2 ayrı dönemde padişahlık yaptığı Osmanlı’yı 32 yıl idare eden Fatih Sultan Mehmed, Osmanlı tarihinin en parlak ve yenilikçi dönemlerinden biridir. Bu dönemde hem devlet yapısında hem de bilim, sanat, mimarlık ve askerî alanda pek çok “ilk” yaşanmıştır. İşte Fatih döneminin ilkleri:
1)Siyasî, Kültürel, Mimarî, Askerî ve Sanatsal İlkler
A)İstanbul’un fethi (1453)
Bu fetih sonucu İstanbul Osmanlı’nın başkenti oldu ve Bizans İmparatorluğu tamamen sona erdi.
➤ Bu, Orta Çağ’ın kapanıp Yeni Çağ’ın açılmasına neden olan olaydır.
Top kullanılarak yapılan ilk büyük kuşatma:
Fatih, Urban ustaya döktürdüğü “Şahi” toplarıyla İstanbul’un surlarını yıkarak top teknolojisini etkin kullanan ilk hükümdar oldu.
B)Donanmanın karadan yürütülmesi:
Gemiler Tophane’den Kasımpaşa’ya kütükler üzerinde karadan yürütülerek Haliç’e indirildi. Bu, askerî deha örneğidir.
İlk büyük Osmanlı donanması kuruldu:
Kaptan-ı Deryalık teşkilatı geliştirildi, Osmanlı ilk defa büyük bir deniz gücü hâline geldi.
C)Rumeli Hisarı’nın yapımı (1452):
İstanbul’un fethine hazırlık olarak yaptırıldı; kısa sürede tamamlanan en büyük askerî yapılardan biridir.
D)Yanmaz Balonların ve Yangın Füzelerinin Kullanımı
Yine aynı şekilde 1478 İşkodra Muhasarası'nda zeytinyağına batırdığı güherçileden mermi kullanan Fatih, harp tarihinde ilkleri yapmıştır. Üstüne yanmaz balonlar kullanıp, kaleleri zapt etmiştir.
Görüldüğü üzere teknik ve iman bir arada. Tıpkı Mimar Sinan'la üç yıl geometri, cebir ve hesap çalışan hocasının kendisine “Kartal çift kanadıyla uçar, tek kanatlı olsa uçamaz. İnsanın sağ kanadı din ve imansa sol kanadı akıl ve bilimdir. Biri olmadan diğeri tam faydalı olamaz.” sözünün daha Mimar Sinan doğmadan evvel ete kemiğe bürünmüş hali.
İşkodra'nın muhasarası, Fâtih'in en dâhiyane seferlerinden biridir. Padişah burada askerlik tarihinde ilk defa olarak 11 tane dev top, yangın füzeleri ve yanmaz balonlar kullanmıştır. İşkodra muhasarası, muhasarada kale içinde bulunan Marino Barlezio adındaki Venedikli rahip tarafından Latince olarak 3 cilt halinde kaleme alınmıştır. Bu sebepten, muhasaranın bütün tafsilâtına vakıf bulunuyoruz (Babinger, 444). Türk harb tekniğine dair Barlezio'nun verdiği tafsilât, hayrete şayandır. Adeta modern bir muharebe tasvir olunuyor sanılır. Gerçekten büyük çapta ve korkunç denecek derecede muazzam ağızlı topların ağırlıklarından dolayı pek sarp olan İşkodra'ya nakli mümkün olmayıp, Venedikliler'in hayretten büyüyen gözleri önünde kale eteklerinde Türk mühendislerinin hazırladıkları seyyar dökümhanelerde dökülüp monte edilip kaleye ateş saçmaya başlaması, düşmanın mâ-nevi kudretini geniş ölçüde kırmıştır. Fakat Venedik savunması kahramanca ve pek inatçı bir mukavemetle geçmiştir. Uçan ve değdiği yerde patlayan Türk füzelerinin, söndürülmesi pek müşkül alevlerle hemen her tarafı yakmaya başlaması karşısında kaledekiler dehşet içinde kalmışlarsa da Venedik askeri, kuvvetinin sonuna kadar karşı koyup bu muhasaradan yüz aklığı ile çıkmıştır (Babinger, 445).
Fâtih'in sonuncu seferi, Arnavutluk'a yaptığı bu sefer olmuştur.
Askeri deha bakımından ilklere imza atan Fatih, sanat konusunda da ilklere imza atmayı ihmal etmemiştir.
Örneğin Gentile Bellini'nin resmetmesiyle Batılı ressamlara portresini yaptıran ilk Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmed Han'dır.
Fatih döneminde, İstanbul’un fethinden sonra Rum ve Ermeni cemaatleri kendi alfabeleriyle matbaa kurmaya başlamışlardır (Müslümanlar arasında henüz yoktu).
İlk Osmanlı sarayı olan Topkapı Sarayı yapıldı (1460–1478) ve Osmanlı yönetiminin merkezi hâline geldi.
2)Bilim, Eğitim ve Kültür Alanındaki İlkler
İlk yükseköğretim kurumu kuruldu:
İstanbul’da Sahn-ı Seman Medreseleri açıldı. Buralar, Osmanlı’nın ilk “üniversite” düzeyindeki kurumlarıdır.
İlk rasathane ve bilim merkezi faaliyetleri:
Ali Kuşçu, İstanbul’a davet edilerek astronomi ve matematik çalışmalarını sürdürdü.
İlk tarih yazıcılığı örnekleri desteklendi:
Fatih, tarihçi Tursun Bey, Neşrî, Âşıkpaşazâde gibi isimleri himaye etti.
3)Yönetim ve Hukuk Alanındaki İlkler
Kanunlaştırma hareketleri başladı:
Fatih, “Kanunname-i Âl-i Osman” adlı ilk Osmanlı kanunnamesini hazırlattı. Bu, Osmanlı’da örfî hukuk sisteminin temeli sayılır.
Divan-ı Hümâyun’a padişah yerine vezîriâzam başkanlık etmeye başladı:
Böylece devlet işleri daha düzenli ve kurumsal hâle geldi.
Merkezî devlet anlayışı güçlendirildi:
Beylik kalıntılarına son verildi; taşra yönetimi sıkı denetime alındı.
4)Ekonomi ve Dış İlişkilerde İlkler
İlk kapitülasyonların temeli atıldı:
Venedik ile yapılan anlaşmalarla ticaret ayrıcalıkları verildi.
İlk altın sikke (sultani) bastırıldı:
Osmanlı’da ilk altın para, Fatih döneminde darp edilmiştir.
İlk modern anlamda dış politika:
Fatih, Avrupa devletleriyle diplomatik ilişkiler kurdu; elçiler gönderip kabul etti.
Sonuç olarak Fatih Sultan Mehmed dönemi, Osmanlı’yı beylikten imparatorluğa dönüştüren, devletin hem kurumsal hem kültürel temelini atan bir devirdir.
Bu yüzden tarihçiler onu sadece bir “fatih” değil, aynı zamanda devlet kurucusu ve reformcu olarak görürler.