Mehmet ŞAHAN (PİR-Î FÂNİ)

Tarih: 19.10.2023 12:18

ANNE KALBİ (kıssa)

Facebook Twitter Linked-in

ANNE KALBİ (kıssa)

.

Okulunun aşçısı Mehmet’in annesiydi,

Koruyup kollayacak onun tek hamisiydi!

.

Ne yazık ki bu kadın birazcık özürlüydü,

Nasıl olmuş bilen yok kendisi tek gözlüydü!

.

Bu durum Mehmet için utanılacak ardı,

Annesini görünce hemen ordan kaçardı!

.

Bu utançtan da öte ondan nefret ederdi,

Ölsün diye yalvarır hatta gıybet ederdi!

.

Bir gün ilkokuldayken annesi çıka gelir,

Yavaşça yaklaşarak oğluna selam verir!

.

“Bunu nasıl yaparsın? Neden geldin buraya?

Yerin dibine soktun, tuz bastın bak yaraya!

.

Seni böyle görenler dalga geçer dururlar,

Dalgayla yetinmeyip yerden yere vururlar!

.

Madem gelecektin ben gidince gelseydin,

Beni gülünç duruma düşürmeden ölseydin!”

.

Anne cevap vermedi sanki dondu bir anda,

Kabahat onda değil, gelip onu soranda!

.

İlkokulu bitirdi Mehmet gitti şehire,

Annesinin yüreği sanki döndü nehire!

.

Aradan yıllar geçti kendi işini kurdu,

İçi yanan anneyi ne aradı ne sordu!

.

Ev aldı, evlendi ve çocukları da oldu;

Geliri de yerinde hayatından memnundu!

.

Oğlunun hasretine fazla dayanamadı,

Hasret dolu yılları bir türlü sayamadı!

.

Kim bilir ayrılığın bu kaçıncı yılıydı;

Kalbi duracak gibi, günleri sayılıydı!

.

Son bir defa oğlumun yüzünü görsem dedi,

Hasretim sona erse canımı versem dedi!

.

İşte buydu Mehmet’in annesinin ruh hali,

Sormaya hiç gerek yok ortadaydı ahvali!

.

Son bir defa annesi ziyarete gelmişti,

İçindeki hasreti sanki sona ermişti!

.

Onu gören çocuklar önce biraz güldüler,

Sonra korkup kaçarak biraz da üzüldüler!

.

“Benim çocuklarımı sen nasıl korkutursun,

Hemen terk et burayı oğlun senden kurtulsun!”

.

Mehmet böyle kovunca annesi sessiz kaldı,

Belki gerek duymadı belki çaresiz kaldı!

.

“Kusuruma bakmayın yanlış geldim galiba,

Kafanıza takmayın, çoktan öldüm galiba!”

.

Mehmet’in annesinin son sözleri bu oldu,

Arkasına bakmadan o gözlerden kayboldu!

.

Bitirdiği okuldan bir gün bir mektup aldı,

Belirtilen tarihte tüm mezunlar toplandı!

.

Toplantının sonunda tuhaf ki merak etti,

Bir zaman büyüdüğü eski evine gitti!

.

Komşular annesinin öldüğün söylediler,

Emanet bıraktığı mektubunu verdiler!

.

“Ey sevgili oğlum ben seni düşünüyorum,

Hep senin sağlığını, huzurun düşlüyorum!

.

Ziyaretine gelip çocukları korkuttum,

Belki üzdüm sizleri yürekleri burkuttum!

.

Bunun için üzgünüm önceden bilemedim,

Kalbimde yaşayanı beynimden silemedim!

.

Mezuniyet gününde gelsin diye evmiştim,

Belki görürüm diye ne de çok sevinmiştim!

.

Yataktan kalkar mıyım artık bilemiyorum,

Karalar bağlar mıyım artık gülemiyorum!

.

Sen büyürken sürekli utanç kaynağı oldum,

Nefret etmiş olsan da ben sevginle doğruldum.

.

Sen daha çok küçükken bir kaza geçirmiştin,

Geçirdiğin kazada gözünü kaybetmiştin!

.

Buna dayanamazdım bu dert benim de derdim,

Bu yüzden de ben sana kendi gözümü verdim!

.

Sen gördükçe ben gördüm mutluluğu, gururu;

Sanki ben yaşıyorum, yaşattığım o/nuru!”

.

Pir-î Fânî der ki bak; yanarsa anan yanar,

Kül olduğu muhakkak, gerisi yalan yanar!

.

MEHMET ŞAHAN (PİR-Î FÂNÎ)

19.09.2023 – KİLİS


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —