Yalçın ÇELİK


Karabağ Zaferi’nin Yıldönümü: Türk Birliğinin Gücü ve Türkiye’nin Stratejik Rolü

Karabağ Zaferi’nin Yıldönümü: Türk Birliğinin Gücü ve Türkiye’nin Stratejik Rolü


Karabağ Zaferi’nin Yıldönümü: Türk Birliğinin Gücü ve Türkiye’nin Stratejik Rolü

 

 

 

Bakü / Ankara – 8 Kasım 2025
 Azerbaycan’ın 2020 yılında kazandığı Karabağ Zaferi’nin beşinci yıldönümü, Türk dünyasında gurur, birlik ve dayanışma duygularıyla kutlanıyor. 44 gün süren vatan savaşında elde edilen bu tarihi zafer, sadece Azerbaycan’ın değil, tüm Türk milletinin ortak iradesi, teknolojik gücü ve stratejik vizyonunun bir yansıması olarak kabul ediliyor.

 

44 Günlük Mücadeleyle Tarihin Akışı Değişti

2020 yılının sonbaharında başlayan ve 44 gün süren Karabağ Savaşı, Azerbaycan ordusunun üstün askeri kabiliyetiyle sonuçlandı. Şuşa başta olmak üzere birçok bölge işgalden kurtarıldı. Savaşın ardından imzalanan anlaşma, Güney Kafkasya’da yeni bir denge dönemini başlattı ve bölgesel istikrar için önemli bir dönüm noktası oldu.

Bu zafer, sadece bir askeri başarı değil; bağımsızlık, egemenlik ve adalet arayışının uluslararası düzeyde sembolü hâline geldi.

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Stratejik Desteği

Karabağ Zaferi sürecinde Türkiye Cumhuriyeti’nin desteği, kardeş Azerbaycan için tarihî bir dönüm noktası oluşturdu. “Bir millet, iki devlet” anlayışı sahada somut bir dayanışmaya dönüştü. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin askeri eğitim, istihbarat ve stratejik planlama alanlarındaki katkısı, Azerbaycan ordusunun kabiliyetlerini güçlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, zaferin ardından yaptığı açıklamada, “Karabağ’da kazanılan zafer, Türk milletinin ortak azminin ve kardeşliğinin bir göstergesidir” ifadeleriyle Türkiye’nin sürece olan tarihi sorumluluğunu vurgulamıştı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ise, “Bu zafer yalnızca Azerbaycan’ın değil, tüm Türk dünyasının onurudur” sözleriyle iki ülke arasındaki kardeşliğin altını çizdi.

 

Türk Savunma Sanayiinin Parlayan Yıldızı: İHA ve SİHA’lar

Karabağ Savaşı’nın seyrini değiştiren en önemli unsurlardan biri, Türkiye’de geliştirilen Bayraktar TB2 insansız hava araçları oldu. Türk mühendislerinin yerli imkânlarla ürettiği bu sistemler, düşman hatlarının tespitinde, zırhlı birliklerin imhasında ve hava üstünlüğünün sağlanmasında kilit rol oynadı.

Bu başarı, modern savaşlarda insansız sistemlerin stratejik önemini ortaya koyarken, Türk savunma sanayiinin küresel düzeyde saygınlık kazanmasını da sağladı. ASELSAN, ROKETSAN ve Baykar gibi öncü kuruluşların geliştirdiği teknolojiler, yalnızca savaş sahasında değil, uluslararası savunma diplomasisinde de Türkiye’nin etkisini artırdı.

 

Şuşa: Direnişin ve Yeniden Doğuşun Sembolü

Zaferin simge kenti Şuşa, bugün kültürel ve ekonomik anlamda yeniden ayağa kalkıyor. Azerbaycan hükümeti, Türkiye’nin teknik desteğiyle bölgenin altyapısını güçlendirirken; şehirde uluslararası kültür festivalleri, sanat etkinlikleri ve yatırım projeleri düzenleniyor. Şuşa, sadece bir şehir değil; Türk dünyasının ortak hafızasında direnişin sembolü hâline geldi.

 

Bölgesel Güvenlikte Yeni Dönem

Karabağ Zaferi sonrasında Türkiye ve Azerbaycan, Güney Kafkasya’da barışın kalıcı hâle gelmesi için ortak adımlar atıyor. İki ülke, askeri iş birliği merkezleri kurarken, ulaştırma ve enerji koridorlarının geliştirilmesiyle bölgesel kalkınmaya öncülük ediyor.

Türk Devletleri Teşkilatı da bu süreçte “ortak güvenlik ve refah vizyonu”nu destekleyerek Türk dünyasının küresel sistemdeki konumunu güçlendirmeyi hedefliyor.

 

Birlik, Teknoloji ve Gelecek Vizyonu

Karabağ Zaferi; Türkiye’nin teknolojik gücü, Azerbaycan’ın kararlılığı ve Türk dünyasının dayanışma ruhu ile kazanılmış tarihi bir destandır. Bu zafer, sadece bir bölgenin özgürleşmesi değil; Türk milletinin ortak idealleriyle şekillenen modern bir başarı hikâyesidir.

Bugün, Azerbaycan semalarında uçan Türk yapımı İHA ve SİHA’lar; mühendisliğin, kardeşliğin ve bağımsızlığın gökyüzündeki simgesi olmaya devam ediyor.

 

 

Yalçın ÇELİK / Teknik Öğretmen, Mekatronik Yüksek Mühendisi