SORMA, DÜNYANIN NESİNDEYİZ EMMİ!
Üç gün şöhret yaşayanlar devri bu
Kursakta hak taşıyanlar devri bu
Ekranda şey kaşıyanlar devri bu
Sen gideli, gecesindeyiz emmi!
Sorma, dünyanın nesindeyiz emmi!
Ana oynar, kız çalar dümbeleği
Kız oynar, ana attırır göbeği
Sorma babayı, kundakta bebeği
Evcek, çalgı-çengisindeyiz emmi!
Acun beyin, tivisindeyiz emmi!
Altlarında dört nallı, gezgin atlar
Faiz sütun, veresiye hayatlar,
Kurtlanmış beyin, yine de rahatlar!
Avrupa’nın pis izindeyiz emmi!
Frengistan çizgisindeyiz emmi!
Didinir on bir ay, harcar bir ayda
Popçuya köledir, dilde fîdayda,
Şer’en valste, örf’en orgla halayda,
Türklüğün cenazesindeyiz emmi!
Şirretin kepazesindeyiz emmi!
Çok yıl oldu, yoksun buralarda sen!
Gözün arkada, kalmasın allasen!
Nesil, bildiğin hayta nesil ‘’şahsen’’,
‘’Fıtren’’, gâv’r ilerisindeyiz emmi!
Ne Gonya’da, ne Mersindeyiz emmi!
Sorma, dünyanın, nesindeyiz emmi!
Foto: İlhami İnceöz, Gelibolu Manzarası
FIŞKIRIYOR EMMİ!
Mümindir diye ektiğim topraktan
Kâfir, şom çöller, fışkırıyor emmi!
Asr’ı saadet umduğum yapraktan
İmansız güller fışkırıyor emmi!
‘’Başında bulut eksik!’’ denen kullar
İnsan borsasında kıymetsiz pullar,
Alim diye danıştığın mongollar
Şirk dolu göller fışkırıyor emmi!
Küskündür duvara astığım Kur’an,
Ne imanlı can var, ne canlı iman…
Fosiller, leşler içinde şeytandan
Kitapsız döller fışkırıyor emmi!
‘’Allah tek!’’, lâfzıyla soyan, ‘’yalancı’’,
‘’Günah yok özümde!’’ sayan, yalancı,
Çağ çirkefken, ‘’helal’’ doyan yalancı,
Benizden küller fışkırıyor emmi!
Gözleriz, gelmiyor dünyanın sonu,
Kırk eşik aştık, değiştik kırk donu,
Mahşere dek uzar amma bu konu
Sabırsız diller, fışkırıyor emmi!