Hayat, insanın kendi öz değerleriyle sınandığı bir arenadır. Mertlikten dem vurup, her rüzgâra göre eğilenler; dürüstlük nidalarıyla iki yüzlülüğe prim verenler... İşte günümüzün ibretlik halleri. Yüreğinde mertlik taşıyan birine en büyük hakaret, mertlik iddiasındaki dansöz ruhların varlığıdır. Hadi gelin, bu maskelerin ardındaki yüzlere birlikte bakalım.
Mertlik mi, Kıvraklık mı?
“Mertim” deyip her dönemeçte kıvrılanlara ne demeli? Sözü mertlik, icraatı cambazlık olanların sayısı az mı aramızda? Onlar için mertlik, yalnızca bir perde; arkada ise menfaatin, korkaklığın ve yüzeyselliğin dansı var. Bu tür insanları tanımak zor değil. Yalnızca bir zorlukta, bir çıkar çatışmasında kim olduklarını hemen belli ederler. O yüzden demişler, “Yiğitlik yiğidin zor zamanında belli olur.”
Dürüstlük ve İki Yüzlülük Dansı
Dürüstlükten bahsedip iki yüzlü davrananlar da cabası... Gözümüzün içine bakarak "Sana hep doğruları söylerim" diyenin, sırtımızı döndüğümüzde ne oyunlar çevirdiğini öğrendiğimizde, hayal kırıklığı değil, gerçekleri fark etmenin huzuru gelir. Çünkü dürüstlük bir süs değildir; o, karakterin en doğal yansımasıdır. Dürüst olamayan birinin en büyük mazereti, kendini bile kandırmasıdır.
Sadakat Maskesiyle İhanet Edenler
Sadakat... Bir dostluk yeminidir, bir sevgiliye verilen sözdür. Ama sadakat nutukları atanların ihaneti, insanın canını en çok yakan yerden vurur. Çünkü onlar, güveni boşa çıkarır. İhanet, ancak sadakat maskesiyle yapılabilir. İşte bu yüzden bu maskeli balonun şişkinliği, en büyük ihanettir.
Hak Yiyenlerin Adalet Tiyatrosu
Adaletin timsali olduğunu iddia edenlerin hak yemesi kadar büyük bir trajedi olabilir mi? Onlar için adalet, yalnızca kendilerine dokunan bir değer. Başkalarının hakkı, onların terazisinde bir ağırlık bile taşımaz. Bu adalet tiyatrosunda perde, hep güçlüden yana kapanır. Oysa gerçek adalet, güçsüzün sesini duyabilmektir.
Gurur ve Yalakalığın Paralel Evreni
Gururdan bahsedip, yalakalığın dibine vuranların dünyası ise bambaşka bir evrendir. Onların gururu, yalnızca bir etiket; yalakalığı ise yaşam tarzıdır. Etrafında döndükleri çıkar sahiplerinin ayakları altına serilen bu sahte gururlar, kişisel onurun cenaze törenleridir.
Parazitler ve Alın Teri Hikâyeleri
Bir de aldığı paranın helalliğinden bahsedip başkalarının sırtından geçinen parazitler var. Alın terinden bahsederler, ama ter, asla onların alnında değil, başkalarının omzunda damlar. Bu tür insanlardan helal para beklemek, çölden yağmur beklemek gibidir.
Menfaat Uğruna İftira Atanlar
İftira, insanlık tarihinin en eski silahlarından biridir. Menfaatini korumak için iftira atanlar, sadece karşısındakine değil, kendi vicdanına da bir hançer saplar. Allah korkusunu diline dolayan, ama menfaatine dokunulunca iftiranın en çirkefine başvuranlar, en büyük vicdan cellatlarıdır.
Satılan Dostluklar ve İnsanlık Dersleri
Dostluktan dem vurup, çıkar çatışmasında arkadaşını satanlar... Bir insan, bir dostunu satarak aslında yalnızca kendisini satar. Çünkü dostluk, bir kalbin diğerine emanetidir. Bu emaneti çiğneyen, kendi onurunu çiğnemiş olur.
İnsan Olmanın Sorumluluğu
Mertlik, dürüstlük, sadakat, adalet... Bunlar yalnızca güzel kelimeler değil, insan olmanın omuzlarımıza yüklediği sorumluluklardır. Ancak bu sorumlulukları sadece söylemekle değil, yaşayarak yerine getirebiliriz. Mertliği, dansözlüğe çevirmeyen; dürüstlüğü, iki yüzlülüğe kurban etmeyen; sadakati, ihanetle lekelemeyen bir dünya hayal değil, gerekliliktir. Ve bunu yapabilmek, sadece vicdanlı bir duruşla mümkündür.
Unutmayalım: Maskeler düştüğünde, yüz değil, gerçek karakter ortaya çıkar. O yüzden herkes, gözlerindeki yansıma kadar mert, sözlerindeki karşılık kadar insandır.