Metin KURT


Geleceğe Mizahi (!) Bir Not

Köyden Şehre Göçenler...


Gerçek bir hikayeden yola çıkılmıştır…

Köyden Şehre Göçenler: Babamın Fakirlik (!) Günleri ve Bugünkü Şehirli Zenginliğimiz (!)

Çocukken kendimizi hep “fakir” sanırdık. Babamın 500 dönüm tarlası vardı, traktörün biri iner biri çıkardı. Ortalama 150 koyun, birkaç inek, dana... Yılın sonunda 60 ton buğday, 150 kuzu, bir-iki dana satılırdı. Ama üzerimizdeki eskimiş elbiseler ve yamalı ayakkabılarla "fakiriz" diye dolanırdık. Gerçi sofra hep doluydu. Et yemeğinden bıkmış, yumurta görünce masadan kaçan çocuklardık. Pastırma ve sucuk günlük yiyeceğimizdi, tereyağı bozulursa annem yenisini yapardı. Ama köyde yaşadığımız için şehirde şık giyinenler bize hep “zengin” gibi görünürdü.

Şehirdeki Zengin (!) Hayat: Arsa, Beton ve Market Sırgını

Köylüler olarak hep bir idealle büyüdük: "Okusun, memur olsun, köyde hayatını çürütmesin." Hayat kurtulsun diye gönderdiğimiz çocuklar dönüp, “Baba, bu tarla işini bırak, şehre taşınalım,” dedi. Köyden göç başladı. Tarlalar satıldı, şehirde arsalar alındı. Arsalar müteahhitlere verildi, "daire zenginliğimiz" başladı. Şimdi üç-beş daire sahibi olan eski köylüler markete gidip bir kilo patatesin fiyatını görünce, “Ah, nerede benim 500 dönüm tarlam?” diye iç geçiriyor.

Tarladan Tezgâha: Soğansız Kalmanın Dramı

Eskiden tarlada üretir, köyde tüketirdik. Şimdi şehirde tüketiyoruz ama üreten yok. Pazarda patates soğan fiyatına bakarken köydeki saman ekmeği, annemin tereyağı ve sofradan kaçtığım yumurtayı mumla arıyoruz. Çocukken köpeklerin önüne koyduğumuz iç organlar şimdi lüks restoranlarda “gurme” diye satılıyor. O köpeklere bir selam çakmadan geçemem. Nerede o eski fakir (!) soframız!

Sobadan Doğalgaza: Zamlarla Isınan(!) Şehirli Hayat

Sobamızda tezek yakardık, şimdi doğalgaz faturası karşısında o tezekleri mumla arıyoruz. Doğalgaz zammına kızan köylüler, "Eskiden köyde olsak sobanın başında oturuyorduk," diye ah çekiyor. Kömür alsak çevreye zarar, doğalgaz alsak cebe zarar. E, o zaman biz bu şehri neden bu kadar sevdik?

Geleceğe Mizahi (!) Bir Not

Bugün şehirde büyümüş çocuklara köy hayatını anlatsam, "Netflix dizisi mi bu?" diye soracaklar. Çocuklar, köy dediğiniz şey bir zamanlar gerçekti. İnsanların zengin olduğu ama kendini fakir sandığı, şimdi ise tam tersi. Hâlâ göç devam ediyor. Köyler boş, şehirler dolu. Ama dolan sadece insanlar, cebimiz hep boş. Şimdi dönüp düşünüyorum: Babam gerçekten bir ağa imiş, ama şimdiki şehirli (!) zenginliğimiz de tam bir komedi. Şaka bir yana, esas fakirlik, topraktan kopmakmış.