“BAŞARIYA HAZIR MISIN?”
Hayatta herkes zirveyi hayal eder… Kimimiz erken vazgeçer, kimimiz yolda kırılır. Ama başarı denilen o güçlü kelimenin arkasında çoğu zaman anlatılmayan bir gerçek saklıdır: O yol inişli çıkışlıdır. Ve herkes için.
Başarıya giden yol ne babanın soyadıdır, ne de dayının gölgesi. Akrabaların, siyasi tanıdıkların, arka kapıdan girme hayallerin seni bir yere kadar taşır. Ama ötesini istiyorsan, terleyeceksin. Emek vereceksin. Bazen kaybedeceksin, bazen yalnız kalacaksın. İşte gerçek sınav da orada başlar.
Bir lokantanın mutfağında tabak yıkayan genç, o tabaktan geçen yemekleri bir gün kendi markasında sunacağını bilmeden çalışır. Bir fabrikanın girişinde kart basarak giren işçi, bir gün kendi iş güvenliği firmasını kuracağını hesaba katmaz. Ama olur. Neden? Çünkü arkasına dayısını değil, kendi emeğini almıştır.
Sen de eğer çıktığın bu yolda "benim arkam sağlam" demek yerine, "ben sağlamım" demeyi seçersen başarı gelir. Çünkü insanlar torpili değil, başarıyı satın alır.
Kardeşim, hayallerin varsa...
Korkma yoldan.
Korkma dikenlerden.
Korkma düşmekten.
Ama tek bir şeyden kork: Birilerinin sırtından yükselip, kendi adınla parlayamamaktan…
Görmediğin sabahlar, tatmadığın zahmetler, kaybetmediğin geceler yoksa… Zafer senin değil, sadece sana ödünç verilmiş bir hediyedir.
Yarın, sahne senin olduğunda…
Geçmişte hangi teri döktüğüne, hangi uykusuzlukları yaşadığına bakılır.
Unutma: Başarı hikayesi yazmak istiyorsan, o hikayede başrol sensin. Başkası değil.
O yüzden:
"Başarı için çıktığın yolun inişini-çıkışını göze alacaksın..."
Ve kendine her sabah şu soruyu soracaksın:
"Ben bu başarıyı hak etmek için bugün ne yaptım?"
Yanıt veremedin mi?
Dön, yeniden başla.
Ama asla “arkam sağlam” deme.
Sen sağlam ol.
Gerisi gelir...