Emekli Korgeneral Engin Alan’ın açıklaması, Türkiye’nin yakın tarihindeki en hassas konularından biri olan terör meselesine dair önemli bir değerlendirme sunuyor. Terör örgütü liderlerinin ve onlara destek veren siyasi yapıların son dönemde yaptığı açıklamalar, kamuoyunda ciddi tartışmalara yol açtı. Bu tartışmaların merkezinde ise "çözüm süreci" gibi geçmişte yaşanan deneyimlerin yeniden gündeme getirilme ihtimali yer alıyor.
Alan’ın vurguladığı ilk nokta, terör örgütünün silah bırakma gibi bir niyetinin olmadığını ortaya koyuyor. Geçmişte çözüm süreci olarak adlandırılan girişimlerin temelinde, örgütün silah bırakması ve Türkiye’nin demokratikleşme adımlarını güçlendirmesi hedeflenmişti. Ancak süreç, örgütün taviz vermeyen tutumu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlandı. Bugün ise benzer söylemlerle yeniden bir müzakere sürecinin kapısının aralanmaya çalışıldığı iddiaları gündeme geliyor.
DEM Parti ve benzeri yapıların demokratik dönüşüm süreci adı altında verdikleri mesajlar, toplumda farklı tepkilere yol açıyor. Bazıları bu süreci barışçıl bir çözümün anahtarı olarak değerlendirirken, birçok kişi ise bunun yeni bir tuzak olduğuna inanıyor. Engin Alan’ın ifadeleri de bu kaygıyı taşıyor. Demokratikleşme kavramı, örgütün amaçlarını meşrulaştırmak ve kamuoyu desteği kazanmak için bir araç olarak kullanılıyor olabilir mi? Bu soru, her zamankinden daha fazla tartışılmayı hak ediyor.
Türkiye, terörle mücadelede yıllar boyunca farklı stratejiler denedi. Ancak yaşanan acı tecrübeler, bazı noktaların altını kalın çizgilerle çiziyor:
Terör örgütleri yalnızca silah zoruyla değil, ideolojik ve siyasi destekle de varlıklarını sürdürüyor.
Halk desteği, örgütlerin en büyük gücü ve zayıf noktasıdır. Bu nedenle, algı yönetimi ve psikolojik savaş, terörle mücadelenin ayrılmaz bir parçası olmalıdır.
Geçmişte çözüm süreci adı altında yapılan girişimler, terör örgütünün yeniden güçlenmesine zemin hazırladı.
DEM Parti’nin ve terör örgütü liderlerinin açıklamaları, yeniden çözüm sürecinin başlatılmak istendiği izlenimini uyandırıyor. Ancak bu sürecin arkasında gizlenen niyetler, kamuoyunda soru işaretleri yaratıyor. Emekli Korgeneral Engin Alan’ın uyarısı, tam da bu noktada anlam kazanıyor: "Tuzak! Yemezler!"
Alan’ın bu sözleri, toplumun hassasiyetlerini ve devletin güvenlik politikalarına olan desteğini yansıtıyor. Türkiye’nin terörle mücadelede kararlılıkla yoluna devam etmesi gerektiğini savunan bu görüş, aynı zamanda geçmişten alınan derslerin unutulmaması gerektiğini de hatırlatıyor.
Türkiye’nin terörle mücadelesi, yalnızca askeri operasyonlarla değil, stratejik planlama ve kamuoyu desteğiyle de yürütülmelidir. Demokratikleşme ve özgürlük söylemleri, terörün gölgesinde şekillendirilmemelidir. Emekli Korgeneral Engin Alan’ın uyarısı, çözüm süreci gibi geçmişte yaşanan tecrübelerden ders çıkarılması gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Türkiye’nin güvenliği ve birliği için atılacak her adım, dikkatle planlanmalı ve uygulanmalıdır.