Murat Mustafa Ciritçi


İlla edep

İlla edep


İlla edep

"Gezerken Halep’i, Şam’ıeyledim ilmi, Meğer ilim hiçmiş, illa edep, illa edep.

Dediler ilim geride, İlla edep, illa edep. Girdim ilimmeclisine, Eyledim, kıldım talep. Dediler ilim geride, İlla edep, illa edep."

 

Yunus Emre

Bu dizeler, Yunus Emre’ye ait. İşte asıl mesele burada; bilgi sadece öğrenmekle değil, aynı zamanda derin bir anlayışla, edep ve ahlakla ilişkilidir.

Anlamak, ruhu besleyen bir yolculuktur. Eğer bilgiyi, sadece kelimelerle sınırlı bir şekilde alıyorsak, o zaman hakiki anlamı bulmamız mümkün değildir.

 

Türklüğü seveceksin

Evladım, öncelikle Türklüğü seveceksin. Eğer Türk değilsen, bu vatanın bir parça dahi ekmeğini yemeden, bu vatanı terk edeceksin! Biz tüm inançlara, yapısına ve birleştirici tüm düşüncelere saygılıyız. Sesini yükseltmekle, alim olamazsın; en ilerisi olacağını bildiğimiz cahil kalırsın.

 

Türklüğü seveceksin

Bu söylediklerim belki onur kırıcı olacak; ancak onuru ve şerefi olan bir vatandaş, yaşadığı, ekmek yediği, yaşamını sağladığı vatana, düşünce olarak bile ihanet ederse, suçu bu topraklardan atılmak olmalıdır. Validemin doğurduğu öz kardeşim bu ihanete kapılacak olursa, hiç çekinmeden devlete kendim veririm.

Vatan sevgisi, yalnızca fiziksel varlığın değil, aynı zamanda ruhsal bir bağlılığın ifadesidir. Bu bağlılık, toplumun temel direklerinden biridir ve ona ihanet, yalnızca bireyi değil, tüm milleti etkileyen bir yaradır. Bu nedenle, vatanımıza olan sadakatimizi her zaman korumalıyız.

 

Editörden

Dün, öğrencilik yıllarımda benim yanımda eğitim alan ve hâlâ görüşmeye devam ettiğim Ünal adlı öğrencim geldi. Bana İslam’ı anlatmaya çalışıyordu; fakat bakış açısı, ezberletilmiş, kapalı bir anlayıştan öteye geçmiyordu. Mevlana, Gazali, Firuz, İbn Haldun ve El-Cezeri hakkında hiçbir bilgisi yoktu.