BİZİM HİKÂYEMİZ
Kırk bir sene evvel çıktık bu yola
Bilemedim nasıl geçti dildarım
Daha ilk durağa varmadık bile
Bu kadar yıl nasıl uçtu dildarım
Geçen süre hayatın ilk fasılası
Ömrümüzün yarısından fazlası
Olmamışken bizim filmin galası
Bir fırsattı gençlik, kaçtı dildarım
Mutlu musun dersen inan mutluyum
Hatta uçuyorum çift kanatlıyım
Düne göre daha da umutluyum
Gönlümün gülleri açtı dildarım
Kıt kanaat geçen seneler vardı
Maaşımız yetmez, elimiz dardı
Ama engin gönlün derya kadardı
Senin için yokluk hiçti dildarım
Birlikte dağ demedin taş demedin
Diyar diyar dolaştık aş demedin
Yeter gayrı bu arkadaş demedin
Sözüm sende başa taçtı dildarım
Hayalini süslemedi katla yat
Alâkadar etmedi hiç lüks hayat
Şehirlisin boş ver ye iç yan gel yat
Demek sana göre suçtu dildarım
Haram helal demeyerek konanlar
Kefende cep olacakmış sananlar
Bir gün yağa bir gün bala bananlar
Bu cihandan züğürt göçtü dildarım
Belki bola sala yiyip giymedin
Şatafata bakıp darda koymadın
İmrenip de onlara hiç uymadın
Alayının gözü açtı dildarım
Bazen başım alıp çıktım yabana
Derdimi sorarsın diyerek bana
Çünkü diyemezdim o zaman sana
Kahpe ne birdi ne üçtü dildarım
Nasıl geldik biz bu günlere nasıl
Anlatsam anlamaz şimdiki nesil
Bütün mesele bu değil de asıl
Gençlik vefadan vazgeçti dildarım
Biliyorum gâh gözünde yaş oldum
Gâh başını vurduğun bir taş oldum
Gâh ızdırap veren zor bir eş oldum
Fevrî sana hep muhtaçtı dildarım
28.11.2024, Kırıkkale
Mustafa TOPAL (Fevrî)