“Taklit, Yeni Övgü: ‘Seni Kopyaladım’ Mesajları Artık Başarı Belgesi”
Taklit edilmek ve takip edilmek… Artık suç değil, övgü sayılıyor! Sosyal medya ve gündelik hayatın ironik gerçeği: Başarı, birilerinin sizin peşinizden gelmesiyle ölçülüyor.
Taklit edilmek… Kimine göre sinir bozucu, kimine göre ise övülmenin en sinsi şekli. Son yıllarda sosyal medya çağında, “taklit edilmek” bir nevi dijital nişan halkası gibi popülerleşti. Artık insanlar gururla paylaşıyor: “Bakın, benim fikrimi çaldılar!” Hem de öyle sıradan bir çalma değil; Instagram story’den TikTok dansına, kahve tarifi videolarından ciddi iş projelerine kadar… Taklit etmek, sanki modern çağın bir onur madalyası haline gelmiş durumda.
Takip edilmek de cabası. Eskiden kimseye görünmeden iş yapmak bir meziyet sayılırdı, şimdi ise takipçi sayısı ve taklit edilme oranı başarı göstergesi. Çocukluğumuzdaki “arkadaşını seç, düşmanını değil” öğüdü yerini “seni kopyalayan çoksa başarıdan konuşuruz” mantığına bırakmış gibi.
İronik olan ise şu: Taklitçiler genellikle en az özgünlükle övünenlerdir. Kendi fikirleri yoktur, ama sizin yarattığınız küçük bir devrimi kendi sahnelerinde büyük bir başarıymış gibi sunarlar. Ve işin komiği, çoğu zaman orijinal fikir sahibi buna içerlemez; hatta gizlice gurur duyar. “Demek ki doğru yoldayım,” der. Çünkü birilerinin peşinden koşması, varlığınızın kanıtıdır artık.
Bir başka tuhaf gerçek ise iş dünyasında ve sosyal medya fenomenlerinde yaşanıyor. Markalar, yeni kampanya fikirlerini ilk gördüklerinde panik yerine mutlu oluyor. Çünkü taklit edilmek, fikirlerinin trend belirleyici olduğunun ispatı demek. Kimi zaman da takipçiler, orijinalini bulmakta zorlandığı için taklitçiyi sever, ama derinlerde gizlice asıl kaynağa hayranlık duyar.
Bu durumu günlük yaşamla örnekleyelim: Komşunuz her sabah sizin balkonunuzdan esinlenerek çiçek diker, iş yerinizde bir arkadaşınız sizin yöntemlerinizi uygular, sosyal medyada bir influencer sizin video formatınızı kopyalar… İlk başta sinir bozucu gelebilir, ama düşünün, sizin yaratıcı zekanız artık toplum için bir trend belirleyici olmuş demektir. Ve bunu inkâr edemezsiniz. Taklit edilmek, bir tür görünmez onur sertifikasıdır.
Ironi işte tam burada devreye giriyor. İnsanlar “taklit edilmek sinir bozucu” dese de, bir yandan bunun getirdiği prestijden ve görünürlükten faydalanır. Sosyal medya fenomenlerinin hayatı, bu çelişki üzerine kurulu. Taklitçi varsa bir fark yaratmışsınız demektir; takipçi artıyorsa, işler yolunda demektir. Kendi yarattığınız bir trendin başkaları tarafından benimsenmesi, artık modern dünyanın gizli bir övgü yöntemi hâline gelmiş durumda.
Sonuç olarak, taklit edilmek ve takip edilmek, eski zamanlardaki gibi suç veya korku kaynağı değil. Aksine, modern dünyanın ironik ve eğlenceli bir övgü biçimi. Kimileri için küçük bir sinir bozucu an olabilir, ama gerçek şu ki, sizin yarattığınız şey artık başkalarının ilham kaynağı olmuş demektir. Ve bunu kabul etmek, modern çağın yeni kibarlığı: “Beni kopyaladın, teşekkür ederim!”
Taklit etmek, modern toplumda artık bir saygı göstergesi, bir başarı işareti ve hatta küçük bir mizah kaynağı. Kim bilir, belki de gelecek nesiller bir gün “Taklit Etmek Başarıdır” müzesini gezecekler. Orada herkes sizin fikirlerinizi minik açıklamalarla görecek: “Burada gördüğünüz şey, bir zamanlar bir başkasının takip ettiği bir fikir olarak başlamıştı.”
Ve işte hayatın ironisi: Taklit edilmek aslında özgünlüğün en çarpıcı kanıtıdır.

