Metin KURT


Cambaza Bak Cambaza !

Siyasetin En Eski Hilesi ve Uyanışın Zamanı


Hepimizin bildiği, hatta çocukluktan beri kulaklarımızda çınlayan bir tabir var: “Cambaza bak, cambaza!” Bu cümle aslında bir illüzyonun simgesi. Bir yandan gözleriniz cambazın nefes kesici akrobasi hareketlerine kitlenmişken, diğer yandan cebinizdeki cüzdan çoktan çalınmış olabilir. Bu masum görünen oyun, yıllar içinde siyasetin de vazgeçilmez bir stratejisi haline geldi. Fakat bu oyunu bozmak için biraz dikkat, biraz farkındalık ve elbette aklımızı kullanmamız gerekiyor. Haydi, bir köşe yazısıyla bu stratejiyi siyasi arenaya uyarlayalım ve uyanış çağrısı yapalım.

Cambaz Sahnede, Cebimizde Ne Oluyor?

Siyasette, "Cambaza bak" stratejisi çok eski bir hiledir. Gündemdeki temel sorunlar yerine dikkatler başka yerlere çekilir. Halkın dikkatini çeken parlak bir sahneye birkaç cambaz çıkarılır, hoplaya zıplaya akrobasi numaraları yaparken aslında perde arkasında çok daha ciddi kararlar alınıyor olabilir. Yolsuzluklar, hukuksuzluklar, ekonomik krizler, sosyal adaletsizlikler... Bunların hepsi cambazın gölgesinde kaybolur. “Cambaza bak cambaza!” demekten, o arada neler olup bittiğini göremez hale geliriz.

Örneğin, ülkede bir ekonomik kriz mi var? İşsizlik mi almış başını gitmiş? Yolsuzluk mu ayyuka çıkmış? Merak etmeyin! Hemen bir başka mesele ortaya atılır: Bir televizyon dizisi üzerinden tartışmalar, siyasi polemikler, tarihsel olayların güncellenmesi ya da "milli mesele" olarak sunulan konular, halkın dikkatini dağıtmanın mükemmel araçları haline gelir. Medyanın baş köşelerinde bu cambazlar boy gösterirken, asıl meseleler sessizce kenara itiliverir.

Cambazın Hilesini Anlamak: Aklını Kullanan Uyanır

Ancak her cambaz gösterisi izleyicinin aklını esir alamaz. Eğer gözümüzü cambaza dikerken, zihnimizin bir köşesinde neler olup bittiğini sorgulamaya devam edersek, oyunu bozabiliriz. Siyasette de aynı prensip geçerli. Yöneticiler, gündemi yönetme konusunda ustalaşmış olabilirler; ancak halk olarak bizim de bir uyanışa ihtiyacımız var.

Neden? Çünkü cebimizden ne çalındığını anlamak için sadece cambaza değil, sahnenin etrafına da bakmamız gerekiyor. Halkın refahı için atılması gereken adımlar atılmadığında, sorular sormamız şarttır. Eğer dikkatimiz bilinçli bir şekilde dağıtılıyor ve gerçekler gizleniyorsa, bu noktada uyanık olmak ve sorumluluk talep etmek vatandaşın görevi haline gelir.

Mizahla Göz Açmak: Siyasetin En Komik Yüzü

Siyasi cambaz oyunlarının komik bir tarafı da var. Düşünsenize, bir gün ülkenin en büyük sorunlarından biri enflasyonken, ertesi gün ekranlarda "milli şuur" tartışmaları alevleniyor. Ya da başka bir gün, devlet kaynaklarıyla ilgili ciddi sorular sorulması gerekirken, halkı "büyük başarı" diye sunulan köprülere, havaalanlarına ya da "milli projelere" bakmaya teşvik eden konuşmalar yapılıyor. İşin komik yanı, bu parlak projelerin bile aslında nasıl bir borç ve krizle finanse edildiğini birçoğumuz fark edemiyoruz. O yüzden, her yeni projede cambaz bir kez daha sahneye çıkıyor, biz de alkışlıyoruz.

Ancak mizah, bu stratejileri açığa çıkarmada güçlü bir araç olabilir. Cambazı sadece izlememeli, onun hareketlerine kahkahalar atmalıyız. Çünkü bazen gerçekler en iyi mizah yoluyla anlaşılır. İktidar cambazları ne kadar ustaca numaralar sergilerse sergilesin, bir kez perde arkasındaki asıl oyunu görmeye başladık mı, bu numaraların etkisi azalır.

Uyandıran Mizah: Zihinsel Cambazlıkla Mücadele

Gelin bir senaryo düşünelim: Ülkenin mali durumu o kadar kötü ki, insanlar enflasyon altında eziliyor. Ama hükümet ne yapıyor? Bir anda dikkatleri bir dış politika meselesine çekiyor, tüm medya kuruluşları da bunu büyük bir zafer gibi sunuyor. Sosyal medyada troller devreye giriyor, cambazı övmeye başlıyorlar: “Bu lider olmazsa ülke biter!” O sırada arka planda vergi artışları, zamlar, işçi çıkarımları birbiri ardına geliyor. Halk uyutuluyor, çünkü hepimiz cambaza bakıyoruz. İşte bu noktada mizahtan faydalanarak bu illüzyonu bozmak gerekir.

Bir karikatür düşünün: Sahnede dans eden, hoplayıp zıplayan bir cambaz var, ama sahne dışında büyük bir kasa dolusu para dışarıya taşınıyor. Kasa taşıyan adamın yüzünde bir gülümseme, cambazın ise kafasında bir taç var. İkisi de halkı uyutmanın farklı yüzleri. O zaman gerçek uyanış, bu mizahı anlamaktan geçer.

Uyanışın Zamanı Geldi

Eğer sürekli olarak "Cambaza bak!" demek zorunda kalıyorsak, bir şeyler yolunda gitmiyor demektir. Siyasi oyunların bu illüzyonuna düşmemek için gözümüzü dört açmalı, sadece sahnedeki gösteriye değil, arka planda dönenlere de dikkat etmeliyiz. Asıl mesele, uyuyanların uyanmasıdır. Bu uyanış, aklımızı kullanarak ve sorular sorarak mümkündür. Cambaza bakmak yetmez; cambazın arkasındaki eli görmek gerekir.

Her cambaz gösterisi bir sona erer, ama halkın gözlerini açması ve aklını kullanması her zaman yeni bir başlangıçtır.