İlhami İNCEÖZ


SORMA, DÜNYANIN NESİNDEYİZ EMMİ!

SORMA, DÜNYANIN NESİNDEYİZ EMMİ!


SORMA, DÜNYANIN NESİNDEYİZ EMMİ!

 

Üç gün şöhret yaşayanlar devri bu

Kursakta hak taşıyanlar devri bu

Ekranda şey kaşıyanlar devri bu

 

Sen gideli, gecesindeyiz emmi!

Sorma, dünyanın nesindeyiz emmi!

 

Ana oynar, kız çalar dümbeleği

Kız oynar, ana attırır göbeği

Sorma babayı, kundakta bebeği

 

Evcek, çalgı-çengisindeyiz emmi!

Acun beyin, tivisindeyiz emmi!

 

Altlarında dört nallı, gezgin atlar

Faiz sütun, veresiye hayatlar,

Kurtlanmış beyin, yine de rahatlar!

 

Avrupa’nın pis izindeyiz emmi!

Frengistan çizgisindeyiz emmi!

 

Didinir on bir ay, harcar bir ayda

Popçuya köledir, dilde fîdayda,

Şer’en valste, örf’en orgla halayda,

 

Türklüğün cenazesindeyiz emmi!

Şirretin kepazesindeyiz emmi!

 

Çok yıl oldu, yoksun buralarda sen!

Gözün arkada, kalmasın allasen!

Nesil, bildiğin hayta nesil ‘’şahsen’’,

 

‘’Fıtren’’, gâv’r ilerisindeyiz emmi!

Ne Gonya’da, ne Mersindeyiz emmi!

Sorma, dünyanın, nesindeyiz emmi!

 

 

Foto: İlhami İnceöz, Gelibolu Manzarası

 

FIŞKIRIYOR EMMİ!

 

Mümindir diye ektiğim topraktan

Kâfir, şom çöller, fışkırıyor emmi!

Asr’ı saadet umduğum yapraktan

İmansız güller fışkırıyor emmi!

 

‘’Başında bulut eksik!’’ denen kullar

İnsan borsasında kıymetsiz pullar,

Alim diye danıştığın mongollar

Şirk dolu göller fışkırıyor emmi!

 

Küskündür duvara astığım Kur’an,

Ne imanlı can var, ne canlı iman…

Fosiller, leşler içinde şeytandan

Kitapsız döller fışkırıyor emmi!

 

‘’Allah tek!’’, lâfzıyla soyan, ‘’yalancı’’,

‘’Günah yok özümde!’’ sayan, yalancı,

Çağ çirkefken, ‘’helal’’ doyan yalancı,

Benizden küller fışkırıyor emmi!

 

Gözleriz, gelmiyor dünyanın sonu,

Kırk eşik aştık, değiştik kırk donu,

Mahşere dek uzar amma bu konu

Sabırsız diller, fışkırıyor emmi!