Basın ve Eleştiri: Susturulmaya Çalışılan Gerçekler
Basının asli görevi, toplumu bilgilendirmek ve kamuoyunu aydınlatmaktır. Bu sorumluluk, çoğu zaman eleştiriyi de beraberinde getirir. Çünkü bir gazeteci, yalnızca övgüyle değil, eksikleri ve yanlışları ortaya koyarak da görevini yerine getirir. Ancak ne yazık ki günümüzde, eleştiriye tahammülsüzlüğün giderek arttığını görüyoruz. Eleştirildiğinde haber göndermeyi kesen, basını dışlayan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu tavır, yalnızca kişisel bir kırgınlığı değil, toplumsal bilgi akışına da ket vurmayı ifade eder.
Kraldan Çok Kralcılar: Eleştiri Korkusu ve Sindirme Çabası
Eleştiri, bir toplumun ilerlemesinde ve daha iyiye ulaşmasında vazgeçilmez bir unsurdur. Eleştiriye tahammülsüz olanlar, aslında hatalarını kabul etmeye yanaşmayan ve bu hataların görünür olmasından korkan kişilerdir. Öyle ki, bu kişiler çevrelerinde "kraldan çok kralcılar" yaratır; sorgusuz sadakat gösteren bu kişiler, eleştiriyi susturmak için haber akışını kesmek gibi yöntemlere başvurur. Ancak unutulmaması gereken bir gerçek var: Bu tür yöntemler, eleştirinin doğruluğunu ve haklılığını daha da pekiştirir.
Bir gazeteci dostumun vaktiyle söylediği şu söz bu durumu çok güzel özetliyor:
"Haber gelmiyorsa ot çöp haberi yap; boşluğu doldurur ama asıl gerçeği gölgeleyemez."
Bu anlayış, basının bağımsızlık ruhunu ve eleştirinin değerini ortaya koyar. Haber göndermeyi durduranlar şunu bilmelidir ki; bu yöntem, yalnızca basını değil, toplumun bilgi alma hakkını da sekteye uğratır.
Toplumun Bilgi Alma Hakkı ve Eleştirinin Gücü
Gazetecilik bir kamu hizmetidir. Toplumun bilgi alma hakkı, kişisel hırs ve egolara feda edilemez. Basına yönelik yapılan bu tür sindirme girişimleri, yalnızca o anı değil, geleceği de etkiler. Çünkü bağımsız bir basın susturulmaya çalışıldığında, toplum gerçeklerden uzaklaştırılır ve yanlış bilgiyle yönlendirilir.
Bugün eleştiriyi kaldıramayanların yarın daha büyük sorunlarla yüzleşeceğini öngörmek zor değil. Haber göndermemek, basını susturmak ya da gazeteciyi yıldırmaya çalışmak yalnızca kısa vadeli bir çözümdür. Uzun vadede ise bu tavır, eleştiri yapan gazeteciyi daha da güçlendirir, toplumu daha fazla gerçek arayışına iter.
Kalem Korkmaz, Kalem Susmaz
Kendi adıma, bu tarz girişimlerin beni yıldırmayacağını ve kalemimi susturamayacağını belirtmek isterim. Yazmak, bir gazeteci için yalnızca meslek değil, aynı zamanda bir sorumluluktur. Eleştiriden kaçmak yerine, onu anlamaya çalışmak, eleştiriyi bir fırsat olarak görmek en doğru yaklaşımdır. Eleştiriyi kaldıramayanlar, aslında kendi zayıflıklarını ve eksikliklerini açık eder.
Sonuç olarak, yapılan her hamle, her engelleme ve her susturma girişimi not edilir. Çünkü basın tarih boyunca gerçeklerin bekçisi olmuştur ve olmaya devam edecektir. Unutmayalım: Kalem, yalnızca gerçeğin peşinden gider ve hiçbir güç onu durduramaz.
"Toplumun bilgi alma hakkını korumak için yazmaya devam."