Tarih, kimi zaman sabırla bekler ve olayların gerçek yüzünü yalnızca zamanın geçişiyle ortaya koyar. Suriye'de yaşananlar da bu gerçeğin çarpıcı bir örneği. Beşşar Esad, 2011’de başlayan Arap Baharı’yla birlikte iktidarını sarsan olaylarla karşı karşıya kaldı. Ancak iç savaşın en kanlı dönemlerinde bile yerini korumayı başardı. Peki, onüç yıldır devrilemeyen Esad’ın ani bir şekilde görevden alınması veya gidişi, onüç gün gibi kısa bir sürede nasıl mümkün oldu?
Bu sorunun yanıtını bulabilmek için, Suriye'deki güç dinamiklerini, uluslararası dengeleri ve tarihsel bağlamı detaylı bir şekilde incelemek gerekiyor.
Onüç Yıllık Mücadele: Esad Nasıl Dayandı?
2011 yılında Arap Baharı'nın dalgaları Ortadoğu'yu sarsarken Suriye de bu fırtınadan payını aldı. Halk protestolarıyla başlayan süreç, kısa sürede uluslararası bir kriz haline geldi. Ancak Esad, birkaç temel faktör sayesinde iktidarda kalmayı başardı:
Rusya'nın Desteği
- Rusya, Suriye'yi Akdeniz'deki en önemli müttefiki olarak gördü ve askeri üslerini korumak adına Esad rejimini destekledi. 2015'te başlayan Rus müdahalesi, rejim için dönüm noktası oldu.
İran'ın Stratejik Çıkarları
- İran, Esad'ı Şii hilalini korumak için kritik bir müttefik olarak gördü. Askeri, finansal ve lojistik yardımlarla rejimin ayakta kalmasına büyük katkı sağladı.
Muhalefetin Dağınıklığı
- Suriye muhalefeti, farklı ideolojik ve etnik gruplardan oluşuyordu. Bu durum, birleşik bir cephe oluşturmayı zorlaştırdı ve rejime karşı etkili bir mücadele yürütülemedi.
Uluslararası İkilemler
- ABD ve Avrupa, müdahale konusunda tutarsız bir politika izledi. "Kırmızı çizgi" olarak ilan edilen kimyasal silah kullanımı sonrası bile somut bir müdahale gerçekleşmedi.
Onüç Günde Değişen Dengeler
Eğer Esad gerçekten kısa bir sürede iktidardan uzaklaştırılmışsa, bunun altında yatan nedenler muhtemelen dışsal güçlerin bir uzlaşıya varması ya da rejim içinde ciddi bir çözülmenin yaşanmasıdır.
Olası Senaryolar
Uluslararası Uzlaşı
- ABD, Rusya, İran ve Türkiye gibi bölgesel aktörlerin bir noktada anlaşmaya varması, Esad'ın görevden ayrılması için bir yol haritası oluşturmuş olabilir. Bölgeye dair yeni stratejik çıkarlar, bu uzlaşıyı hızlandırmış olabilir.
Rejim İçi Çatlaklar
- Onüç yıl boyunca süregelen savaşın getirdiği yorgunluk, ekonomik kriz ve toplumsal çöküş, rejimin temel dayanaklarını zayıflatmış olabilir. Ordu ya da yakın çevreden gelen bir iç darbe ihtimali bu süreçte etkili olmuş olabilir.
Halk Ayaklanması veya Güçlü Bir Muhalefet
- Belki de halkın uzun süredir biriken öfkesi bir kıvılcımla patladı ve Esad'ın otoritesini hızla aşındırdı. Bu senaryo, benzer şekilde Tunus ve Mısır'da da gözlemlendi.
Veriler Işığında Olasılıklar
Ekonomik Çöküş
- 2011’de Suriye ekonomisinin büyüklüğü yaklaşık 60 milyar dolar iken, iç savaş sonrası bu rakamın 14 milyar doların altına düştüğü tahmin ediliyor. Halkın yaşam şartlarının dayanılmaz hale gelmesi, rejime karşı tepkiyi artırmış olabilir.
Demografik Yıkım
- İç savaş sırasında 13 milyon kişi yerinden edildi, yaklaşık 500 bin kişi hayatını kaybetti. Bu demografik çöküş, rejimin toplumsal meşruiyetini tamamen yitirmesine yol açtı.
Askeri Dengeler
- Suriye ordusu, savaşa girmeden önce 300 bin aktif askere sahipti. Ancak savaş sürecinde bu sayı yarıya düştü ve ordu giderek paralı milislere bağımlı hale geldi.
Tarihin Tanıklığı: Zaman Her Şeyi Açıklar
Tarih, Esad’ın gidişini onüç gün gibi kısa bir sürede gerçekleşen bir olay olarak yazmış olabilir. Ancak bu süreç, görünürde hızlı olsa da aslında uzun yıllara dayanan bir çözülmenin sonucudur. Bir liderin iktidarda kalması kadar, o iktidarın nasıl sona erdiği de büyük dersler barındırır.
Tarih, bu sürecin arkasındaki sırları anlatmak için belki de daha fazla zamana ihtiyaç duyacak. Esad’ın gidişi, yalnızca Suriye için değil, bölgedeki tüm aktörler için derin bir dönüm noktası olacaktır.
Bu yazı, tarihin akışını anlamak için bir başlangıçtır. Esad’ın gidişi yalnızca bir liderin devrilişi değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası güçlerin dengelerini yeniden şekillendiren bir olaydır. Geriye kalan tek şey, bu olayın sonuçlarının Ortadoğu ve dünya üzerindeki etkilerini zamanla gözlemlemektir.

