi tam olarak karşılayamaz. 

 

İkinci sebep, halkta sporun ya da spordaki çoğu branşların pek ilgi ve karşılık görmemesidir. Bu da zaten fakir veya imkanı kısıtlı halkın böyle şeylere harcayacak zamanı ve parası olmadığı anlamına da gelir. İmkanı olanlar da zaten eğitim, siyaset yahut ticaretle uğraşmakta spor köşesi biraz boş kalmaktadır. Halkının çoğu muhafazakar olan Aksaray için zaten spor bir öncelik değil, o dönemlerde gücü yetenin ya da meraklısının boş zaman geçirme uğraşıdır da denilebilir. Sırf işte bu yüzden o dönemlerde, halkevi takımından öteye de gidilememiş de olabilir.

 

Bir başka etken ise resmi kurumların spora verdiği önem veya önceliktir. O da, o dönemin idarecileri olan Valiler, Kaymakamlar ya da Belediye başkanları açısından bakıldığında, spor için pek çok olumsuzluk ortaya çıkar. Resmi kurumların halkı spora teşviki, spor imkânları tanıması ve yaratması, spor etkinlikleri düzenlemek gibi yönlerden biraz eksik kalınması da yıkıcı, olumsuz etkenlerden sayılabilir. Yeni binalar, yeni kalkınma hamleleri yanında spor belki de en son ilgilenilen, en az ilgi gösterilen alan olarak kalmıştır. 

Cumhuriyet Aksaray’ın da ilk gösteri alanının veya toplanma alanı olarak, bu yıllarda belediye binası-Ulucami önü, sonraları hükümet meydanı önü olarak kullanılması bize idarecilerin yapabildiklerine de örnektir. Sonraları, o yıllarda düzlenen Pamucak düzlüğü ya da Karasu taraflarında düzlenen alanların da hayvan pazarı olarak kullanılması da, genellikle şehir ihtiyaçlarının giderilmesinin öncelik olarak hedeflendiğine örnek gösterilebilir. Başka ihtiyaçlar öncelikken, Spora ilgi ve alaka yanında kurumsal olarak destek de pek yoktur. Münferit olarak CHP teşkilatından aynı idarecilerin bağlı olduğu kurumların maçlarda verdiği Atatürk büstü hediyesi gibi ödülleri de saymazsak eğer, bu alaka çoğu dönem de böyledir. Ya da mecburen son öncelikli alanlar arasında spor alanı kalmıştır denilebilir.

 

1903-1935 yılları arasında ülkemizde pek çok branşta takımlar ve ligler oluşturulmuş, CHP teşkilatları sayesinde yenileri kazandırılmaya, spor alanının geliştirilmesine çalışılmıştır. Konya’da bu yıllar ve öncesinde, 5 adet futbol kulübü kurulurken bu yıllarda, kulüplerin, azalarının ve sporcuların çoğu da ilçelerine aittir. Konya Vilayeti genel olarak kendi spor gelişmesini tamamlamaya uğraşmış denilebilir.

Niğde’de spora tanınan öncelik olmayan alanların oranı yükseltilerek, birse yüz yapılarak kağıt da var denilmiştir. Fakat buna rağmen, CHP ve halkevi merkezi olarak tutulan kayıtlar bize, Aksaray ilçesinin pek de olumlu olarak gelişme gösteremediğini göstermektedir. Sadece CHP Halkevi Çalışma raporlarına bakılarak bile, Niğde Merkezin kendi ilçelerine ve yakınlarına çalışmış olduğu fakat Aksaray ve Nevşehir ilçelerinde pek gelişme gösterememiş olduğu kolayca fark edilebilir. Bunu yine tutulan halkevi defterlerinden de görebiliyoruz. Aksaray halkevi futbol takımının olmadığı, saha ve spor tesisinin olmadığı da tutulan çalışma raporlarından öğrenilmektedir.

 

İşte bunlar gibi pek çok etken Aksarayspor’un kurulmasına, Aksaray’da sporun gelişmesine, var olmasına, sporcuların ortaya çıkmasına engel olan başlıca sebeplerdendir. Daha pek çok etken de bunlara ilave edilebilir. Peki bu sadece CHP Dönemi-Halkevi yıllarına ait bir eksiklik miydi?

 

CHP yönetimi ya da halkevlerinin etkisinin kırıldığı 1952 yılından sonrası da bu durum Aksaraylı için pek değişmez. 1960’lara kadar ilgi alaka az, spora yaklaşım da önemli ve kıymetli bir kol olarak görülerek değil, gerekirse destek olunan, lazım gelirse öne alınan ya da son öncelikli alanlardandır. Şehir arşivlerine bakıldığında anlaşılır ki, spor dalında da pek kayda değer bir gelişme ortaya konulmamıştır. Tesisleşme, sporcu kazanma, spor dalları açılması, branşlar için spor alanları düzenlenmesi gibi pek çok alanda Aksaray idarecileri, onlarca sebebe bağlı olarak yine etkisiz ve zayıf kalmıştır. 

Bu yıllarda Aksaray’ın dublörü olan İstanbul-Aksaray’da bile, 1954 yılında Aksarayspor adıyla resmi ve amatör olarak bir kulüp kurulur.

          

Buna rağmen gerçek Aksaray’da, Aksarayspor’un ilk resmi kuruluşu 1967 yılı olurken, ilk stadyumu da 1974 yılında yapılmıştır. 1935 yılı halkevi futbol takımı gençlerinden 1967 yılı Aksaray Spor gençlerine uzanan süre, neredeyse bir futbolcunun emeklilik yaşının geldiği süredir. 32 sene, bir kulüp gelişimi ve şehir halkı için, aslında çok büyük bir kayıptır.

 

Türkiye’deki ilk futbol takımı olarak kabul gören 1901 yılında kurulan Black Stocking ve 1902’de kurulan Kadıköy Spor Kulübü ile 1905 yılında kurulan Galatasaray S.K. ve 1907 yılında kurulan Fenerbahçe S.K. yanında, İstanbul’daki dublöründen bile sonra (1954), 1967 yılında ilk amatör kulübüne erişen biz Aksaraylılar… 

Demek ki, yol, bizim için uzun, ağır ve zahmetli olmuş… (Aşağıda bu yolu hızlı alanlardan iki örnek şehrin takımları, 1933 yılı Samsunspor ve 1936 yılı Çorumspor fotoğrafları.)