GAZNELİ MAHMUD'UN BABASI VE GAZNELİLERİ DEVLETLEŞTİREN HÜKÜMDAR SEBÜKTEGİN (977-997)
İlk Yılları
Gazneli hükümdarı olan Sebüktegin'in 940'lı yıllarda doğduğu sanılmaktadır. Kara Beckem adlı bir kabile liderinin oğluydu. 10'lu yaşlardayken bir yağma akını sırasında Tuhsılar’a esir düştü ve Sâmânî Emîri I. Nûh zamanında (943-954) Buhara’ya getirildi. Bir esir tüccarı tarafından 959 yılında Sâmânî kumandanlarından Alp Tegin'e satıldı. Alp Tegin, Sebüktegin'e fazlasıyla değer veriyordu. Sebük Tegin, Alp Tegin’in himayesiyle Sâmânî sarayında hızla yükseldi ve önemli görevlere tayin edildi. Alp Tegin onu kızıyla evlendirdi. Alp Tegin'in vefatından sonra da prestijini korumaya devam etti.
Alp Tegin'den Sonra
Gaznelilerin kurucusu kabul edilen Alp Tegin'in vefatı üzerine (963) yerine oğlu Ebu İshak İbrahim geçti (963-966). Başarısız bir yönetim sergileyen ve Samanilerin nüfuzuna giren Ebu İshak'ın vefatından sonra yerine Alp Tegin'in emirlerinden Bilge Tegin geçti. Samanileri mağlup ederek bölgedeki Türk hakimiyetini sağlamlaştıran Bilge Tegin, 975'de bir kuşatma sırasında hayatını kaybetti; yerine Böri Tegin adlı biri geçti.
Ne var ki halka karşı kötü davranması ve devlet işleriyle ilgilenmemesi halk ve ordunun tepkisine neden oldu ve çok geçmeden tahttan indirildi (977).
Hükümdar Olması
Böri Tegin'den sonra Gazne tahtına kimin geçeceği konusu muamma idi. Gazne'nin önde gelenleri bir süre yeni hükümdarın kim olması gerektiğini istişare ettiler. Hükümdar adaylarının tamamı konuşuldu, ancak her adayda bir kusur bulundu. Nihayet Alp Tegin'in önemli adamlarından olan Sebüktegin, hükümdar adayları arasında en iyisi olarak belirlendi ve yeni hükümdar ilan edildi (977). Görünürde Sâmânîler’in bir valisi gibi hareket etse de bağımsız Gazneliler Devleti’nin gerçek kurucusu Sebük Tegin’dir.
Afganistan Ve Hindistan Seferleri
Gazne tahtının yeni sahibi Sebüktegin devletin başına geçtikten kısa bir süre sonra ilk olarak Türk hâkimiyetini Gazne’den Doğu Afganistan’daki Zâbülistan bölgesine kadar genişletti. Zâbülistan asillerinden birinin kızıyla evlenerek bölge halkını kazanmaya çalıştı. Büst üzerine yürüyüp buranın hâkimi Togan Tegin’i mağlûp ederek şehre hâkim oldu (366/977 veya 367/978). Ardından Tohâristan’ı ele geçirdi. Zemindâver, Doğu Gur ve Kusdar bölgelerine kadar ulaştı. Askerî açıdan stratejik öneme sahip Leşker-i Bâzâr şehrini kurdu. Daha sonra Hindistan'a yönelen Sebüktegin, merkezi Kâbil vadisi olan Vayhand Hindûşâhî hânedanı ve hükümdar Caypal Gazneliler’in Kuzey Hindistan’da yayılmasına bir engel teşkil edince harbe tutuştuğu Caypal'ı iki sefer mağlup etmeyi başardı. Caypal, Sebüktegin ile barış görüşmeleri gerçekleştirdi ve ona 1 milyon dirhem para ve 50 fil vermenin yanı sıra sınır bölgesindeki bazı kale ve kasabaları Gazneliler’e terk etmeyi kabul etmesine rağmen anlaşmaya uymadı. Üstüne üstlük Kuzey Hindistan’daki diğer Hint racalarıyla bir ittifak oluşturdu ve fillerle takviyeli büyük bir ordunun başında Gazne’ye doğru yürüdü, ancak yenilgiye uğramaktan kurtulamadı (376/986). Sebük Tegin, bu galibiyetten sonra Lâmgân ve Peşâver arasındaki toprakları hâkimiyet alanına kattı. Bu bölgede oturan Halaç Türkleri ve Afganlar da onun emrine girdi. Seferler sonunda adı geçen yerlerde hutbe Sebük Tegin adına okunmaya başlandı ve adına sikke basıldı.
Samani Ülkesindeki Karışıklıklar
Sebüktegin yönetimindeki Gazneliler bağımsız gibi hareket etseler de resmi olarak halen daha Samanilere bağlıydılar (Sebük Tegin, Keş şehri civarında yapılan görüşmede Sâmânî Emîri II. Nûh’a sadakat yemini etmiş ve düşmanlarına karşı ona yardımcı olmaya söz vermişti.). Samaniler ise iç karışıklıklarla boğuşuyordu. Bu sırada Sâmânî Devleti’nin Türk kumandanlarından Horasan Sipehsâlârı Ebû Ali es-Simcûrî ve Fâik el-Hâssa, II. Nûh’a karşı birleşerek Buhara’ya hâkim olmak istediler. Zor durumda kalan II. Nûh, Sebük Tegin’i yardımına çağırdı. Oğlu Mahmud ile birlikte harekete geçen Sebük Tegin, Herat yakınındaki savaşta (384/994) Ebû Ali ve Fâik el-Hâssa’yı mağlûp etti. Tahtını Sebük Tegin’e ve oğluna borçlu olan II. Nûh, Sebük Tegin’i Belh valiliğine, Mahmud’u Horasan sipehsâlârlığına tayin etti. Böylece bölgedeki gücünü daha da arttırmış oldu.
Mahmud, Horasan’da Ebû Ali ve Fâik el-Hâssa’nın hücumuna uğrayıp Herat’a sığınmak zorunda kalınca Sebük Tegin, Tûs’a doğru ilerledi ve şehir civarında Ebû Ali ile tekrar karşılaştı (385/995), Ebû Ali bu defa da mağlûp oldu. Savaşın ardından Fâik yardım istemek için Karahanlılar’ın yanına gitti, Ebû Ali ise af dilemek için gittiği Buhara’da tutuklandı (386/996). Karahanlı hükümdarlarından Nasr b. Ali, Fâik’in kışkırtmasıyla Buhara’ya hücum etmek üzere hazırlık yapmaya başlayınca II. Nûh yine Sebük Tegin’den yardım istedi. Sebük Tegin ordusunu Ceyhun’un kuzeyine geçirdikten sonra II. Nûh’u ordugâhına çağırdı. Ancak Vezir Abdullah b. Üzeyr, II. Nûh’u Sebük Tegin aleyhine yönlendirip bu çağrıya uymasını engelledi. Gazneli kuvvetlerinin Buhara’ya yürümesi üzerine II. Nûh kendisini yanıltan vezirini hapsetti. Sebük Tegin savaş yapmadan Sâmânîler adına Karahanlılar ile antlaşma imzaladı. Buna göre Sâmânîler, Siriderya (Seyhun) sahasını Katvân çölüne kadar Karahanlılar’a bırakıyordu.
Vefatı
Karahanlılar ile anlaştıktan sonra Belh’e dönen Sebük Tegin burada hastalandı ve Gazne’ye giderken Belh yakınlarındaki Madru Mûy köyünde vefat etti (Şâban 387 / Ağustos 997). Cenazesi Gazne’ye götürülerek orada toprağa verildi. Yerine veliaht tayin ettiği küçük oğlu İsmâil geçti. Sebük Tegin askerleri tarafından çok sevilmiş, ölümünden sonra Gazneliler arasında “Emîr-i Âdil” lakabıyla anılmıştır. Çocuklarının yetişmesi için özel bir dikkat göstermiş ve başarılı birer hükümdar olmalarını sağlamak maksadıyla onlar için Pendnâme adıyla on iki bölümden oluşan bir eser kaleme almıştır.
Ayrıca günümüzde Afganistan’da bulunan Leşker-i Bazar isimli bir şehir kurmuştu.
Başta Ebü’l-Feth el-Büstî olmak üzere dönemin tanınmış şairleri onun için mersiyeler yazmıştır.

